Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/15911 E. 2023/10640 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/15911
KARAR NO : 2023/10640
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : İstinaf başvuruların esastan reddine

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Vezirköprü Cumhuriyet Başsavcılığının 04.10.2022 tarihli ve 2022/1761 soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 148 nci maddesinin birinci fıkrası, 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendleri, 150 nci maddesinin birinci fıkrası, 168 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları, 37 nci maddesi, 53 üncü maddesi, 54.üncü maddesi , 58 inci maddesi 63 üncü maddesi uyarınca, kişi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, 37 nci maddesi, 54 üncü maddesi, 58 inci maddesi, 63 üncü maddesi uyarınca inceleme dışı tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, inceleme dışı banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan 5237 sayılı Kanun’un 245 nci maddesini birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.11.2022 tarihli ve 2022/212 Esas, 2022/242 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendleri, 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 58 inci maddesi, 53 üncü maddesi, uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 109 uncu maddesinin içinci fıkrasının (a) ve (b) bendleri, 58 inci maddesi, 53 üncü maddesi, uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına inceleme dışı banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan 5237 sayılı Kanun’un 245 inci maddesinin birinci fıkrası, 168 inci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesi, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 20,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, inceleme dışı tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca şikayet yokluğu nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşme kararı karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 26.01.2023 tarihli ve 2023/182 Esas, 2023/481 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile
Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusu yönünden;
“…I-Sanık … hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının istinaf başvurusunun incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi kapsamında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilmesi olanaklı bulunmayıp aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itiraz yoluna başvurulabileceği, 5271 sayılı CMK’nın 264/1. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcısı yönünden yasa yoluna başvuruda ve mercide yanılmanın haklarını ortadan kaldırmayacağının anlaşılması karşısında; 5271 sayılı Yasanın 264/2. maddesi uyarınca itirazı incelemeye yetkili ve görevli merciye, Mahkemesince gönderilmek üzere dosyanın incelenmeden mahalline İADESİNE,
II-Sanık … hakkında yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından verilen mahkumiyet kararları ile sanık … hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına yönelik istinaf başvurularının incelenmesinde;
Sanıklar hakkında açılan kamu davası sırasında duruşmaların kanuna uygun biçimde yürütüldüğü ve 5271 sayılı CMK’nun 280/1-b maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirecek ve aynı Yasanın 289.maddesinde belirtilen hukuka kesin aykırılık hallerinin mevcut olmadığı,
Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde ileri sürülen iddia ve savunmalar ile ikame edilen delillerin denetimi sağlayacak biçimde ve eksiksiz olarak sergilenerek tespit edildiği, yargılama sonucunda dosyaya yansıyan tüm bilgi ve kanıtların gerekçeli kararda yöntemince tartışılarak ulaşılan vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, Hakimler Kurulu’nun takdirine ve özellikle mağdurun aşamalardaki beyanlarına, tanıklar beyanlarına, doktor raporuna, tutanak içeriklerine ve sanıkların savunmalarına göre suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların TCK’nın 61.maddesinde belirtilen kurallara uygun şekilde belirlenerek bireyselleştirildiği; her ne kadar yağma suçu yönünden birden fazla nitelikli halin bulunduğu anlaşılmış ise de, mahkemenin gösterdiği gerekçe karşısında sanık … hakkında yağma suçu yönünden temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılmamasında da herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı,
Yasal ve takdiri artırıcı ve indirici nedenlerin gözetildiği,
Mağdurun hürriyeti tahdit edildikten sonra gerekmediği halde darp edildiği gözetildiğinde, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden etkin pişmanlık koşullarının da oluşmadığı,
Bu bağlamda ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu saptanmış olmakla, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile sanıklar Muhammet
… Yılmaz ve … müdafilerinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a maddesi gereğince İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
III-Sanık … hakkında tehdit suçundan verilen düşme kararına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesine gelince;
Mağdura yönelik yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma eylemlerini gerçekleştiren sanıklardan …’ın eylem henüz sona ermeden mağduru ilçe merkezine bıraktıkları sırada olaydan kimseye bahsetmemesi konusuna mağduru tehdit etmesi biçimindeki eyleminin bir bütün halinde yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği, ayrıca tehdit suçunun oluşmayacağı gözetilemeden eylemin bölünerek yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet, tehdit suçundan da düşme kararı verilmesi,
Hukuka aykırı olup, istinaf başvurusunda bulunan O Yer Cumhuriyet Savcısının istinaf itirazları bu nedenle yerinde ise de, yeniden yargılama yapılmasını ve olayın daha ziyade aydınlanmasını gerektirmeyen bu hususun CMK’nın 303/1.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından sanık … hakkında tehdit suçundan açılan kamu davasının düşmesine ilişkin kısmın (A-4) tamamen kaldırılarak yerine “Her ne kadar sanık …’ın tehdit suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, eylemin bir bütün halinde yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla tehdit suçu yönünden HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA”
Karar verilmek suretiyle HUKUKA AYKIRILIĞIN DÜZELTİLEREK İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,”
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1. Kararın hukuka aykırı olduğuna,
2. Yağma suçu yönünden delillerin değerlendirilmesinin hatalı olduğuna,
3. 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin birinci fıkrasının uygulanması gerektiğine, anlık öfke ve sinirle mağdura karşı cebir uygulandığına, bunun nedeninin kendisine olan borçlarının ödememesi olduğuna, mağdurun 01.09.2022 tarihinde Cumhuriyet savcılığına sunmuş olduğu yazılı beyanında; …’ya 25.000,00 – 30.000,00 TL arası borcu olduğunu, olay günü bahis sitelerinden kazandığı 20.000,00 TL’nin ekran görüntüsünü borcunu ödemek amacıyla …’ya attığını ve borcunu ödeyeceğini söylediğini ancak daha sonra ödeyemeyeceğini söylediğini, bunun üzerine … ile …’ın yanına geldiklerini ” ifade ettiğine, duruşmada kendisine yazılı olarak sunduğu beyanı hatırlatılınca ise ”soruşturma aşamasında …’ya borcunun olduğuna dair dilekçe vermişse de kızgınlıkla vermiş olabileceğini” şeklinde beyanda bulunduğunu, Mağdurun soruşturma aşamasında vermiş olduğu dilekçeyi kızgınlıkla verdiğini iddia etmesinin tamamen asılsız olduğuna, yazılı olarak beyanda bulunduğu 01.09.2022 tarihi ile olay tarihi 29.07.2022 arasında