Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/17197 E. 2023/12732 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/17197
KARAR NO : 2023/12732
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/1771 E., 2023/2034 K.
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ödemiş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.02.2023 tarihli ve 2023/38 Esas, 2023/74 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149/1-a-d-h, 168/3-1 inci maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin, 25.04.2023 tarihli ve 2023/1771 Esas, 2023/2034 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin Temyiz İstemi, suç işleme kastının olmadığına ve beraat etmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanığın olay günü 01.00 sıralarında, ayrı yaşadığı resmi nikahlı eşi olan mağdur ile tanıkların birlikte ikamet ettikleri, uzaklaştırma kararı bulunan, ikametin balkonundan tornavidayla kapıyı zorlayarak içeri girdiği, eve girer girmez mağdurun üzerine atılarak elinden telefonunu zorla aldığı, bu sırada mağdurun adli muayene raporunda tarif edilen şekilde yaralandığı, sanığın sonrasında tornavidayı mağdura doğru olacak şekilde yukarı kaldırdığı, mağdurun kendisini korumak amacıyla sanığı engellemeye çalıştığı sırada tornavidanın mağdurun elini yaraladığı, sanığın mağdura “Bak sen Kadese basamadan ben seni öldürebilirdim, gel konuşalım yoksa öldürecem seni” şeklinde sözler söylediği, olay anında tanıklar F. A. ve A. K.’nın olay yerinde bulunarak olaya tanık oldukları, sanığın mağdur beyanlarıyla sabit olduğu üzere olaydan 4 gün sonra suça konu telefonu iade ettiği mahkemece kabul edilmiştir.
2. Tanık F. A., mahkememizce tespit edilen beyanlarında aynen; “Sanık benim damadım, müşteki ise kızım olur, çoluk çocuk oturuyorduk, damadım yiyecek içecek almış balkona koymuş, kızıma mesaj atmış, kızım da bu bize bir tuzak anne, açmayalım dedi, ben de açın bir şey yapmaz dedim, biz eşyaları almadık, yarım saat kadar sonra sanık tornavida ile balkon kapısını açıp içeriye girdi, kızımın elinden telefonu aldı, telefon kızımın kendi telefonuydu, şu an ise telefonu torunum kullanmaktadır, sanık bize “sizi öldürmem 2 dakikamı alır, bak sizi öldürmüyorum” dedi, yapmayın dedim, tornavidayı kızıma saplamaya çalıştı, ben aralarına girdim, olay gününün gündüzünde sanık ile arabasında görüştük, niye böyle yapıyorsunuz dedim, onu kızına soracaksın dedi, damadımla görüştüğümüzde akşam eve gel kapıyı açık bırakacağım gibi bir şey söylemedim, damadım eve geldiğinde bir miktar çocuklara para bırakmış, damadım gittikten sonra gördüm. (Tanığın soruşturma aşamasında tespit edilen 11/01/2023 tarihli kolluk beyanı okunarak çelişki üzerine tanıktan sorulduğunda) Damadım tornavida ile kızıma bir şey yapmadı, telefonu aldı ve evden kaçtı. (Sanık müdafinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda) Torunum Asya’nın tableti vardı, ayrıca cep telefonu da vardı, babası torunum babaannesine gidince tablet ve cep telefonunu olaydan bir ay önce geri almış, bu olayın yaşandığı dönemde annesinin telefonunu kullanmıyordu ancak şu an annesine ait telefonu torunum Asya sürekli olarak kullanmaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. Tanık