Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/15028 E. 2023/9694 K. 30.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/15028
KARAR NO : 2023/9694
KARAR TARİHİ : 30.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 16.03.2015 tarihli iddianamesi ile sanıkların 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149/1-a,c,h, 53, 63 maddeleri gereğince cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.

2. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2015/85 Esas, 2016/110 Karar sayılı kararı ile sanıkların üzerlerine atılı nitelikli yağma suçundan beraatlerine karar verilmiştir.

3. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2015/85 Esas, 2016/110 Karar sayılı kararının katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 24.02.2020 tarihli ve 2017/1930 Esas, 2020/773 Karar sayılı ilamı ile,
“Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanıklar … ve … hakkında katılan …’ya yönelik yağma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelemesinde; Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, Oluş ve dosya kapsamına göre; katılanın 23.12.2014 tarihli kolluk ifadesinde, “22.12.2014 günü saat 22.00 sıralarında misafirliğe gelen teyzemin oğlu … ve arkadaşı … ile gezmeye çıktık.. Holywod tepesine çıktık alkol aldık.. yaklaşık bir ay önce … ile tartışmıştık beni bıçaklamıştı, şikayetçi olmamıştım içki içerken o olayı neden yaptığını sordum münakaşa yaptık.. daha sonra gittiğimiz Elmacık yolunda araçtan indik. … demir çubukla beni darp etti, kredi kartımı, nüfus cüzdanımı, 290 TL para ve cep telefonumu aldı, … kollarımı tuttu.. Daha sonra …’nin Yatağan da bulunan evine gittik burada … beni darp etti, tuvalete gidiyorum diyerek evden kaçtım” 03.03.2105 tarihli Cumhuriyet Savcılığı ile 25.06.2015 tarihli duruşmadaki ifadelerindeki benzer anlatımlarında özetle; “.. daha sonra kontrol ettiğimde kredi kartımın evde olduğunu farkettim. Önce Yatağan Bayraklı tepede … elindeki demir sopa, … de elindeki falçatayla beni darp ettiler, hatta … falçatayla sol kaşıma vurdu, ben hiçbir şekilde arabada telefonumu unutmadım ..teyzem olan sanık …’nin annesi …’ı aradım, telefonumu getirmesini istedim….Yatağan’da Şahin Tepesi olarak bilinen yere çıktık, başlangıçta hiçbirşey yoktu ancak daha sonra her iki sanık arabanın içerisinde beni dövdüler. Üzerimde bulunan cep telefonumu ve 290,00 TL paramı zorla aldılar. Daha sonra beni araçtan indirmeden “…” olarak bilinen bir yere götürdüler. Onlar araçtan inip bir restorana girdiler. Beni aracın içine kilitlediler. Aracın kapısı içeriden açılamıyordu. Ben önce camını açıp daha sonra dışarıdan aracın kapısını açtım… Ben olay günü alkollü olduğum için nasıl ifade verdiğimi hatırlamıyorum. Ancak beni daha sonra …’nin evine götürmüşlerdi, orada da dövmüşlerdi” şeklinde beyanda bulunduğu, 11.04.2016 tarihli temyiz dilekçesinde ise özetle; “..ben duruşmada, teyzem …’in 24.12.2014 tarihinde saat 09.30-10.30 saatlerinde sanık …’yi arayıp neden böyle bir şey yaptığını bana ait olan gasp ettiği telefonu hemen eve getirmesini istediğini, sanık …’nin ise telefonu vermeyeceğini ve sanık …’nin ve teyzem …’ya sinkaflı küfürlerde bulunduğu, teyzeme karşı … sakın benim karşıma çıkmasın akşam çabuk kurtuldu elimizden, bir daha ki sefer bu kadar ucuz yırtamaz, … yanında ise yerinizi söyleyin ben geleceğim şeklinde tehditte bulunduğunu, teyzem …’nın tanık olarak dinlenilmesini ve tüm bunları telefon kayıtlarından ispatlayabileceğimi beyan etmiştim, ancak zabıtlara geçmediği” hususlarını belirttiği; buna karşılık sanıklar … ve …’in 23.12.2014 tarihli kolluk ifadelerinde; katılanın isteği üzerine kendisini Kavaklıdere’deki kız arkadaşının yanına bıraktıklarına kabul ederek, telefonun araçta bulunması olayından bahsetmedikleri; sanık …’ın 03.03.2015 tarihli Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadesinde özetle,“..beyaz kapaklı Samsung marka telefonunu ise ben karakolda verdiğim ifadeden sonra aracımın içerisinde buldum. …’un olduğunu tahmin ettim..gerek karakola, gerekse …’a bu cep telefonunu iade etmedim. Bu telefonu da kendi telefonumun şarjı bittiğinde toplamda 2-3 saat kullandım..Her ne kadar ben yukarıda 3-4 saat demiş isemde HTS raporunda belirtildiği şekilde bir ay boyunca ben bu telefonu zaman zaman takıp sökerek kullandım. 