Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/9507 E. 2023/9714 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/9507
KARAR NO : 2023/9714
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ulubey Cumhuriyet Başsavcılığının 18.11.2011 tarihli ve 2011/135 Esas No.lu iddianamesiyle sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106/1-1, 53 üncü maddesi gereğince cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmıştır.

2. Ulubey Sulh Ceza Mahkemesinin, 25.04.2012 tarihli ve 2011/110 Esas, 2012/76 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’ un 106/1-1, 62, 53 üncü maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasına hükmedilerek 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası geregi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildigi, bu kararın 30.05.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.11.2015 tarihli ve 2015/950 Esas, 2015/1109 Karar sayılı kararı ile sanığın, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğine ilişkin 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca tabi tutulduğu 5 yıllık denetim süresi içinde 14.03.2013 tarihinde 5237 sayılı Kanun’un 155/2. maddesinde yer alan güveni kötüye kullanma suçunu işlediği ve … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.07.2015 tarihli ve 2013/683 Esas, 2015/594 Karar sayılı kararı ile neticeten 1 yıl 15 gün hapis ve 500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek bu kararın, 08.09.2015 tarihinde kesinleştiği belirlenip ihbarı üzerine, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1, 62, 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

4. Yargıtay 4. Ceza Dairesi 21.06.2018 tarihli ve 2017/13629 Esas ve 2018/12158 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçu yönünden;
“…02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,…”
Nedeniyle diğer yönleri incelenmeden bozulmasına karar verilmiştir.

5. … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.11.2019 tarihli ve 2018/624 Esas, 2019/606 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106/1, 62, 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

6. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.11.2020 tarihli ve 4-2019/123886 sayılı,
“Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddi ancak;
Hükmün açıklanmasına neden … 4.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09/07/2015 tarih, 2013/683 esas ve 2015/594 karar sayılı dosyasına konu TCK’nın 155/2. maddesine uyan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun, hükümden sonra yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, anılan hükme ilişkin uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre hükmün açıklanıp açıklanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Hükümden sonra 19/08/2020 gün ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 25/06/2020 gün ve 2020/16 esas 2020/33 karar sayılı kararı ile, 04/12/2004 tarihli 5271 sayılı CMK’na 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31.maddesiyle EK’lenen geçici 5.maddenin (d) bendinde yer alan “… Kovuşturma evresine geçilmiş … ” ibaresinin aynı bentte yer alan ” …basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı görülerek iptaline karar verilmiş olması ve CMK’nun ” Tanımlar ” kenar başlıklı 2.maddesinin (f) bendinde kovuşturmanın ” iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade eder şeklinde tanımlanması karşısında, 7188 sayılı Kanun’un 24.maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlemeye konu edilen CMK’nun 251.maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,”
Nedeniyle bozulması görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. GEREKÇE
1- Hükmün açıklanmasına neden olan ihbar edilen … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.07.2015 tarihli ve 2013/683 Esas ve 2015/594 Karar sayılı dosyasına konu suçun 5237 sayılı Kanun’un 155/2. maddesine uyan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu olup bu suçun hükümden sonra yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle değişik 5271 sayılı Yasanın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, anılan hükme ilişkin uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre hükmün açıklanıp açıklanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu sebebiyle hukuka aykırılık görülmüştür.

Kabule göre de;
2- 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu sebebiyle hukuka aykırılık görülmüştür.

III. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen … 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.04.2019 tarihli ve 2018/962 Esas, 2019/322 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği, Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, gerekçenin 1. paragrafı yönünden oybirliğiyle, 2. paragrafı yönünden oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

03.04.2023 tarihinde karar verildi.

(Muhalif)

K A R Ş I O Y

Basit Yargılama Usulünü düzenleyen CMK 251/1 maddesine göre “…basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki açık düzenleme ile mahkeme hakimine mutlak bir takdir yetkisi verilmiştir. Mutlak takdir yetkisi verilen durumlarda Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre de TCK 50, 51, 62 ve CMK 231. maddede olduğu gibi açık bir talep olması halinde gerekçe yazma zorunluluğu olup, uygulama yapma zorunluluğu bulunmadığı kabul edilmektedir. Açık talep olmaması halinde hakimin takdirine bırakılan konularda gerekçe yazmak bile gerekmediği oturmuş yerleşik içtihatlarımızdandır. Kanun metninde de açıkça görüldüğü gibi tamamen hakimin takdirine bırakılmış olan basit yargılama usulünü uygulayıp uygulamama nedeniyle kararın bozulamayacağı kanaatinde olduğumuzdan çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Kaldı ki CMK 251. maddede 08.07.2021 tarihinde yapılan değişiklikle duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulamayacağı yönündeki açık kanun hükmü de dikkate alındığında zaten hakim tarafından usul hükümlerinin derhal yürürlük ilkesi nedeniyle başkaca yapacak bir işlem bulunmadığı da açıktır. Bu nedenle gerekçe bölümünde yer alan sadece 1. paragraf sebebiyle bozulmasına karar verilmesi gerekirdi.