A. K., mahkememizce tespit edilen beyanlarında aynen; “Sanık benim babam, müşteki ise annem olur, babam 0538 … … .. numaralı telefona anneme mesaj attı, balkona gıda koydum alın dedi, annem bu bize bir plan olabilir kapıyı açmayın dedi, biz kapıyı açmadık, 10 dakika kadar sonra babam tornavida ile kapıyı açarak içeriye girdi, annem Kades uygulamasına basıyordu, babam annemin elinden telefonu çekip, polisler gelmeden seni öldürebilirim dedi, sonra tornavidayı anneme kaldırıp saplamaya çalıştı, annem tuttu ve eli yaralandı, sonrasında koltuğun üstüne bir miktar para bıraktı ve telefonu alıp evden gitti, babamın olay günü aldığı telefon anneme ait telefondu, benim o dönemde kullanmış olduğu ayrı bir telefonum yoktu, daha öncesinde babamın verdiği bir telefonu kullanıyordum, o dönemde kullanmış olduğum hattı babam vermişti, numarasını hatırlamıyorum, babam beni bir dönem babaanneme bırakmıştı, annemle görüşmeyeyim diye o telefonu benden almıştı, sonrasında annemle yaşamaya başlayınca telefonu geri vermedi, öncesinde kullanmış olduğum telefonun markası Iphone 7 plus’dı, olay günü annemden almış olduğu telefonun markası ise Redmi Note 8’di. (Tanığın soruşturma aşamasında tespit edilen 12/01/2023 tarihli kolluk beyanı okunarak çelişki üzerine tanıktan sorulduğunda) Benim ayrı bir telefonum olmadığı için annemle telefonu ortak kullanıyorduk, benim telefonum olmadığı için babam annemin numarasını arıyordu, annem ile babam konuşmadığı için annemi aradığında benimle konuşmak için arıyordu, ben de o gün telefonu açmadım, daha sonra babam telefona mesaj atarak balkonda gıda maddeleri olduğunu haber verdi. (Sanık müdafinin talebi üzerine tanıktan sorulduğunda) Bana 24 kasım 2022’de doğum günü hediyesi olarak babam Iphone 7 plus marka telefon aldı, bu telefonu babamın verdiği hatla kullanıyordum ancak numarasını hatırlayamıyorum, telefon benden 2 haftada bir alınıyordu, babam yılbaşından 2 veya 3 hafta önce bu telefonu geri aldı, ben okula giderken Redmi Note 8 marka telefonu ara sıra yanımda götürüp kullanıyordum, babama telefonun ekranı kırık olduğu için yaptıralım veya değiştirelim demedim, babamı birkaç kez arayarak Redmi marka telefonu getirmesini istedik, babam telefonu geri getirdiğinde tuşu yapılmıştı, kamerasında değişiklik yoktu, hatta telefon şu an yanımda, kırık vaziyettedir, annem bu olaydan sonra yeni bir telefon almadı ve kullandığı ayrı bir numarası da yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yağma suçunu düzenleyen 5237 sayılı Kanun madde 148 – “(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının …. tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi,…cezalandırılır…” şeklindedir. Madde gerekçesinde de “…Yağma suçunun tamamlanabilmesi için, kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle mağdur malı teslim etmeli veya malın alınmasına karşı koymamalıdır. Bu bakımdan, kullanılan cebir veya tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir…” şeklinde dahada açıklık getirmiştir. Malı almak için cebir veya tehdit kullanılmalı ve bunun etkisiyle mağdurun malı vermesi gerekir. Bunun doğal sonucu olarak mağdurun malın alındığını görmesi veya en azından sanığın mallarını almak istediğini anlaması veya bilmesi gerekir.

