Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/2284 E. 2023/12782 K. 27.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2284
KARAR NO : 2023/12782
KARAR TARİHİ : 27.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/3504 E., 2022/621 K.
SUÇLAR : Nitelikli tehdit, nitelikli hakaret, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Beraat, Düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Red, Onama

A. Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararına konu kasten yaralama eylemi için 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen cezanın üst sınırı, ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen düşme kararı ve bu karara yönelik temyizin niteliği karşısında; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizleri mümkün olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemlinin, aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince nitelikli tehdit ve hakaret suçlarından verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kadirli Cumhuriyet Başsavcılığının 10.12.2018 tarihli ve 2018/1257 Nolu iddianamesi ile sanık hakkında;
a) Nitelikli tehdit suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Kanun’un 106 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 53 üncü ve 58 inci maddeleri,

b) Nitelikli hakaret suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası 53 üncü ve 58 inci maddeleri,
Uyarınca cezalandırılması istemli kamu davası açılmıştır.

2. Kadirli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli ve 2018/572 Esas, 2019/309 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a) Nitelikli tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi ve 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,

b) Nitelikli hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 62 nci maddesi ve 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hak yoksunluklarına, ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
Karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 16.03.2022 tarihli ve 2019/3504 Esas, 2022/621 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun duruşmalı yapılan incelemesi neticesinde İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanığın nitelikli tehdit ve nitelikli hakaret suçlarından beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebebi; sanığın cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanığın suç tarihinde katılanın işletmiş olduğu kuaför dükkanına gittiği, iş yerine girince katılana hitaben “Allahını sinkaf ettiğim, beni neden aramıyorsun…” dediği ve katılanın elindeki bıçağı alarak katılanı tehdit ettiği ve iş yerinden ayrıldığı iddia edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, sanığın nitelikli tehdit ve nitelikli hakaret suçlarını işlediği kabul edilerek hakkında Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgileri gösterilen mahkûmiyet kararı verildiği belirlenmiştir.

2. Tanıklar S.Ç., S.A. ve katılanın aşamalardaki beyanlarının çelişkili olduğu görülmüştür.

3. Sanık aşamalardaki savunmalarında suçlamayı kabul etmemiş, olay günü katılanın kendisine pembe renkli ekmek bıçağı ile saldırdığını savunmuş, katılana ait olduğunu iddia ettiği pembe renkli ekmek bıçağını polise teslim ettiği dosya içerisinde yer alan 24.11.2018 tarihli muhafaza altına alma tutanağından anlaşılmıştır.

4. Sanığın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığına dair 24.11.2018 tarihli hastane raporu dosya içerisinde yer almaktadır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İstinaf mahkemesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucu sanığın yüklenen nitelikli tehdit ve nitelikli hakaret suçlarını işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği kabul edilerek ilk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükümlerinin kaldırıldığı ve sanık hakkında Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen beraat kararlarının verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Her ne kadar sanığın suç tarihinde katılana hakaret ederek bıçak çektiği iddia edilmiş ise de; katılanın ve tanıkların kendi içinde ve birbiri arasında çelişen beyanları ve suçlamayı kabul etmeyen sanık savunması karşısında sanığın atılı suçları işlediğine dair şüphe oluşmuştur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında istikrarla vurgulandığı üzere; “Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.”

Ceza yargılaması sonucunda mahk#umiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak şekilde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 38/4. maddesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 6/2. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 11. maddesi) de nazara alınarak, sanığın üzerine atılı eylemleri gerçekleştirdiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunamadığından istinaf mahkemesince 5271 sayılı Yasanın 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
1. Sanık Hakkında Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle REDDİNE,

2. Sanık Hakkında Nitelikli Tehdit ve Nitelikli Hakaret Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 16.03.2022 tarihli ve 2019/1504 Esas, 2022/621 Karar sayılı kararında Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden 5271 sayılı Kanun’un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kadirli 3. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

27.09.2023 tarihinde karar verildi.