Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/3026 E. 2023/13903 K. 30.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3026
KARAR NO : 2023/13903
KARAR TARİHİ : 30.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/334 E., 2016/507 K.
SUÇLAR : Tehdit, 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet, hakaret, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, Bozma

Sanık …’in 12.07.2016 tarihli oturumda şikâyetten vazgeçmeyi kabul ettiğini beyan etmiş olması karşısında hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından şikâyetten vazgeçme nedeniyle verilen düşme kararlarını temyiz etmesinde hukuki menfaati bulunmadığından bu yöndeki vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I- Sanık … hakkında hakaret ve kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde:
Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle sanığın hakaret ve kasten yaralama suçlarına yönelik temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, REDDİNE,

II- Sanık … hakkında tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından; sanık … hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde:
1. Sanık … hakkında tehdit suçu yönünden
a) Hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Kanun’un 2 ve 7 nci maddeleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirmesinde zorunluluk bulunması,

b) Uzlaşmanın sağlanamaması halinde; 19.08.2020 gün ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 gün ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararı ile, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “… kovuşturma evresine geçilmiş …” ibaresinin aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü …” yönünden Anayasaya aykırı görülerek iptaline karar verilmiş olması ve 5271 sayılı Kanun’un “Tanımlar” kenar başlıklı 2 nci maddesinin (f) bendinde kovuşturmanın “İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi” ifade eder şeklinde tanımlanması karşısında, 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlemeye konu edilen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinin gerekliliği,

2. Sanıklar hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükümler yönünden ise,
Suç tarihi, 7331 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin onbirinci fıkrasında 08.07.2021 tarihinde yapılan değişiklikten önce olmakla; Anayasa Mahkemesi’nin, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2022/44 sayılı Kararı ile; 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan ”…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin ”…seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması, yargılama konusu suçun seri yargılama usulüne tabi olması ve mağdurun kamu hukuku olması karşısında sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına tevdii edilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve …’nun temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.