bir aydan fazla bir zaman bulunmakta olduğuna, bir ay sonra yazılı olarak verilen dilekçenin olayın etkisiyle ve kızgınlıkla verildiğinin iddia edilmesinin hayatın olağan akışına ve mantığa ters düşmekte olduğuna, mağdurun kızgınlıkla verdiğini iddia ettiği yazılı dilekçede …’ya 25-30.000,00 TL civarı borcu olduğunu beyan ettiği, kızgınlıkla bir kimseye karşı borcu olduğunu beyan edilmesinin hayatın olağan akışına ters düşmekte olduğuna, kızgınlıkla beyanda bulunan bir kimseden borcu bulunsa dahi ”borcum yoktur” demesi bekleneceğine, bu durum mağdurun müvekkile borcunun bulunduğunu açıkça göstermekte olduğuna, müvekkile borcun olduğunu işaret eden diğer bazı hususlarında da mevcut olduğuna, olay yerine gittikleri zaman müvekkil ile mağdur bir süre boyunca birlikte baş başa konuşmuş olduklarına, bu esnada müvekkilin mağdura borcunu ödemesini söylediğine, diğer sanığın duruşmada alınan beyanlarında ”dışarıda tartışmaya başladılar, … ”sen benim paramı nasıl vermezsin” şeklinde sözler söylüyordu” şeklinde ifade ettiği gibi mağdur ile müvekkil arasında borcun ödenmesi konusunda tartışma yaşanmış akabinde mağdurun borcunu ödemeyeceğini söylemesi üzerine müvekkil tarafından cebir uygulanmış olduğuna, müvekkilin cebir uygulamasındaki amacın alacağını tahsil etmek olduğuna, müvekkilin mağdura karşı doğrudan cebir uygulamamış olması, önce bir süre borcunu ödemesi hususunda tartışmaları mağdurun borcunun olduğunu göstermekte olduğuna, mahkemece alacağın varlığında tereddüt oluşması halinde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince alacağın tahsili amacıyla suçun işlendiğinin kabul edilmesi gerektiğine, mağdurun soruşturma aşamasında olay tarihinden 1 aydan fazla zaman geçtikten sonra yazılı olarak borcunu ikrar etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde mağdurun müvekkile borcu olduğuna kanaat getirmek gerektiğine,
4. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu unsurlarının oluşmadığına, müvekkilin cebir ve tehdit eylemleri yağma suçunun unsurları arasında olduğundan ayrı bir suç bakımından cezalandırılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğine, cebir ve tehdit eylemlerinin mağdurun araca bindirilerek bir yere götürülmesi veya bir yerde tutulmasına ilişkin olmayıp, mağduru var olan alacağını tahsil amacı taşıdığına, mağdurun da kolluk ifadesinde araca kendi isteğiyle bindiğini beyan etmiş olduğuna, araca bindikten sonra müvekkilin mağdura karşı araçtan inmesini engelleyecek bir davranışı bulunmadığına, bu durumun ilçe merkezindeki kamera kayıtlarından da anlaşılmakta olduğuna, atılı bu suç yönünden beraat kararı verilmesi gerektiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. 29.07.2022 tarihinde mağdurun internette bahis sitesinde oyun oynadığı, kuponuna 20.000,00 TL ikramiye isabet ettiği, ilçede bahis oyunlarıyla ilgilenen arkadaşı sanık …’a mesaj atarak ekran görüntüsü gönderdiği, bunun üzerine sanık …’ın mağdurla arasında hiçbir hukuki ilişki olmamasına rağmen mağdura telefon ederek kendisine 1.000,00 TL vermesini istediği, mağdurun bahis oyunlarından kazandığı parayla alışveriş yapacağını, artarsa bir miktar para verebileceğini, ancak sanık …’ın ısrarla kendisine para göndermesini talep ettiği, mağdurun işleri olduğunu söyleyerek görüşmeyi sonlandırdığı, sanık …’ın bu sefer arkadaşı inceleme dışı diğer sanık …’i telefonla aradığı, buluşmaları gerektiğini söyleyip ikamete arabayla gelmesini istediği, inceleme dışı diğer sanık …’in araç ile ikamet önüne gelerek sanık …’ı araca aldığı, sonrasında sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket etmeye başladıkları, bu esnada sanık …’nın yanına bir sopa aldığı ve inceleme dışı diğer sanık …’ın bunu gördüğü, sanıkların Vezirköprü ilçe merkezinde araç içerisinde bir süre