Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/15593 E. 2023/10491 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/15593
KARAR NO : 2023/10491
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

05.08.2017 günlü ve 30145 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 20.07.2017 günlü ve 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 291/1 inci maddesindeki “Yedi gün” olan temyiz süresinin “15 gün” olarak değiştirildiği, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 40/2, 5271 sayılı Yasanın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerine göre; mahkeme kararlarında, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağı, süreleri ve şekli kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir şeklindeki açık ve buyurucu hükümleri karşısında; temyizi kabil olan kararda yasa yolu bildiriminin de hatalı yapılarak yanıltmaya neden olunduğu anlaşılmakla; sanık …’in temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 7035 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık … müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/1669 soruşturma numaralı ve 15.03.2021 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (c) ve (d) bentleri, 168 inci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 53, 58 ve 63 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.

2. … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.01.2022 tarihli ve 2021/178 Esas, 2022/33 Karar sayılı kararı ile;
Sanıklar … ve … hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (c) ve (d) bentleri 53, 58 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba;
Sanık … hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (c) ve (d) bentleri, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 08.04.2022 tarihli ve 2022/977 Esas, 2022/1220 Karar sayılı kararı ile, sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

4. … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 08.04.2022 tarihli ve 2022/977 Esas, 2022/1220 Karar sayılı kararının sanıklar müdafileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 19.09.2022 tarihli ve 2022/5703 Esas, 2022/11874 Karar sayılı kararı ile,
“Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına göre; suçun, sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Mağdurun aşamalarda değişmeyen ısrarlı anlatımlarına göre; olay günü sanıklar …, … ve …’nin, sanık …’un ikametinde bulunduğu sırada mağdur …’ın da aynı yere geldiği, mağdurun anılan daireye girmesinden hemen sonra sanık …’un daire kapısını kilitlediği, bir süre sonra sanık …’ın mağdurdan, üzerinde bulunan cep telefonunu vermesini istediği, mağdurun cep telefonunu sanıklara vermek istememesi üzerine kavga çıktığı, sanık …’ın, kaşık ile mağdurun eline vurup cep telefonunu alarak mağduru odaya kilitlediği, daha sonra sanık …’ın, mağduru odadan çıkarıp ekmek bıçağı göstererek üzerindeki paraları istediği, mağdurun üzerinde bulunan 1.300,00 TL parayı sanık …’a verdiği, bir müddet sonra sanıklar … ve …’nin, yanlarına mağduru da alarak sanık …’in aracı ile Karakurt Mevkii’nde ormanlık bir alana gittikleri, burada, sanıklar … ve …’nin, sanık …’un talimatıyla mağduru dövüp görüntülerini video kaydına aldıkları, sanıkların, 2 gün süresince mağdurun, sanık …’un ikametinden çıkmasına izin vermedikleri ancak mağdurun bir fırsatını bulup olay yerinden kaçarak şikayetçi olduğu olayda; yağma suçunun konusunun, mağdurdan zorla alınan cep telefonu ve 1.300,00 TL para olduğu, mağdurun beyanlarının bölünemeyeceği gözetilmeden bir kısmına itibar edilip yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile diğer kısmına itibar olunmadığı anlaşılmakla; yağmalanan cep telefonunun sanık …’un ikametinde kolluk tarafından yapılan arama sırasında ele geçirilerek soruşturma aşamasında mağdura iade edildiği, mağdurun beyanında geçen 1.300,00 TL paranın ise iddianamenin kabul tarihi olan 22.03.2021 tarihinden önce 05.03.2021 tarihinde PTT havalesi ile mağdur adına gönderilmesinin, 5237 sayılı TCK’nın 168/1-3 üncü maddesi uyarınca kısmi iade oluşturacağı, kısmi iade nedeniyle mağdurdan kısmi iadeye muvafakat edip etmediği sorularak sonucuna göre, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama olanağının tartışılması gerektiğinin düşünülmemesi,”
Nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Bozma üzerine … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.12.2022 tarihli ve 2022/293 Esas, 2022/520 Karar sayılı kararı ile;
Sanıklar … ve … hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (c) ve (d) bentleri 53, 58 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba;
Sanık … hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (c) ve (d) bentleri, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık … ve Müdafii ile Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1. Katılana karşı yağma kastı ile değil sanık …’ın kız arkadaşı sanık …’a gönderilen mesajlar nedeniyle cebir uygulandığına, buna göre sanıkların atılı suçu işlediklerine dair somut delil bulunmadığından sanıkların beraatine,
2. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
3. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca takdiri indirim ile lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine,
4. Vesaire,
İlişkindir.

Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1. “Şüpheden sanık yararlanır.” ilkesi gereği somut delil bulunmadığından sanığın beraatine,
2. Vesaire,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü sanıklar …, … ve …’nin, sanık …’un ikametinde bulundukları sırada katılan …’ın da aynı yere geldiği, katılanın anılan daireye girmesinden hemen sonra sanık …’un daire kapısını kilitlediği, bir süre sonra sanık …’ın katılandan, üzerinde bulunan cep telefonunu vermesini istediği, katılanın cep telefonunu sanıklara vermek istememesi üzerine kavga çıktığı, sanık …’ın, kaşık ile katılanın eline vurup cep telefonunu alarak katılanı odaya kilitlediği, daha sonra sanık …’ın, katılanı odadan çıkarıp ekmek bıçağı göstererek üzerindeki paraları istediği, katılanın üzerinde bulunan 1.300,00 TL parayı sanık …’a verdiği, bir müddet sonra sanıklar … ve …’nin, yanlarına katılanı da alarak dava dışı sanık …’in aracı ile Karakurt Mevkii’nde ormanlık bir alana gittikleri, burada, sanıklar … ve …’nin, sanık …’un talimatıyla katılanı dövüp görüntülerini video kaydına aldıkları, sanıkların, 2 gün süresince katılanın, sanık …’un ikametinden çıkmasına izin vermedikleri ancak katılanın bir fırsatını bulup olay yerinden kaçarak şikâyetçi olduğu olayda, yağmalanan cep telefonunun sanık …’un ikametinde kolluk tarafından yapılan arama sırasında ele geçirilerek soruşturma aşamasında katılana iade edildiği, katılanın beyanında geçen 1.300,00 TL paranın ise iddianamenin kabul tarihi olan 22.03.2021 tarihinden önce 05.03.2021 tarihinde PTT havalesi ile katılan adına gönderildiği, katılanın alınan beyanında kısmi ödeme nedeniyle sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakat etmediği, anlaşılmıştır.

2. Sanıklar savunmalarında özetle, para alınmadığını, cep telefonunun katılanın kimseyi aramasını engellemek için alındığını, sanık …’ın sevgilisi olan …’a, katılanın ilanı aşk etmesi nedeniyle bu olayların yaşandığını, atılı suçu işlemediklerini, beyan ettikleri görülmüştür.

3. Katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasını gösterir adli rapor, dava dosyasında mevcuttur.

4. Parmak izi inceleme raporu, dava dosyasında mevcuttur.

5. Görüntü inceleme ve çözümleme tutanağı, dava dosyasında mevcuttur.

6. Olayın geçtiği apart dairesinde yapılan aramaya ilişkin tutanak, dava dosyasında mevcuttur.

IV. GEREKÇE
1. Sanıkların Atılı Yağma Suçunu İşlemediklerine ve Beraate İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Katılanın aşamalarda değişmeyen beyanları, sanıkların savunmaları, dosya içerisinde mevcut katılan beyanı ile uyumlu adli muayene raporu, görüntü inceleme ve çözümleme tutanağı, parmak izi inceleme raporu, olay yeri tutanağı, diğer bilgi ve belgeler, Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı ile mahkemece gösterilen gerekçe karşısında, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin sabit olduğu kabul edilen hükümlerde, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanması Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinde yer alan “Etkin pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, maddede sınırlı bir şekilde sayılan suçların işlenmesi ve failin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerekmektedir. Bu açıklamaların sonucu olarak; iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, eşyanın failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu veya kaçarken yakalanan failin üzerinde ele geçirilmiş olması gibi hallerde, failin gerçek anlamda pişmanlığından söz edilemeyeceğinden, 5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinin uygulanma şartları oluşmayacaktır.
Bu açıklama ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanıkların olay sonrasında yakalanmaları üzerine katılanın yağmalanan suça konu cep telefonunun, sanık …’un ikametinde kolluk tarafından yapılan arama sırasında ele geçirilerek soruşturma aşamasında katılana iade edildiği, katılanın beyanında geçen 1.300,00 TL paranın ise iddianamenin kabul tarihi olan 22.03.2021 tarihinden önce 05.03.2021 tarihinde PTT havalesi ile katılan adına gönderildiği, katılanın bozma üzerine alınan beyanında kısmi ödeme nedeniyle sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakat etmediği, cep telefonu ile ilgili de rızai iadeden söz edilemeyeceği, bu nedenle etkin pişmanlık hükmünün koşullarının bulunmadığı anlaşılan hükümde, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Sanıklar … ve … Hakkında Takdiri İndirim ile Lehe Hükümlerin Uygulanması Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Takdiri indirimler yönünden; 5237 sayılı Kanun’un “Takdiri İndirimler” başlıklı 62 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir….”
Seçenek yaptırımlar yönünden; 5237 sayılı Kanun’un “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50 nci maddesi gereği cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesinin ön koşulu, hükmolunan netice cezanın kısa süreli hapis cezası olmasıdır. 5237 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre; “Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezasıdır.”
Erteleme yönünden; 5237 sayılı Kanun’un, “Hapis cezasının ertelenmesi” başlıklı 51 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde; “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir.”
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu yönünden ise; 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrasının ilgili bölümünde; “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise …”
Şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, sanıklar … ve … hakkında “Sanıkların sabıkalı geçmişi göz önünde bulundurularak haklarında TCK’nın 62/1. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına; kanunen ve takdiren sanıklara verilen cezadan başka bir artırım veya indirim yapılmasına yer olmadığına,” şeklinde gösterilen gerekçe ile dosya arasında yer alan sanıkların adli sicil kayıtları dikkate alındığında takdiri indirim hükümlerinin uygulanmamasında bir hukuka aykırılık bulunmamakla, hükmedilen netice ceza miktarının 12 yıl hapis cezası olduğu, diğer lehe hükümlerin (5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevirme, aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca erteleme ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması) uygulanmasında, sonuç ceza miktarı itibarıyla kanunî engel bulunduğu anlaşıldığından hükümlerde, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Vesaire İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … ve sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.12.2022 tarihli ve 2022/293 Esas, 2022/520 Karar sayılı kararında sanık … ve sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … ve sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.