02.03.2015 tarihine kadar da hiç bir şekilde gerek müşteki …’ ya gerekse kolluk kuvvetlerine bu telefondan hiç bahsetmedim. .. Benim … ile hiçbir husumetim yoktur” şeklindeki beyanı ile katılanın cep telefonunu olay sonrası aracında bulduğunu ve kullandığını kabul ettiği; sanıkların kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde ise; olay sonrası aracı tamir için bıraktıkları arkadaşları …’ın katılanın cep telefonunu bulduğunu” savundukları olayda;katılan hakkında Yatağan Devlet Hastanesince 23.12.2014 gün, saat 06.33 te düzenlenen raporda, katılanın ifadelerinde belirtttiği şekilde darp edildiğine ilişkin tespitler yapılarak yüksek düzeyde alkollü olduğunun belirtildiğinin, (Aynı hastane tarafından sanıklar yönünden de 23.12.2014 gün, saat 09.55’te düzenlenen raporlarda, sanık …’nin sol göğüs üst ve altında, sırtta ve kuyruk sokumunda eski sıyrık bulunduğu ve 41 promil alkollü olduğu, sanık …’in burun üstünde milimetrik sıyrık, sağ el 5.parmak dibinde sıyrık, sol el üstünde başparmak hizasında eski sıyrık (bütün lezyonlar önceden olmuş) bulunduğu ve 35 promil alkollü ve lezyonların önceden olduğunun belirtildiği ancak belirtilen yaralanmaların önceden olduğuna ilişkin tespitin sanık beyanları veya hekim gözlemine dayalı olup olmadığına dair açıklamanın yer almadığı anlaşılmaktadır); 02.03.2015 tarihli arama tutanağında sanık …’nin Yatağan Sulh Ceza Hakimliğince verilen arama kararı gereğince ikametgahına gelen kolluk görevlilerine katılanın cep telefonunu vitrinde bulunan çiçek kutusunun içinden çıkartarak teslim ettiğinin; ayrıca, olay öncesi ve sonrası dönemlere ilişkin alınan HTS kayıtlarında, sözkonusu cep telefonu cihazının katılana ait 5443842050 nolu hat ile 23.12.2104 günü saat 00.01’de kullanıldığının, sanık …’ye ait 5438868204 nolu hattıyla da 04.01.2015 gün/saat 08.58.16 – 01.02.2015 gün/saat 15.05.02 tarihleri arasında kullanıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; sanıklara, cep telefonunun ne şekilde bulunduğuna ilişkin aşamalardaki çelişkili beyanları sorularak bu hususlardaki çelişkinin giderilmesi; tanık …’ın suç tarihi dikkat alınarak belirtilen dönemlerde oto tamircilik işinde çalışıp çalışmadığının araştırılması ve bu hususta sigortalı işe giriş bildirgelerinin dosyaya celp edilerek bu durumun belirlenmesi; katılanın sanık …’nin annesini aradığına ve teyzesi …’nın olayla ilgili olarak sanık … ile telefonla görüştüğüne ve nüfus cüzdanının da sanıklarca yağmalandığına ilişkin beyanları dikkate alındığında; adı geçen kişilerin beyanlarının alınarak suç tarihi itibariyle kullandıkları cep telefonlarının HTS kayıtlarının getirtilerek, sözkonusu telefon görüşmelerinin olup olmadığının tespiti ile katılanın kolluk ifadesinde yağmalandığını ileri sürdüğü nüfus cüzdanıyla ilgili herhangi bir başvurusunun olup olmadığının araştırılıp, nüfus cüzdanı yenilenmiş ise ne şekilde yenilendiğine ilişkin kayıtların ilgili kurumdan getirtilerek; bu durumların netleştirilmesi ve delillerin birlikte bütün halinde karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi ..”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma üzerine, … 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 26.11.2020 tarihli ve 2020/134 Esas, 2020/354 Karar sayılı kararı ile sanıkların üzerlerine atılı nitelikli yağma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223/2-e maddesi uyarınca beraatlerine karar verilmiştir.

