Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/20473 E. 2024/345 K. 11.01.2024 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/20473
KARAR NO : 2024/345
KARAR TARİHİ : 11.01.2024

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/3112 E., 2023/2827 K.
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 13.10.2022 tarihli ve 2022/34359 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. … 24. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.06.2023 tarihli ve 2022/349 Esas, 2023/292 Karar sayılı Kararı ile; sanık hakkında nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve hükmedilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 26.09.2023 tarihli ve 2023/3112 Esas ve 2023/2827 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun “Somut dava dosyasında bu hususları bütünüyle ihtiva etmeyen, sanığın fiilleri yönünden kabul olunan oluşu içermeyen ve deliller ile kabul olunan oluş arasında irtibatı göstermeyen iddianame hukuken eksik ise de, bu eksikliğin bu aşama itibarıyla ikmal olunamaz oluşu gözetilerek bu husus, İlk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmünün kanuni sonucu olarak TCK.nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak TCK.nın 53/1-b fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarih ve 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile “b” fıkrasındaki bazı hak ve ehliyetlerin kısıtlanması açısından kısmen iptal edildiği gözetilmeden, Ve; TCK.nın 53/1-(c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan TCK.nın 53/1-a,b,d,e maddesinde sayılan hak ve yetkiler ile “c” fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden kendi altsoyu dışında kalan kişiler ile ilgili hak ve yetkinin kullanılmasından TCK.nın 53/2. maddesi gereğince cezanın infazının tamamlanması anına kadar, TCK.nın 53/1-c fıkrasındaki hak ve yetkilerden kendi altsoyu olan kişiler ile ilgili hak ve yetkinin kullanılmasından TCK.nın 53/3-1. cümlesi gereğince bu hak veya yetkilerin denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infaz edildiği ana kadar veya koşullu salıverilmesine karar verildiği ana kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden; Hükmün; “Sanığın; Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarih ve 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek TCK.nın 53/1. maddesinde tahdidi olarak sayılan hak ve yetkilerden TCK.nın 53/1-a,b,d,e maddesinde sayılan hak ve yetkiler ile “c” fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden kendi altsoyu dışında kalan kişiler ile ilgili hak ve yetkinin kullanılmasından TCK.nın 53/2. maddesi gereğince cezanın infazının tamamlanması anına kadar, TCK.nın 53/1-c fıkrasındaki hak ve yetkilerden kendi altsoyu olan kişiler ile ilgili hak ve yetkinin kullanılmasından TCK.nın 53/3-1. cümlesi gereğince bu hak veya yetkilerin denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infaz edildiği ana kadar veya koşullu salıverilmesine karar verildiği ana kadaryoksun bırakılmasına,”şeklinde kurulmak yerine; karar yerindeki gibi kurulmuş olması hukuka aykırı ise de, bu maddedeki hak ve yetki yoksunluklarının uygulanmasına ve ehliyetlerin kısıtlanmasına infaz aşamasında karar verilebilmesine yasal engel bulunmadığı gözetilerek bu husus, İlk derece mahkemesince; sanığın sabıka kaydında gözüken ve TCK.nın 58.maddesinin uygulanması nedeniyle sanığa ikinci kez mükerrir sıfatını yükleyen … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/557 esas, 2016/19 karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması yerine, karar yerinde gösterilen ilamın tekerrüre esas alınmış olması hukuka aykırı ise de; aleyhe istinaf başvurusu bulunmadığından CMK.nın 283/1. maddesi gözetilerek bu husus, eleştirilmekle yetinilmiştir” eleştirisi ile 5271 sayılı sayılı Kanun’un 280 inci maddesi birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığın atılı suçu işlemediğine, teşhis işleminin hatalı olduğuna ve eksik araştırma ile hüküm kurulmuş olduğuna,
2. Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, inandırıcı ve kesin delil olmadığından beraat etmesi gerektiğine,
3. Sanık hakkında lehe hükümler uygulanmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Olay günü gündüz saat 09.30 sıralarında sanığın katılan önüne çıkarak yol parası istediği, katılanın rızasıyla sanığa 10,00 TL para verdiği, bu para ile yetinmeyen sanığın devamında elindeki ekmek bıçağını katılana doğrultmak suretiyle cüzdanındaki tüm parasını istediği, katılandan aldığı olumsuz yanıt üzerine boğazına bıçak dayamak suretiyle cep telefonunu ve 30,00 TL parasını aldığı, ilk derece mahkemesi tarafından maddi vakıa olarak kabul edilmiştir.

