Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2009/13613 E. 2010/4214 K. 12.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/13613
KARAR NO : 2010/4214
KARAR TARİHİ : 12.04.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava iki haklı ihtar ve temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere,davalı … yılmazın kefil olduğunun anlaşılmasına kefil hakkında tahliye davası açılamayacağına, sonuç itibariyle kefil hakkında açılan davanın rededildiğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkin temyiz istemine gelince:
Hükme esas alınan 1.7.2005 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreyle sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar 3 maddesinde” kiracı aylık kira bedellerini her ayın yirminci günü elden peşin ve nakit olarak senet mukabili ödeyecektir.Aylık ödemelerin yapılmaması veya geciktirilmesi halinde diğer aylara ilişkin kira bedellerini de hemen tahsilini zorunlu kılar” şartı olup bu şart tarafları bağlar.Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun bulunması halinde muaccel (istenebilir) hale gelen kiranın tek ihtarla istenmesi gerektiğinden bu kira parasının bölünüp değişik ihtarlarla istenerek iki haklı ihtara konu yapılması mümkün değildir.Olayımızda ilk ihtarla birlikte muaccel olan tüm ay kiraların istenmesi gerekirken bölerek ikinci ihtara konu edilmesi doğru olmadığından İki haklı ihtar nedeniyle açılan davanın bu nedenle reddi gerekirken yazılı şekilde red edilmesi doğru değilse de bu yanlışlığın bozularak yeniden yargılama yapılmasında usul ekonomisi açısından yarar bulunmadığından sonuç itibariyle doğru olan kararın HUMK 438 son maddesi gereğince düzeltilerek ve değiştirilerek onanmasına
3-Davacı vekilinin temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkin temyizine gelince:
Davacı vekili dava dilekçesinde davalının 1.7.2005 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli sözleşme ile tarihinden beri kiracı olduklarını kira bedellerini ödemediklerinden kendilerine ihtar keşide ettiklerini belirterek kiralananın iki haklı ihtar ve temerrüt nedeniyle tahliyesini istemiştir. Davalı ise sözleşmenin 3. maddesinde kiraların senet mukabilinde ödeneceği ve 36 adet senet verildiğinin sözleşmeye yazıldığı akit gereği tediye vasıtasının senet olduğu, kira bedelleri ödenmek istendiği halde senetleri iade etmediğinden kira bedellerinin zamanında ödenemediğini.davanın süresinde açılmadığını ve ihtarların geçerli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Hükme esas alınan 1.7.2005 başlangıç tarihli sözleşmede kiraların elden nakit olarak peşin ödeneceği kararlaştırıldığına göre kira bedelinin senede bağlandığı söylenemez.Verilen senetlerin kira bedellerine karşılık teminat senedi olduğunun kabulü gerekir.Temerrüt ihtarına konu aylara ilişkin kira bedellerinin ödendiğine ilişkin ibraz edilen belgelere göre yapılan ödemelerin yasal 30 gün içinde ödenmediği anlaşıldığından temerrüt olgusu gerçekleşmiştir.Bu nedenle temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Hükmün yukarda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenle DÜZELTİLEREK ONANMASINA , 3 nolu bentte yazılı nedenle temerrüt nedeniyle açılan tahliyenin reddine ilişkin kısmın BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına 12.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.