5. … 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 26.11.2020 tarihli ve 2020/134 Esas, 2020/354 Karar sayılı kararının o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 02.06.2022 tarihli ve 2021/11461 Esas, 2022/8435 Karar sayılı ilamı ile,
“.. Sanıklar … ve … hakkında mağdur …’ya yönelik yağma suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde, Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Oluş ve dosya
kapsamından, mağdurun olay sonrası sıcağı sıcağına alınan ifadesi ile aşamalarda alınan diğer ifadelerindeki “olay gecesi birlikte alkol aldığı diğer sanıkların demir çubuk ve falçata ile kendisini darp ederek nüfus cüzdanı, 290 TL parası ve cep telefonunu yağmaladıklarına” ilişkin kararlı anlatımları ile Yatağan Devlet Hastanesince 23.12.2014 gün, saat 06.33’te düzenlenen raporda katılan da tespit edilen yaralanmaların katılanın ifadelerinde beyan ettiği şekilde dövülmesi ile uyumlu olduğunun, ayrıca 02.03.2015 tarihli arama tutanağında sanık …’nin evinde ele geçirilen katılana ait cep telefonunun HTS kayıtlarının incelenmesinde sanık …’ye ait 543… nolu hattıyla da 04.01.2015 ve 01.02.2015 tarihleri arasında kullanıldığının tespit edildiğinin, buna karşılık sanıkların ise aşamalarda olayın gelişimi ve hayatın olağan akışına uygun olmayan çelişkili beyanlarda bulunduklarının anlaşılması karşısında; sanıkların mağdura yönelik nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a,c,h maddeleriyle cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi..”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Bozma üzerine … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.12.2022 tarihli ve 2022/225 Esas, 2022/429 Karar sayılı kararı ile sanıkların nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149/1-a, c, h, 62/1, 53 maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık …’nin Temyiz Sebebi
İftira atıldığına şikayetten vazgeçildiğine ve beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Sanık … müdafiinin temyiz sebebi
Sanığın kendisine özel avukat seçtiği ve zorunlu müdafii olarak görevinin sona erdiği özel avukatın da vekillikten çekilmesi nedeniyle yeniden müdafii atanması gerektiği gözetilmeden müdafii yokluğunda hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğuna, mağdurun her türlü dayanaktan yoksun çelişkili beyanlarıyla hüküm karar verilemeyeceğine ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince hükmün bozulması gerektiğine,
3. Sanık … müdafiinin temyiz sebebi
Mağdurun çelişkili beyanlarının maddi olaylarla uyumlu olmadığına, suçun işlenmediğine, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraat kararı verilmesi gerektiğine,
4. Vesaire
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıklar …’ın yanında sanık … ile birlikte suç tarihinde saat 22.00 sıralarında kuzeni olan mağduru alarak Bayraklı tepe mevkiine giderek birlikte alkol aldıkları sırada daha önce aralarında meydana gelen bir olay nedeniyle tartışma çıktığı, tartışma esnasında sanık …’in elindeki falçatayla mağdurun sol kaşını yaraladığı, sanık …’nin de elinde bulunan demir sopayla mağdurun kafasına vurduğu, ardından birlikte … Beldesi istikametine doğru gittikleri, burada da sanık …’in elindeki demir çubuk ile mağduru darp ettiği ve mağdurun cebinde bulunan cep telefonunu, nüfus cüzdanını ve 290,00 TL’sı parasını zorla aldıkları, anlaşılmıştır.