konuştuğu, sanık …’nın yönlendirmesiyle …’nın kumar oynayıp para kazandığı halde kendisine 1.000,00 TL dahi vermemesi nedeniyle mağdurun iş yerine gitmeyi kararlaştırdıkları, araç içinde sanık …’nın neden mağdurun iş yerine gittiklerini inceleme dışı diğer sanık sanık …’a anlattığı, inceleme dışı diğer sanık …’in sevk ve idaresinde bulunan araç ile mağdurun çalıştığı iş yerine geldikleri, inceleme dışı diğer sanık …’in araçtan inerek dükkana girdiği, çalışmakta olan mağdurun yanına geldiği, araçta sanık …’ın kendisini beklediğini, konuşmaları gerektiğini söylediği, mağdurun ilk etapta görüşmek istemediği, inceleme dışı diğer sanık …’in tekrar araca uğrayıp işyerine geldiği, telefonda sanık … ile konuşan mağdurun kısa süreliğine araca gelmeyi kabul ettiği, park halindeki aracın yanına geldiklerinde sanık …’ın mağdura “bin lan şu arabaya, yapacağın işin a… koyarım lan” şeklinde bağırarak zorla araca bindirdiği, sanıkların araç ile Kargucak Köyü yakınlarında tenha bir alanda durarak arka koltukta oturan mağduru araçtan indirdikleri, inceleme dışı diğer sanık …’in mağduru omuzlarından tuttuğu, sanık …’ın mağdura yönelik “benle dalga mı geçiyorsun lan a… koyduğumun iti, tüm paranı alacağım lan senin, bin lira bile vermedin, ceza kestim sana, kolunu bacağını kıracağım” şeklinde ibareler kullanıp yüzüne bir kaç kez yumruk ve tokat attığı, sopayla ayaklarına ve koluna bir kaç kez vurduğu, böylelikle mağduru yaraladıkları, sanık …’ın mağdurdan kartını ve telefonunu vermesini istediği, mağdurun cüzdanının ve telefonunun dükkanda kaldığını söylemesi üzerine sanık … ve mağdur … arazide beklerken inceleme dışı diğer sanık …’in araçla dükkana dönerek mağdurun telefonunu ve cüzdanını alıp geldiği, böylelikle mağdurun cep telefonunu, banka ve kredi kartlarını cebir uygulayıp korkutarak iradesini etkilemek suretiyle zorla aldıkları, aynı şekilde sanık … ve inceleme dışı diğer sanık …’in mağdurun kartlarının ve internet bankacılığının şifrelerini zorla öğrendiği, mağduru araca bindirerek ilçe merkezine geldikleri, İş Bankası kartının bağlı olduğu hesaptan ATM’den 3.000,00 TL ve 2.050,00 TL nakit para çekildiği, … isimli şahsın hesabına 5.000,00 TL ve 6.940,00 TL para transferleri gerçekleştirildiği, bu meblağdan 5.000,00 TL’nin Ziraat Bankası ATM’sinden nakit olarak çekildiği, günlük limite ulaşılması nedeniyle kalan 6.940,00 TL’lik tutarın 5.000,00 TL ve 1.940,00 TL tutarındaki kısmının …’un hesabına gönderildiği, sanık …’ın “sakın ha sesini çıkartma, kimseye yaşatmam, bu olaylardan ailene bahsedersen seni yaşatmam, ben ceza alsam bile çevrede bulunan arkadaşlarım seni öldürür, seni çok kötü yaparım” şeklinde tehdit içeren sözler söylediği ve mağduru ilçe merkezine bıraktıktan sonra suçtan elde ettikleri para ile … İletişim isimli iş yerinden Iphone 11 cep telefonu satın aldıkları, ödemenin 9.750,00 TL tutarındaki kısmını nakit olarak, kalan kısmını 3.250,00 TL ve 1.000,00 TL olmak üzere …’un banka hesabından telefon bayii yetkilisi …’un hesabına aktarmak suretiyle gerçekleştirdikleri, sonrasında sanık …’nın inceleme dışı diğer sanık …’a para verip büfeye olan borcunu ödediği ve ayrıldıkları, mağdur …’nın da serbest kaldıktan sonra abisi Ahmet ALÇI ile birlikte kolluğa ihbarda bulundukları anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.

2. Sanığın savunmasında suçu inkar ettiği anlaşılmıştır.

3. Mağdurun olayın sıcağı sıcağına alınan kolluk beyanı ile kovuşturma aşamasındaki beyanlarının oluşa ve doktor raporuna uygun bulunduğu belirlenmiştir.

4. Tanıklar A.A., H.A., A.Y.,U.C.A.,İ.A,A.Ç., nin oluşa uygun beyanlarının alındığı anlaşılmıştır.

5. Mağdurun etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede yaralandığına dair kesin adli muayene raporunun dosyada mevcut olduğu belirlenmiştir.

