Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/2537 E. 2023/12348 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2537
KARAR NO : 2023/12348
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/433 E., 2015/597 K.
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ( 5271 sayılı kanun ) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/23751 soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında tehdit,hakaret suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (5237 sayılı Kanun) 125/1, 106/1-1.cümle, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.

2.Sanığa 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinin ihtimaline binaen ek savunma hakkı verilerek, …(Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2015 tarihli ve 2015/433 Esas, 2015/597 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 125/1,58/7.maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına; 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1, 58/7.maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz Sebepleri;
Hükmü temyiz etme iradesine,
Vesaireye,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılan ile sanığın karı-koca oldukları, olay tarihinde aralarında çıkan tartışmada sanığın, şikâyetçiye hitaben “sana kim para veriyorsa onun yanına git, kim kocalık yapıyorsa onun yanında kal, siktir ol bu evden git,seni istemiyorum,gücün yetiyorsa beni şikayet et, sen orospusun, sende şeref yok, seni öldürürüm” diye söylemek suretiyle hakaret ve tehdit ettiği anlaşılmıştır.

2. Katılanın aşamalarda özde değişmeyen beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.

3. Sanığın üzerine atılı suçu kabul etmediği görülmüştür.

4. Katılanın beyanını destekleyen tanık M.E.’nin beyanları dosya arasında mevcut olduğu anlaşılmıştır.

5. Sanığın adli sicil kaydı dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Yasa’nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ”etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarıldığı, 5237 sayılı Yasa’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek sanığa isnat edilen 5237 sayılı Yasa’nın 106/1-1. maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı; aynı yasanın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçu yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 Sayılı Yasa’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek yeni düzenleme karşısında sanığa hakaret suçu yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla; 5237 sayılı Yasa’nın 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, atılı suçlar yönünden 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı Yasa’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırılık bulunmuştur.

B. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde; Hükümlerden sonra 19.08.2020 gün ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 gün ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararı ile, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “… kovuşturma evresine geçilmiş …” ibaresinin aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü …” yönünden Anayasaya aykırı görülerek iptaline karar verilmiş olması ve 5271 sayılı Kanun’un “Tanımlar” kenar başlıklı 2 nci maddesinin (f) bendinde kovuşturmanın “İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi” ifade eder şeklinde tanımlanması karşısında, 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlemeye konu edilen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle,…(Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2015 tarihli ve 2015/433 Esas, 2015/597 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerinn, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

13.09.2023 tarihinde karar verildi.