Yargıtay Kararı 6. Hukuk Dairesi 2009/10106 E. 2010/438 K. 25.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/10106
KARAR NO : 2010/438
KARAR TARİHİ : 25.01.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece dava red edilmiş hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 15.11.1999 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, 2006 yılına akdar kira paralarını düzenli olarak ödediğini, ancak 15.11.2006-15.11.2007 tarihler arası dönemde kira bedelini ödemediğinden hakkında icra takibi yaptıklarını davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi ve %40 icra inkar tazminatı istemiştir. Davalı vekili ise müvekkilinin oto galeri ve ziraat aletleri alım satım işi yaptığını gayrimenkul üzerinde hissedar olduklarını beyan ettiklerinden onlara ait hissede lazım olur diye kiralandığını lazım olmadığından bu hissenin kullanılmadığını, kira sözleşmesinin 15.11.2006 tarihinde bitmiş olup yenilenmediğini, kiralanan açık bir arazı olup boş olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 inkar tazminatı verilmesini savunmuştur.
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 15.11.1999 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi ve 15.11.2002 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli yenilenen kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme kiralayan olarak … ve … ile kiracı olarak … tarafından imzalanmıştır. Sözleşmede kiralananın boş arsa olarak kiralandığı ve ziraat aletleri alım satım yeri olarak kullanılacağı belirtilmiştir. Bu haliyle kiralananın Borçlar Kanununun adi kira hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak tahliye davaları kiralayan tarafından açılır. Zira kiralayan sözleşmenin tarafı olup dava açma ve yetkisini sözleşmeden almaktadır. Sözleşmeden kaynaklanan bu yetkinin kullanılabilmesi için kiralayanın malik olması şart değildir. Kiralayan tarafından açılan davada kiralananın
paylı veya elbirliği halinde mülkiyete konu olmasının önemi bulunmamaktadır. Zira kiralayanın açtığı davada pay ve paydaş çoğunluğunun ve iştirakin sağlanmasına gerek yoktur. Kiralanan ne tür mülkiyete tabi olursa olsun kiralayanın tek başına dava açma hakkı vardır. Kiralayanın malik olması gerekmediğinden taraflar arasında yapılan kira sözleşmesi geçerli olup bu sözleşme tarafları bağlar Bu nedenle işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın red edilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.