Yağmada amaç malın alınmasıdır. Bu amaca ulaşmak için araç hareketler ise cebir veya tehdit uygulanmasıdır. Failin mağdura yönelttiği cebir veya tehdidi, kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya zorlamak amacıyla gerçekleştirmiş olması gerekir. Aralarında amaçsal ilişki vardır. Cebir veya tehdit ile malın alınması veya verilmesi arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. (Benzer görüşler için bkz. Gökçen Ahmet vd mal varlığına karşı suçlar Adalet … 2018 age s. 74, Özgenç İzzet türk Ceza Hukuku Genel Hükümler 17. baskı Seçkin … 2021 ağe. s 168 vd, Tezcan/Erdem/Önok age s. 704, Koca/Üzülmez TCK Genel Hükümler seçkin 9. Baskı age s. 583)

Cebir veya tehdit kullanılması malın alınmasında araç olarak kullanılması yağma suçunun ayırıcı unsurudur. Dolayısıyla iki hareket arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Yani malın alınması kullanılan cebir veya tehdidin sonucu olmalıdır. kullanılan cebir veya tehdit mağduru malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur kılacak düzeyde olmalıdır. Teslim mecburiyeti yaratmayan cebir veya tehdit suçun oluşumu bakımından yeterli değildir. Kullanılan zor ile malın alınması arasında nedensellik ilişkisi yoksa (sebep-sonuç) fail yağma suçundan cezalandırılmaz. (benzer görüşler için bkz. Özbek, /Doğan/Bacaksız/Tepe, Türk Ceza Hukuku özel hükümler 13. bası … age 657, Gökçek vd age s.88)

Yağma suçunun oluşabilmesi için, baştan beri yağma amacıyla hareket eden failin, eylemin başında veya ortasında cebir veya tehdit kullanmasının bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan cebir veya tehdidi kullanmasıdır.

Yağmanın iki seçimlik hareketinden birisi olan cebir malın alınmasına yönelik olarak yapılması gerekir. Diğer suçlardan ayıran özelliklerinden birisi de budur. Cebir malı almaya yönelik değil de başka bir amaçla yapılıyorsa eylem yağma suçunu oluşturmaz. Mesela konut veya işyerine girmek isteyen birine karşı konulması halinde mağdura yönelen cebir eylemi yağmaya dönüştürmez. Nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşur. Bunun gibi bir mal almaya yönelik olmayan cebir eylemi yağmaya dönüştürmeyecektir. Mesela cinsel istismara karşı koyan mağdura uygulanan cebir de olduğu gibi. Bu gibi durumlarda yağma değil cebren cinsel saldırı suçları oluşacaktır. (Benzer görüşler için bkz. Artuç mal varlığına karşı suçlar adalet 2011 age s.231, Gökcan/Artuç age s.5348)

Doğrudan malı almaya yönelik olmayan zor eylemi yağmaya dönüştürmez. Mesela başka nedenle kavga ettikten sonra giderken mağdurun mallarının alınması halinde yağma değil gerçek içtima kuralları uygulanmalıdır. Cebir veya tehdidin cezasına ilave olarak hırsızlıktan ceza verilmelidir. Ancak bura da dikkat edilmesi gereken husus mağdurun malın alındığını görmemesi gerekir. Eğer mağdur malın alındığını gördü ama az önce uğradığı saldırının etkisi ve korkusu ile kendisini savunamayacak durumda, direnci kırılmış olduğu için müdahale edemeyecek durumda ise artık yağma oluşacaktır.

Yağma suçunun oluşabilmesi için, baştan beri yağma amacıyla hareket eden failin, eylemin başında veya ortasında cebir veya tehdit kullanmasının bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan cebir veya tehdidi kullanmasıdır ve bu cebrin mal alma tamamlanmadan önce yapılması, malın bu cebir veya tehdidin etkisiyle alınmış olmasıdır.

