Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2010/4237 E. 2010/6628 K. 02.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4237
KARAR NO : 2010/6628
KARAR TARİHİ : 02.06.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davalının payını hükmen tescil ile edindiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, … parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, davalı …’ın satın aldığı payın önalım nedeniyle iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK.nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Olayımıza gelince; Dava konusu edilen … parsel sayılı taşınmazda toplam 294/2211 pay sahibi olan … ve … paylarını 21.09.1973 tarihinde …, … ve …’a, anılan kişiler bu paylarını 21.07.1981 tarihinde …’a, … bu payları 21.10.1981 tarihinde yeniden …’a,…’da dava konusu payları 08.05.1992 tarihinde …’e … ise 06.08.1993 tarihinde davalı …’a satmıştır. Davacı … tarafından 26.07.1995 tarihinde davalı …’a karşı önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemli dava açılmıştır.
… 2. Asliye Hukuk Makemesi’nin 1995/398 Es. ve 2003/244 K sayılı ilamı ile davacı … tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemli davada davalı …’ın payını dava konusu taşınmazda Kadastro Mahkemesi’nin 19.02.2002 tarih ve 1999/27 Es. Ve 2001/9 K sayılı kararı ile ilk malikleri adına tescil edilmesi üzerine konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup anılan karar 22.12.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu edilen payı satın alan … tarafından payın ilk malikleri olan … ve … adına payların tescil edildiği ileri sürülerek açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/306 Es. ve 2006/193 K sayılı ilamı ile … ve … adlarına kayıtlı 294/4121’er payın iptali ile … adına tesciline karar verilmiştir. Davacı … tarafından bu davaya asli müdahale talebinde bulunularak … payı üzerinde önalım hakkı nedeniyle tapu iptal ve tescil istemi üzerine mahkemece ayırma kararı verilerek işbu dava açılmıştır. Davalı … tarafından açılan dava sonucu … ve … paylarının iptali ile … adına tesciline dair verilen karar 13.09.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Her ne kadar davalının paydaşlığı anılan mahkeme kararı ile oluşmuş ise de temelinde davalının 06.08.1993 tarihinde paydaş …’den satın aldığı pay bulunduğundan satım akdine dayanmaktadır. Süreç içinde görülen davalar sonucu payın davalı adına hükmen tescil kararı ile tescil edilmesi başlangıçta satış ile doğan önalım hakkını bertaraf etmez.Davaya konu payların hükmen tesciline ilişkin ilamın kesinleşme tarihi Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra olduğundan, uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunun 733 ve müteakip maddeleri gereğince çözümlenmesi gerekecektir. Tescil davasının kesinleşmesi ile hak kazanılmış ve böylece önalım hakkı doğmuştur. Bu durumda davanın açılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından, mahkemece işin esasının incelenmesi ve neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.