Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2010/378 E. 2010/4956 K. 26.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/378
KARAR NO : 2010/4956
KARAR TARİHİ : 26.04.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak tahliye davası işin niteliği gereği duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece tahliyeye karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir
Davacı vekili dava dilekçesinde davalının 1.5.2003 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli ikinci sözleşme ile kiracı bulunduğunu, sözleşmenin 8.maddesinde tahliye taahhüdünde bulunduğu halde süre sonunda tahliye etmediğini tarafların 2003 yılı Nisan ayının ilk haftasında bir araya gelerek bir yıl süreli sözleşmeyi düzenlediklerini,bu sözleşmenin ilk sözleşme olduğunu, ilk kontrat devam ederken kiracı ve kefil imzalı 28.4.2003 tarihli mektupla 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlemek istediklerini bildirdiklerini,ikinci kira aktinde yazılı tahliye taahhüdüne rağmen tahliye etmediğini belirterek kiralananın tahliyesini istemiştir.Davalı ise savunmasında davacının davasını kabul etmediklerini.davacı ile dava konusu yeri kiralama konusunda anlaştıklarını ve 5 yıl süreli 8 sayfalık 18 maddeden oluşan özel şartları taşıyan kira sözleşmesi yaptıklarını,ancak ruhsat ve resmi yerlere kira sözleşmesini vermek için noter tasdikinin istendiğinden noterden tasdikli bir yıl süreli ikinci bir kira sözleşmesi yaptıklarını,kira başlangıcının 1.5.2003 başlangıç tarihli sözleşme olduğunu görüşmeler ve sözleşmenin imzalanmasının Nisan ayında yapıldığını tahliye taahhüdünün muzayaka altında ilk sözleşme ile verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Hükme esas alınan 1.5.2003 başlangıç tarihli bir yıl süreli, 1.5.2003 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık taraflar arasında yapılan 1.5.2003 tarihli 1 yıl süreli ve 1.5.2003 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmelerinden hangisinin geçerli olduğu noktasındadır. Gerek 1.5.2003 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin, gerekse 1.5.2003 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünde “Tarafların birlikte yazdıkları 01.05.2003 tarihli 8 sayfa 18 maddeden oluşan ve 1.5.2003 tarihli sözleşmenin ayrılmaz eki olan hususi şartlarında yazılıdır” hükmüne yer verilmiş her iki sözleşmede 1.5.2003 tarihinde düzenlenmiştir. Tahliye taahhüdü ise her iki sözleşmenin özel şartlarında yazılı 8 sayfalık ve 18 maddelik eki olan özel şartların 8. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda 1.5.2003 tarihinde yapılan 8 sayfa 18 maddelik özel şartların bu
sözleşmelerin eki olarak kabul edildiğine ve taahhütnamenin de 1.5.2003 tarihinde yapılan 8 sayfalık özel şartların 8.maddesinde yazılı olduğuna ve sözleşme tarihleri ile düzenleme tarihlerinin aynı tarihi taşımaları nedeniyle bu taahhüdünün 1.5.2003 başlangıç tarihli bir yıl süreli sözleşme eki olarak verildiğine ve geçerli sözleşmenin bu sözleşme olduğu ve uyuşmazlığın bu sözleşmeye göre çözümlenmesi gerekir. Öte yandan 1.5.2003 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli sözleşme ve 28.4.2003 tarihli davalı ve dava dışı kefilin davacıya hitaben yazdığı mektup birlikte değerlendirildiğinde bu sözleşmenin ilk sözleşmenin tüm şartları aynı kalmak kaydıyla ilk sözleşmede belirtilen kira süresinin uzatılmasına ilişkin olduğunun kabulü icab eder.Bu nedenle her iki sözleşmenin de başlangıç, düzenleme tarihleri, özel şartları ve özel şartlarının düzenleme tarihleri aynı olduğuna, 8 sayfalık ve 18 maddelik özel şartların ilk sözleşme ile verildiğine, tahliye taahhüdünün bu özel şartların 8.maddesinde düzenlendiğine göre sözleşme ile aynı tarihi taşıyan tahliye taahhüdünün muzayaka altında verildiğinin kabulu gerekir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.