YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3479
KARAR NO : 2023/13960
KARAR TARİHİ : 01.11.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/109 E., 2016/334 K.
SUÇLAR : Yaralama, hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İade, onama, bozma
1) Katılan suça sürüklenen çocuklar müdafiinin ve katılan sanık … müdafiinin, sanık … hakkında Fırat’a ve suça sürüklenen çocuklara yönelik tehdit, … hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk … hakkında yaralama ve tehdit ile sanık … hakkında tehdit suçları hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) ilişkin kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231/12. maddesine 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Yasa ile ek fıkrası uyarınca itiraz yolu açık olup, temyiz olanağı bulunmadığından, 5271 sayılı Yasa’nın 264/1. maddesi uyarınca tarafların yasa yolu ile merciinde yanılması, haklarını ortadan kaldırmayacağından, aynı maddenin 2 nci fıkrasına göre itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkemeye iletilmek üzere, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
2) Katılan sanık müdafiinin ve katılan suça sürüklenen çocuklar müdafiinin, sanıklar hakkında hakaret, sanık … hakkında kasten yaralama, sanıklar … ve … hakkında tehdit ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre, sanık müdafiinin ve katılan suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun ve takdire dayalı bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
3) Katılan sanık müdafiinin ve katılan suça sürüklenen çocuklar müdafiinin suça sürüklenen çocuk … hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş arasında olan suça sürüklenen çocuğun eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2-3-e ve 106/1-1, 31/3 maddesinde yer alan kasten yaralama ve tehdit suçlarının gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı sayılı Yasa’nın 66/1e, 66/2. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin, karar tarihi olan 01.06.2016 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunduğu gözetilerek, suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının zamanaşımı süresinin dolması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’un (1412 sayılı Kanun) 322 nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı Yasa’nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
4) Katılan sanık müdafiinin ve katılan suça sürüklenen çocuklar müdafiinin, sanık … hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükümlerden sonra 19.08.2020 gün ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 gün ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararı ile, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “… kovuşturma evresine geçilmiş …” ibaresinin aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü …” yönünden Anayasaya aykırı görülerek iptaline karar verilmiş olması ve 5271 sayılı Kanun’un “Tanımlar” kenar başlıklı 2 nci maddesinin (f) bendinde kovuşturmanın “İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi” ifade eder şeklinde tanımlanması karşısında, 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlemeye konu edilen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş başkaca yönleri incelenmeyen Yayladağı Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.06.2016 tarihli ve 2016/109 Esas, 2016/334 Karar sayılı kararına yönelik sanığın müdafiinin temyiz isteği, yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliği ile BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
01.11.2023 tarihinde karar verildi.