YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3495
KARAR NO : 2023/9520
KARAR TARİHİ : 23.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığının 27.08.2010 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125/1-2, 43/1, 53 ve 106/1, 43/1, 53 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılması istemli kamu davası açılmıştır.
2. Kastamonu (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 14.12.2010 tarihli ve 2010/1053 Esas, 2010/1494 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1 cümlesi, 43, 62/1, 53 üncü maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis ve aynı Kanun’un 125/1-2, 43, 62/1 inci maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına dair kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek 5 yıl denetim süresi belirlendiği, bu kararın 19.01.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Sanığın denetim süresi içerisinde 16.05.2015 tarihinde işlediği kasten basit yaralama suçundan … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.10.2015 tarihli ve 2015/331 Esas, 2015/473 Karar sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiğinin ihbarı üzerine, Kastamonu 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 16.02.2016 tarihli ve 2015/956 Esas, 2016/141 Karar sayılı kararı ile hükmün aynen açıklanmasına karar verilmiştir.
II. GEREKÇE
1. Hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı Kanun’un 106/1 inci maddesi 1 inci cümlesinde tanımı yapılan suçun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Kanun’un 7/2 nci maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 106/1.maddesi 1.cümlesinde tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığı, aynı Yasanın 125/1-2 nci maddesinde düzenlenen hakaret suçu yönünden ise tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alınmasına dair anılan yasa değişikliğinden önceki tarihte 5271 sayılı Kanun’un 253/3 üncü maddesinde engel bulunduğu gözetilerek yeni düzenleme karşısında sanığa hakaret suçu yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla; 5237 sayılı Kanun’un 2 nci ve 7 nci maddeleri de gözetilerek, sanığın üzerine atılı hakaret ve tehdit suçları yönünden 6763 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 254 üncü maddesi uyarınca aynı Kanunun 253 üncü maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Hükümden sonra 16.03.2021 tarihli ve 31218 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 14/01/2021 gün ve 2020/81 Esas; 2021/4 Karar sayılı kararı ile, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “…hükme bağlanmış…’’ibaresinin aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü …” yönünden Anayasaya aykırı görülerek iptaline karar verilmiş olması karşısında, 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlemeye konu edilen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Hükme esas alınan soruşturma evrakının onaylı örneğinin iş bu temyiz incelemesine konu dosya içerisinde ve uyap kayıtlarında bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu soruşturma evrakının aslı ya da onaylı suretlerinin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde temini ile karar verilmesi gerektiği gözetilmeden 5271 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesine aykırı davranılması nedeniyle kurulan hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmüştür.
III. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle diğer yönleri incelenmeyen Kastamonu 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 16.02.2016 tarihli ve 2015/956 Esas, 2016/141 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği, yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye kısmen farklı gerekçe ile uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
23.03.2023 tarihinde karar verildi.