2. Katılanın aşamalarda tutarlı beyanlarda bulunduğu görülmüştür.

3. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı inkar ettiği anlaşılmıştır.

4. Tanık S.B.’nin beyanları dava dosyasında mevcuttur.

5. Katılanın sanığı kesin ve net olarak teşhis ettiğine ilişkin 11.10.2022 tarihli canlı teşhis tutanağı dava dosyasında mevcut olup ayrıca katılanın sanığı kovuşturma aşamasında da kesin ve net olarak teşhis ettiği anlaşılmıştır.

6. Dosya içerisinde 11.10.2022 tarihli Olay, Yakalama Ve Muhafaza Altına Alma Tutanağı mevcuttur.

7. Suça konu cep telefonuna ait iletişimin tespiti kayıtları dava dosyasında mevcuttur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Eksik Araştırma Ve Beraat Etmesi Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Katılanın birbirleriyle uyumlu ve tutarlı beyanları, sanığın hayatın olağan akışına aykırı ve çelişkili savunmaları, usulüne uygun teşhis tutanağı, kolluk görevlilerince düzenlenen tutanak içerikleri, tanık beyanı, sanığın katılanın belirttiği şekilde kollarında faça izi bulunduğuna yönelik kısmi ikrarı ve tüm dosya içeriği karşısında, sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, oluş ve dosya içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesinin Kabulü başlığı altında izah edilen şekilde gelişen olay nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümde sanık ve müdafii tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı görülmüştür.

B. Lehe Hükümlerin Uygulanmadığına İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Seçenek yaptırımlar yönünden; 5237 sayılı Kanun’un “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50 nci maddesi gereği cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesinin ön koşulu, hükmolunan netice cezanın kısa süreli hapis cezası olmasıdır. 5237 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre; “Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.” Erteleme yönünden; 5237 sayılı Kanun’un, “Hapis cezasının ertelenmesi” başlıklı 51 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde; “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir.” Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu yönünden ise; 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasının ilgili bölümünde; “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise …” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.

Somut olayda sanık hakkında hükmolunan netice ceza miktarının 10 yıl hapis cezası olması karşısında bu cezanın, 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrası gereği seçenek yaptırımlara çevrilmesine, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası gereği ertelenmesine, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin kanunen mümkün olmadığı ayrıca sanığın mükerrir olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Takdiri İndirime İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Hakim, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkilerinin yanında her somut olayda değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri değerlendirerek bu hususta hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun bir şekilde uygulama yapacaktır. Hakimin takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimi uygulama ve uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bu gerekçe hak, adalet, nesafet kuralları ve dosya ile uyumlu olmalıdır.

Bu açıklamalar ışığında mahkemece “…Sanığın tekerrüre de esas alınan sabıkalı geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki pişmanlığını gösteren davranışlarının bulunmaması, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak, sanığa verilen cezadan TCK’nın 62. maddesi gereğince (takdiri) indirim yapılmasına yer olmadığına…” şeklindeki gerekçe ile sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdirî indirim sebebi uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş sanık ve müdafiinin bu yöndeki temyiz istemleri yerinde görülmemiş ve hukuka aykırlık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 26.09.2023 tarihli ve 2023/3112 Esas ve 2023/2827 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden 5271 sayılı Kanun’un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 24. Ağır Ceza Mahkemesine Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

11.01.2024 tarihinde karar verildi.