Kişinin kastı iç dünyasında meydana geldiğinden niyet okuyuculuk yapılamayacağından kastını tespit için dış dünyaya yansıyan, olay öncesi olay sırasında ve olay sonrasında gerçekleşen söz, davranış ve hareketlerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Tüm hususlar birlikte değerlendirilerek eylemin başlangıçtan itibaren malı almak amacıyla gerçekleştirildiği anlaşılıyorsa mağdurun malın alındığını görmesine bile gerek olmadan eylemi yağma olarak kabul etmek gerekir. Ancak eylem başlangıçta malı almak için değilde başka bir nedenle … ve mağdur cebir veya tehdide maruz kalmış direnci kırılmış ise bu takdirde malın alındığını görmesi en azından malın alınacağını bilmesi gerekir ki az önce uğradığı cebir veya tehdidin etkisiyle karşı koyamamış olsun ve yağma suçu yasal unsurları itibariyle oluşsun. Aksi takdirde cebir veya tehdidin etkisiyle malın tesliminden bahsedilemeyecektir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Olay tarihinde sanığın mağdurun kapısına ellerinde erzak içeren pazar torbalarıyla gelerek eşiyle konuşmak istediği için kapıyı çaldığı içeri alınmayınca da balkon kapısını kanırtarak içeri girdiği ve kanepenin üzerindeki cep telefonunu alarak, “bak sen Kadese basamadan ben seni öldürebilirdim, gel konuşalım yoksa öldüreceğim seni” şeklinde sözler söylediği, sonrasında da sanığın elindeki tornavidayı almak isteyen mağdurla aralarında arbede çıktığı ve mağdurun elinden yaralandığı, sonrasında birlikte balkonda konuştukları ve sanığın evden telefonla birlikte çıkıp gittiği olayda sanığın savunmasında; “ben telefon yağmalamadım, kimsenin elinden zorla almadım, kızımın kullanacak olduğu bir telefondu, ekranını tamir ettirip tekrar kızıma iade ettim, müştekinin elinden zorla telefon almadım, almış olduğum telefon koltuğun kenarında duruyordu, telefonun ekranı kırık olduğu için tamir ettirmek için aldım, ikamete zorla girmedim, kayınvalidemin çağırması üzerine eve gittim, kayınvalidem eşimle aramızdaki sorunları çözelim diye beni çağırdı, kapıyı da açık bıraktı, kayınvalidem eşimle aramızı bulmamızı istiyor ancak aramızda da kalmak istemiyor, bu nedenle ikamete kapıdan girmedim, balkon kapısından girdim, kayınvalidem bana gündüz görüştüğümüzde kapıyı açık bırakacağını söyledi, eve gittiğimde de kapı kilitliydi, bunun üzerine mandal sepetinin içindeki tornavidayı aldım, tornavida ile kapıyı zorlayarak içeriye girdim, olay günü yanıma aldığım telefon bana ait telefondu, telefonu yaptırdıktan birkaç gün sonra telefonu kızıma verdim, beraatimi talep ediyorum. Benim almış olduğum telefon 1000 TL’dir, ben parayı ihtiyaçlarını gidersinler diye 3000 TL para bıraktım, amacım kesinlikle yağma değildi. Tornavida ile eşime yönelik herhangi bir eylemde bulunmadım, zarar vermek istesem yapabilirdim ancak herhangi bir zarar vermedim, benim almış olduğum telefon kızım Asya’nın kullanmış olduğu telefondu, telefonu yaptırdıktan sonra da kendisine verdim.” şeklinde beyanda bulunduğu, savunmanın mağdur … tanık olan kızı tarafından da doğrulandığı, sanığın başlangıçtan beri eşiyle konuşmak için eve geldiğini savunduğu anlaşılmaktadır.

Tanıklar da sanığın savunmasının aksine bir söz veya davranışından bahsetmemektedirler. Dolaysıyla sanığın dış dünyaya yansıyan davranışları nazara alındığında elinde erzak torbalarıyla gelen mağdurun bulunduğu eve gelen ve evden ayrılırken ihtiyaçlarını gidermeleri için bir miktar para bırakan sanığın yağma kastıyla hareket etmediğinin kabulü gerektiği açıktır. Sanığın eyleminin, konut dokunulmazlığının ihlali, kasten yaralama ve tehdit suçunu oluşturabileceği görülerek sanığın yağma suçundan cezalandırılması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin, 25.04.2023 tarihli ve 2023/1771 Esas, 2023/2034 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, nitelikli yağma suçundan tutuklu bulunan sanığın tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak bihakkın TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu değilse derhal salıverilmesi için Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığına, (Ödemiş M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu) yazı yazılmasına,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ödemiş 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

26.09.2023 tarihinde karar verildi.