Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/3290 E. 2023/13441 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3290
KARAR NO : 2023/13441
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/296 E, 2019/780 K
SUÇLAR : Tehdit, işyeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2, 5271 sayılı Kanun’un 34/2, 231/2 ve 232/6 ncı maddelerine göre; mahkeme kararlarında, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağı, süreleri ve şekli kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir şeklindeki açık ve buyurucu hükümleri karşısında; temyiz süresi bildiriminin de hatalı yapılarak yanıltmaya neden olunduğu anlaşılmakla; sanık müdafiinin 03.12.2019 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede;

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Dikili Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2012 tarih ve 2012/186 soruşturma sayılı iddianamesi ile sanık hakkında silahla tehdit, basit tehdit, hakaret, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi,106 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi, 125 nci maddesinin birinci fıkrası, 151 nci maddesinin birinci fıkrası, 116 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesi ve 58 nci maddesi uyarınca kamu davası açılmıştır.

2. Dikili Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.04.2013 tarihli ve 2012/74 Esas, 2013/286 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hakaret, mala zarar verme ve basit tehdit suçlarından açılan kamu davalarının şikayetten vazgeçme nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşmesine, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı Kanun’un 116 maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle dördüncü fıkrası gereğince 1 yıl 6 ay hapis cezasına mahkumiyetine, 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına, tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûmiyetine, 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına ve 54 üncü maddesi gereğince suçta kullanılan eşyaların müsaderesine karar verilmiştir.

3. Dikili Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.04.2013 tarihli ve 2012/74 Esas, 2013/286 Karar sayılı kararının sanık ve o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 25.02.2019 tarihli ve 2014/44839 Esas, 2019/2826 Karar sayılı kararı ile;
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ile gerekçe içeriğine göre ve sanığın tehdit suçunda kullandığı av tüfeğini, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kullanmaması nedeniyle, olayda TCK’nın 119/1-a maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığından, tebliğnamede yer alan bu husustaki düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın aşamalarda, yakın zamanda düğünde kullanması için mağdura kısa süreliğine borç para verdiğini, alacağını defalarca istemesine rağmen her seferinde mağdurun kendisini oyaladığını savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, sanık hakkında, TCK’nın 29. maddesinin uygulanma ihtimalinin tartışılmaması, ”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Dikili 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.10.2019 tarihli ve 2019/296 Esas, 2019/780 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı Kanun’un 116 maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle dördüncü fıkrası, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesi gereğince 7 ay 15 gün hapis cezasına mahkûmiyetine, 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına, tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesi gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezasına mahkûmiyetine, 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına ve 54 üncü maddesi gereğince suçta kullanılan eşyaların müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1. Sanık hakkında teşdit hükümlerinin uygulanması ile haksız tahrik nedeniyle indirim yapılırken üst sınırdan indirim yapılmamış olmasına dayalı gerekçelerin yasal olmadığına,
2. Vesaire,
İlişkindir.

III. GEREKÇE
İddianame anlatımına göre; sanık ile mağdur arasında alacak-borç ilişkisinin bulunduğu, mağdurun borcunu vadesinde ödeyemediği ve sanığın alacağını birden fazla defa istemesine rağmen oyaladığı, olay tarihinde sabah saatlerinde sanığın, mağdurun işyerine giderek alacağını istediği, mağdurun çek vermeyi teklif ettiği, sanığın mağdura hitaben “s.k.m böyle işi, parayı bugün bana bulucan” şeklindeki sözlerle hakarette bulunduğu, daha sonra işyerinden ayrıldığı, yine suç tarihinde saat 20.40 sıralarında sanığın mağdurun işyerine gittiği, müştekinin işyerine ait büroda arkadaşları ile oturduğu esnada sanığın işyerine geldiği, “çık lan dışarı” diyerek bağırdığı, ardından bir el patlama sesinin duyulduğu, yine sanığın “nerdesin Feyiz, bu parayı ödeyeceksin, inşallah beni şikayet edersin, Emniyet orada” dediği, elinde silahla büronun bulunduğu kısma çıktığında olay yerinde bulunan tanıkların sanığı sakinleştirerek olay yerinden uzaklaştırdıklarının iddia edildiği olay nedeniyle, sanığın eyleminin yağma suçu yahut 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen yağma suçunda daha az cezayı gerektiren hal başlıklı 150 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalıp kalmadığı hususundaki delilleri takdir ve tartışmanın, üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen Dikili 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.10.2019 tarihli ve 2019/296 Esas, 2019/780 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği, gerekçe bölümünde açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

5320 sayılı Kanun’un 84. maddesinin yollamasıyla 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
16.10.2023 tarihinde karar verildi.