Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2009/11199 E. 2010/643 K. 28.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11199
KARAR NO : 2010/643
KARAR TARİHİ : 28.01.2010

MAHKEMESİ : … İcra Mahkemesi

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacılardan … A.Ş. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmemesi üzerine takip kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklı icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligat Kanununun 10.maddesine göre tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Tebligat Kanununun 35/1.fıkrası ile kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılan kimseye, adresini değiştirdiği takdirde yeni adresini hemen tebliğ yaptıran kaza merciine bildirme yükümlülüğü getirilmiş, bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı öngörülmüştür.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.(T.K.35/2)
Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan imzası resmi merciiler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adres ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.(T.K.35/son)
Tebligat Kanununun 35/2 ve Tüzüğün 55.maddelerine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese kanunun gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Evvelce yapılan tebligat usulsüz ise 35.maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir.
Tebligat Kanununun 35/son fıkrasında ise muhatabın daha önce tebliğ yapılan adresinin değiştirilmesi değil, değiştirildiği için tebliğ yapılamayıp, tebliğ evrakının iade edilmesine yol açan adres sebebiyle Tebligat Kanununun 35/2-3.fıkralarının uygulanması öngörülmüştür. Bu durumda; dava dilekçesinde gösterilen adres, 35/son maddede belirtilen kurum ve kuruluşlardan birine verilen adres ile aynı olduğu takdirde ve bu adrese çıkarılan tebligatın tebliğ edilemeden dönmesi halinde tebligat Tebligat Kanununun 35/son fıkrası uyarınca Tebligat Kanununun 35/2-3 maddeleri hükümlerine göre yapılır.
Tebligat Yasasının 12 ve 13, Tebligat Tüzüğünün 17 ve 18.maddeleri tüzel kişilere yapılacak tebligat hususunu düzenlemiş olup, anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir.
Olayımıza gelince; davalı borçlu şirket adına ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de yapılan ödeme emri tebligatında şirket yetkili mümessilinin ismi ve hangi nedenle tebligatı alamayacak durumda oldukları belirtilmemiştir. Bu durumda davalı borçlu şirkete evvelce yapılan tebligat usulsüz olduğundan dava dilekçesinin aynı adrese Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin yapılan tebligat geçersiz olup, davada taraf teşkilinin sağlandığından bahsedilemez. Mahkemece yöntemine uygun bir şekilde dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.