Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2010/2692 E. 2010/6687 K. 02.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2692
KARAR NO : 2010/6687
KARAR TARİHİ : 02.06.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece satış suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde, dava konusu edilen … No’lu parsele davalı ile ½ oranında paydaş olduklarını, taşınmazdaki sınırın belli olmaması nedeniyle davalı ile sürekli ihtilaf yaşadıklarını belirterek taşınmazın aynen taksimi, olmadığı takdirde satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazın üzerindeki evlerin 60 yıllık olup önceki paydaşların kendi aralarında yaptıkları rızai taksim ile bu güne kadar gelindiğini belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhtesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde eğer bunların değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak, sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HUMK.’nun 567.maddesi hükmü uyarınca on(10) günlük yasal süre verilmelidir. Yasadan doğan bu süre kesin olup kısaltılamaz ve uzatılamaz. Bu süre içerisinde dava açılırsa sonucun beklenmesi, açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Olayımızda; dava konusu edilen ve satışına karar verilen … No’lu parselin tapuda ahşap ve kagir iki adet ev olarak kayıtlı olduğu, ½ payının davacıya, ½ payının da davalıya ait olduğu görülmektedir. Keşif tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde bağımsız iki ayrı binanın bulunduğu saptanmıştır. Muhtesat niteliğindeki mevcut yapıların aidiyeti konusunda tapuda bir açıklama yer almamakla birlikte, paydaşlar arasında muhtesat konusunda bir uyuşmazlık olup olmadığı saptanmamıştır. Davalı temyiz dilekçesinde, iki adet muhtesattan birinin davacıya diğerinin kendisine ait olduğunu açıkladığından mahkemece bu husus üzerinde
durulup muhtesatların aidiyeti konusunda tarafların beyanı alınarak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir sonuca varmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile satış kararı verilmesi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.