Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/16401 E. 2023/11443 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/16401
KARAR NO : 2023/11443
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

İ T İ R A Z

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/190 E., 2021/271 K.
ŞİKÂYETÇİLER : …, …, …, …, …, …, …
SUÇ : Birden fazla kişi ile tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar
İTİRAZA KONU KARAR : Bozma
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Yargıtay 6. Ceza Dairesinin, 10.04.2023 tarihli ve 2023/11382 Esas, 2023/9903 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 11.05.2023 tarihli ve KD-2021/159815 sayılı itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 308 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kanunî süresinde yapılan aleyhe itiraz başvurusu üzerine dava dosyası, aynı Kanun’un 308 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği Dairemize gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz başvurusu, Kepsut Asliye Ceza Mahkemesinin 01.10.2013 gün ve 2011/112 Esas, 2013/66 Karar sayılı ilamı ile sanıkların mahkumiyetine karar verildiği, hükmün sanıklardan … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15.05.2019 gün ve 2015/615 Esas, 2019/8799 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına ve bu bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanıklar … ve …’e sirayet ettirilmesinin ardından, Kepsut Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.06.2021 tarihli ve 2019/190 Esas, 2021/271 Karar sayılı ilamı ile sanıkların mahkumiyetine karar verildiği, hükmün sanıklar … ve … tarafından temyiz ettiği anlaşılmakla; sirayet kurumunun, koşulları oluştuğu takdirde, hükmü temyiz edenler lehine oluşacak durumdan, temyiz yoluna başvurmayan, süresinden sonra başvuran veya temyize başvurmakla beraber başvurusu kabul edilmeyen sanıkların da yararlanmalarının sağlanması suretiyle, bu kişilerin temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini giderme amacını taşıması ve bozmanın sirayetinde, yerel mahkeme hükmünün temyiz etmeyen sanıklar yönünden bozulmayıp, sanıkların sadece bozma kararının sonucundan yararlandırılması karşısında; ilk hükmü temyiz etmeyen sanıklar … ve … …’in, yalnızca inceleme dışı sanık … hakkındaki lehe bozmanın sonucundan yararlanmaları nedeniyle, yerel mahkemece kurulan ikinci hükmü temyiz etme haklarının bulunmadığı ve bu nedenle temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma ilamının kaldırılmasına ve sanıkların temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi talebine ilişkindir.

II. GEREKÇE
Adil yargılanma hakkının en önemli başlıklarından birini oluşturan savunma hakkı, temel bir insanlık hakkı olarak İHAS 6. ve 2709 sayılı Anayasamızın 36. maddeleriyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) çeşitli hükümlerinde güvence altına alınmıştır. Kanun yoluna başvurma hakkı da, savunma hakkının en önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır. Kanun yoluna başvurma hakkı, aynı zamanda hak arama özgürlüğü ile erişim hakkının da önemli alt başlıklarından birisidir. Öte yandan; 7 No.lu Ek Protokolün “Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı” başlıklı 2. maddesi uyarınca; kural olarak herkes aleyhine verilen mahkumiyet hükmünü yüksek bir mahkemede yeniden inceletebilme hakkına sahiptir. 5271 sayılı Kanun’un 267 nci maddesi uyarınca, hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir. Aynı Kanun’un 272 nci ve devamı maddeleri uyarınca, (Suçluların iadesi ile 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesinde belirtilen istisnalar dışında) ilk derece mahkemesinden verilen bütün nihai kararlar yâni hükümler, kural olarak istinaf kanunyolu denetimine tâbidir. (5271 sayılı Kanun’un 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen istisna kapsamında kalan hükümler ise; kesindir. 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, istinaf mahkemesinin verdiği bozma dışındaki kararlar ile aynı maddenin ikinci. ve üçüncü fıkrası kapsamında belirtilen istisnalar dışındaki bütün istinaf mahkemesi kararları temyiz kanun yolu denetimine tabidirler. 5271 sayılı Kanun’un 306 ncı, (1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 325 inci) maddesi uyarınca, hüküm sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 21.05.2019 tarihli ve 171-453 sayılı kararında da belirttiği üzere; önceki hükmü temyiz etmeyen sanığın sirayet üzerine verilen kararı temyiz edemeyeceği görüşündedir.
Dairemiz ise; yukarıda açıklanan gerekçeler ile Anayasa Mahkemesinin 36, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6, (7) No.lu Ek Protokol m. 2/1, 5320 sayılı Kanun’un m. 8/1 ve 5271 sayılı Kanun’un m. 306, 260 ve devamı hükümleri uyarınca önceki hükmü temyiz etmeyen sanıkların, sonradan verilen hükümleri temyiz edebileceğini kabul etmektedir.

Nihayet Anayasamız ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerine göre hak ve özgürlükler asıl, kısıtlamalar ise istisnadır. Sınırlama ve kısıtlamalar ise; belli koşularda ve ancak kanunla yapılabilir. Hak arama özgürlüğü ve erişim hakkı kapsamında olduğu tartışmasız olan kanun yoluna başvurma hakkının içtihat yoluyla daraltılması, somut olayda olduğu gibi temyiz hakkının kullanılmasının engellenmesi, 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi bağlamında hukuka kesin aykırılık hâlidir.
Bu itibarla önceki hükümleri temyiz etmeyen sanıklar … ve …’in bozma sonrası kurulan hükümleri temyiz edebilecekleri kabul edilerek yapılan incelemede, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

III. KARAR
1. Gerekçe bölümünde belirtilen nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ oy birliğiyle REDDİNE,

2. 5271 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Yargıtay 6. Ceza Dairesinin, 10.04.2023 tarihli ve 2023/11382 Esas, 2023/9903 Karar sayılı bozma kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dava dosyasının, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.06.2023 tarihinde karar verildi.