Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/2006 E. 2023/11334 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2006
KARAR NO : 2023/11334
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/593 E., 2022/2144 K.
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzelterek Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erdek Cumhuriyet Başsavcılığının, 2013/2025 soruşturma numaralı iddianamesi ile; sanık hakkında tehdit suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca kamu davası açılmıştır.

2. Erdek Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.09.2014 tarihli ve 2014/530 Esas, 2014/319 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. Erdek Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.09.2014 tarihli ve 2014/530 Esas, 2014/319 Karar sayılı kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 03.04.2017 tarihli ve 2015/29824 Esas, 2017/10258 Karar sayılı kararı ile;
“02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Erdek Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.10.2017 tarihli ve 2017/299 Esas, 2017/433 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanu’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. Erdek Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.10.2017 tarihli ve 2017/299 Esas, 2017/433 Karar sayılı kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 10.02.2021 tarihli ve 2017/23176 Esas, 2021/4444 Karar sayılı kararı ile;
“1. Taraflar arasında önceye dayalı husumet olduğu ve bu husumet nedeniyle adliyeye yansıyan başka olayların da bulunduğunun kabul edilmesi karşısında; olayın başlangıcı ve gelişimi üzerinde durularak, sanık hakkında TCK’nın 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2. 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Erdek Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.05.2022 tarihli ve 2021/454 Esas, 2022/603 Karar sayılı kararı ile basit yargılama usulüne göre yapılan yargılama neticesinde sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi, 53 üncü maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

7. Erdek Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.05.2022 tarihli ve 2021/454 Esas, 2022/603 Karar sayılı kararına o yer Cumhuriyet savcısının ve sanığın itiraz etmesi üzerine Erdek Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.12.2022 tarihli ve 2022/593 Esas, 2022/2144 Karar sayılı kararı genel hükümlere göre yapılan yargılama neticesinde sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Mütalaaya karşı savunma sunmak için verilen süreye, ek süre verilmesi taleplerinin red edilmesi nedeniyle savunma hakkının ihlal edildiğine,
2. Mahkumiyete yeterli delil olmadığına,
3. Aleyhe bozma yasağına rağmen ceza miktarının ağırlaştırıldığına,
4.Vesaire
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü olan 24.11.2013 tarihinde katılana ait aracın kayınbabası A.D. tarafından kullanıldığı, araçta katılanın eşi Y.Ş.’nin ve kayınvalidesi G.D’nin de bulunduğu, araç şeyir halinde iken sanığın aracı ile katılana ait aracın önüne geçtiği, bunun üzerine A.D.’nin araçtan indiği, sanığın A.D.’ye “senle işim yok, benim işim damadın …’la eninde sonunda onu öldüreceğim” dediği, anlaşılmıştır.

2. Tanıklar A.D.’nin, G.D.’nin ve Y.Ş.’nin tutarlı beyanlarda bulundukları görülmüştür.

3. Sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
A. Mütalaaya Karşı Savunma Sunmak İçin Verilen Süreye, Ek Süre Verilmesi Taleplerinin Red Edilmesi Nedeniyle Savunma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Mütalaaya karşı savunmada bulunmak için bir sonraki celseye kadar sanık müdafiine süre verildiği, sonraki duruşma günü verilirken itirazı olmayan sanık müdafiinin duruşma günü dilekçe ile ek süre talebinde bulunması üzerine mahkeme tarafından süre talebinin reddine karar verilmesinde, hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Mahkumiyete Yeterli Delil Olmadığına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Katılan beyanı, katılan beyanı ile uyumlu tanık beyanları ve Hukukî Süreç başlığı altında (5) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı karşısında, sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Vesaire Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

D. Ancak Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, bozma öncesi aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmaması dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (D) bendinde açıklanan nedenle Erdek Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.12.2022 tarihli ve 2022/593 Esas, 2022/2144 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinin uygulandığı paragraftan sonra; “bozma öncesi aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

07.06.2023 tarihinde karar verildi.