Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/16849 E. 2023/12000 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/16849
KARAR NO : 2023/12000
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/1202 E., 2022/1785 K.
MAĞDURLAR : …, …
SUÇ : Nitelikli tehdit
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düşme

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye Ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kaş Cumhuriyet Başsavcılığının 16.02.2011 tarih 2011/47 nolu iddianamesi ile sanık hakkında;
a) mağdurlara yönelik nitelikli tehdit suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemli,

b) Mağdur …’e yönelik nitelikli tehdit suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) benti, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemli, kamu davası açılmıştır.

2. Yapılan yargılama sonucu Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.12.2011 tarihli ve 2011/105 Esas, 2011/775 Karar sayılı kararı ile sanığın;
a) Mağdurlara yönelik nitelikli tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi ve 53 maddesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

b) Mağdur …’e yönelik nitelikli tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi ve 53 maddesi uyarınca 1 yıl 18ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
Karar verilmiştir.

3. Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.12.2011 tarihli ve 2011/105 Esas, 2011/775 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 23.03.2016 tarihli ve 2013/41370 Esas, 2016/5447 Karar sayılı ilâmıyla;
”Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanık hakkında …’e yönelik tehdit suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı, yalnızca itiraz yolu açık olması, sanığın eylemini, mağdurlar … ve …’a karşı tek fiil ile gerçekleştirmesi karşısında, TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca cezanın artırılması gerektiği gözetilmeden, mağdur sayısınca hüküm kurularak fazla ceza tayin edilmesi hususunun ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, sanık …’ün tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2- Sanık hakkında mağdurlar … ve …’a yönelik tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a-Mağdur …’nün aşamalarda “sanığın tüfeği mağdurlara yönelttiğini görmesi üzerine olay yerine geldiğini, sanığın elinden tüfeği aldığını, sanığın sadece kendisine küfür ettiğini” beyan etmesi karşısında, olayda TCK’nın 43/2. maddesinin uygulama koşulunun nasıl oluştuğu tartışılmadan, eksik kavuşturmaya ve yetersiz gerekçeyle fazla ceza tayini,
b-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Sanık hakkında mağdur …’e yönelik nitelikli tehdit suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yapılan itiraz üzerine Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.09.2016 tarih ve 2016/553 değişik iş nolu kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırılmıştır.

5. Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.06.2018 tarihli ve 2017/64 Esas, 2018/561 Karar sayılı kararı ile sanığın nitelikli tehdit suçundan 5237 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası yollamasıyla birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

6. Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.06.2018 tarihli ve 2017/64 Esas, 2018/561 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 16.06.2021 tarihli ve 2018/8261 Esas, 2021/19673 Karar sayılı ilâmıyla;
”Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Dairemizin 2013/41370 esas 2016/5447 karar sayılı 23.03.2016 tarihli ilamı ile sanığın mağdur …’e yönelik tehdit eyleminin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun tartışılması amacıyla TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanma koşulları sebebiyle kararın bozulduğu ve sanığın müşteki Neytullah’a yönelik eyleminden ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği halde bu sefer sanığın Neytullah’a ve Yavuz’a karşı tehdit eyleminden TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
2-TCK’nın 61/6. maddesine aykırı olarak, belirlenen temel cezadan, aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca yapılan indirim sırasındaki hesap hatası nedeniyle sonuç cezanın 2 yıl 1ay yerine,1 yıl 13 ay olarak eksik belirlenmesi,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

7. Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.12.2022 tarihli ve 2021/1202 Esas, 2022/1785 Karar sayılı kararı ile sanığın nitelikli tehdit suçundan 5237 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası yollamasıyla birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak kazanılmış hakkı dikkate alınarak sonuç cezanın 1yıl 13 ay hapis cezası olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz Sebepleri
1. Cezasının yüksek olduğuna, dosyanın düşürülmesi veya adli para cezasına çevrilmesi talebine,
2. Vesaire,
İlişkindir.

III. GEREKÇE
1. Sanığın suç tarihinde mağdur …’in çalıştığı işletmeye geldiği, sanık ile mağdur arasında tartışma yaşandığı, sanığın av tüfeğini mağdura doğrultarak “Seni vururum” dediği, bu sırada mağdur …’ın diğer mağdur …’a haber verdiği, bu defa da sanığın olay yerine gelen mağdur … ile beraber mağdur …’e karşı ”Vuracağım” deyip havaya doğru ateş ettiğinin iddia ve kabul edildiği anlaşılmıştır.

2. Sanıkların 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesini ikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında kalan yargılama konusu eylemine ilişkin suç tarihinin 16.12.2010 olduğu belirlenmiştir.

3. 5237 sayılı Kanun’un Dava zamanaşımı başlıklı 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümüne göre;
“Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
…,
…,
…,
(e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.”

4. 5237 sayılı Kanun’un Dava zamanasımı süresinin durması veya kesilmesi başlıklı 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası; “Kesilme halinde, zamanasımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.” şeklinde düzenlemeye haizdir.

5. Sanık hakkında açılan kamu davasına konu suçun, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) benti kapsamında bulunduğu ve 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu belirlenmiştir.

6. Bu açıklamalar ışığında dava zamanaşımı incelendiğinde; suç tarihi itibariyle 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolduğu belirlenmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.12.2022 tarihli ve 2021/1202 Esas, 2022/1785 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

05.07.2023 tarihinde karar verildi.