6. Olay gününe ait Atm ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi kamera kayıtları ve görüntü izleme tutanaklarının ile oluşa uygun banka hesap, dekont ve evrakları ile cep telefonu görüntü kayıtlarının dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Suçların Sanık Tarafından İşlenmediği İle Suç Unsurlarının Oluşmadığı Yönünden
Yağma suçları 5237 sayılı Kanun’ un 148, 149 ile 150 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Yağma başkasının zilliyetliğindeki taşınabilir malı zilliyetin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir ve tehdit ile yarar sağlamak maksadıyla alınmasıdır. 5237 sayılı Kanun’ un 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yağma suçu temel şekli, ikinci fıkrasında senet yağması, üçüncü fıkrasında cebir karinesine yer verilmiştir. 5237 sayılı Kanun’ un 149 uncu maddesinde yağma suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. 5237 sayılı Kanun’ un 150 nci maddesinde hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amaçlı yağma ile değer azlığı yaptırıma bağlanmıştır.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Mağdurun olayın sıcağı sıcağına alınan ve doktor raporu , kamera görüntü kayıtları,dosyada mevcut banka dekont ve hesap ekstreleri, özellikle tanıklardan İ.A. ve diğer tanık beyanları ile örtüşen oluşa uygun beyanları gözetildiğinde sanığın inceleme dışı diğer sanık ile birlikte iştirak halinde mağduru tehdit ederek zorla bir araca bindirdikleri, böylelikle mağduru zorla alıkoyarak bir başka mahalle götürdükleri, silahtan sayılan sopa göstermek sureti ile mağduru bahsedilen araçtan indirdikleri ve burada mağduru etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede yaraladıkları, işyerinden zorla mağdura ait cep telefonu ile cüzdanı aldıkları, cebir ve tehdit ile hesap bilgileri ile banka kartı şifrelerini öğrenerek suça konu paranın bir kısmını atm den çektikleri, bir kısmını ise başka hesaplara aktarmaları ve nihayet kimseye anlatmaması konusunda ölümle tehdit ettikten sonrada serbest bırakmaları şeklindeki eylemlerde birden fazla kişi ile birlikte silah ile nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli yağma suçlarının sanık tarafından işlendiği ve böylelikle suçların yazılı şekilde vasıflandıran hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. 5237 Sayılı Kanun’un 150 nci Maddesinin Birinci Fıkrasının Uygulanması Yönünden
Her ne kadar temyiz sebepleri başlığı altında ayrıntılı belirtilen sebepler ile sanık ile mağdur arasında bir alacağın bulunduğu bu sebeple sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin birinci fıkrasının uygulanması gerektiği temyiz istemine konu edilmiş ve mağdurun da dosyada mevcut 01.09.2022 tarihli dilekçesi içeriğinde bu savunma doğrultusunda sanığın kendisinden alacaklı olduğu hususu belirtmiş ise de mağdurun olayın sıcağı sıcağına alınan kolluk beyanı ve usulüne uygun alınan tüm beyan içeriklerinde bu alacak iddiasını doğrulamamış olması, özellikle dosyada mevcut atm görüntü kayıtlarında suça konu parayı mağdura ait banka kartı ile çeken kişiler arasında mağdurun bulunmaması, yine tanık İ.A’nın mağdurun araca tehdit edilerek bindiğine dair anlatımı, diğer tanıklar anlatımlarının bu iddiayı doğrulamaması karşısında sanığın suç ve cezadan kurtarmaya yönelik alacak iddiası ile 01.09.2022 tarihli dilekçe içeriğine belirtilen sebeplerle ile itibar edilmeyerek sanığın eyleminin alacağının tahsili amacıyla gerçekleştirmediği, mağdurun bahis sitesinden 20.000,00 TL kazandığını öğrenen sanığın mağdurdan 1.000,00 TL istemesi ve mağdurunda bu parayı vermek istememesi üzerine atılı eylemleri gerçekleştirdiği şüpheden uzak belirlenmekle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluşmadığı kabulü içeren hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık
bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 26.01.2023 tarihli ve 2023/182 Esas, 2023/481 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden 5271 sayılı Kanun’un 288 ve 289. maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

11.05.2023 tarihinde karar verildi.