2. Mağdur aşamalarda olay bölümünde (1) nolu bentte belirtildiği gibi beyan etmiştir.

3. Sanık …’ın 03.03.2015 tarihli Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadesinde özetle, “..beyaz kapaklı Samsung marka telefonunu ise ben karakolda verdiğim ifadeden sonra aracımın içerisinde buldum. …’un olduğunu tahmin ettim..gerek karakola, gerekse …’a bu cep telefonunu iade etmedim. Bu telefonu da kendi telefonumun şarjı bittiğinde toplamda 2-3 saat kullandım..Her ne kadar ben yukarıda 3-4 saat demiş isemde HTS raporunda belirtildiği şekilde bir ay boyunca ben bu telefonu zaman zaman takıp sökerek kullandım. 02.03.2015 tarihine kadar da hiç bir şekilde gerek müşteki …’ ya gerekse kolluk kuvvetlerine bu telefondan hiç bahsetmedim.” şeklinde beyanda bulunduğu, kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde ise; ” olay sonrası aracı tamir için bıraktıkları arkadaşları tanık E.A.’nın cep telefonunu bulup getirdiğini” savunarak suçlamayı kabul etmemiştir.

4. Sanık … ise, soruşturma aşamasındaki ifadesinde, “olay gecesi birlikte gezdiklerini mağdurun alkollü olduğunu gittikleri kız arkadaşını görmek istediğini söyleyen mağduru Kavaklıdere’ye götürdüklerini gittikleri okul bahçesinde çevreden rahatsız oluşması üzerine araca binerek geri döndüklerini ve saat 03.30 sıralarında mağdurun araçtan inerek yanlarından ayrıldığını” savunduğu, kovuşturma aşamasında ise benzer beyanlarına ek olarak mağdurun cep telefonunun tanık E.A. tarafından bulunduğunu duyduğunu belirterek suçlamayı kabul etmemiştir.

5. Mağdura ait cep telefonunun iletişim tespitlerinde, cep telefonunun 23.12.2014 ve 04/01/2015 tarihleri arasında kullanılmadığı, 04.01.2015-01.02.2015 tarihleri arasında ise sanık …’ye ait GSM hattı takılmak suretiyle kullanıldığını tespit edildiği görülmüştür.

6. Kolluk tarafından düzenlenen 02.03.2015 tarihli arama tutanağı ile mülakat görüşme tutanaklarında müştekinin cep telefonunun sanık … nin ikametinde ele geçirildiği.. sanık ile yapılan görüşmede, olay günü mağdurun cep telefonunu aracında unuttuğunu telefonu aracın sağ kapı cebinde gördüğünü ertesi gün cep telefonunun aracından alarak evine götürdüğünü beyan ettiği.. belirtildiği anlaşılmıştır.

7. Mağdur hakkında düzenlenen 23.12.2014 ve 21.08.2015 tarihli adli raporlar dosya içerisindedir.

IV. GEREKÇE
A. Sanığın Kendisine Özel Avukat Seçtiği ve Zorunlu Müdafii Olarak Görevinin Sona Erdiği Özel Avukatın Vekillikten Çekilmesi Nedeniyle Yeniden Müdafii Atanması Gerektiği Gözetilmeden Müdafii Yokluğunda Hüküm Kurulmasının Yasaya Aykırı Olduğuna, İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanığın özel vekilinin dava dosyası içerisine sunulmuş ve Ulusal Yargı Ağı Projesi sistemine taranmış vekaletnamesinin bulunmadığı, 15.11.2022 tarihli dilekçesi ile dosyayı yalnızca incelemek amaçlı vekaletname sunduğunu gördüğü lüzum üzerine vekillikten çekildiğini belirttiği, sanığın özel vekilin yargılamanın herhangi bir aşamasında görev almadığı, duruşmalara katılıp vekil olarak kabulü talebinde bulunmadığı, ayrıca ilk derece mahkemesince zorunlu müdafiinin görevinin sona erdiğine ilişkin herhangi bir ara karar kurulmadığı, temyiz talebinde bulunan zorunlu müdafiinin bozma karar sonra duruşmalara katılarak savunma yaptığı ve müdafilik görevinin sona erdiğine ilişkin herhangi bir talepte de bulunmadığı dikkate alındığında, temyiz sebebi yönünden hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Mağdurun Her Türlü Dayanaktan Yoksun Çelişkili Beyanlarıyla Hüküm Karar Verilemeyeceğine ve Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi Gereğince Hükmün Bozulması Gerektiğine, İftira Atıldığına Şikayetten Vazgeçildiğine ve Beraat Kararı Verilmesi Gerektiğine, Suçun İşlenmediğine, İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Mağdurun aşamalardaki sanıklar tarafından darp edilerek yağmalandığına ilişkin değişmeyen ve kararlı beyanları, sanıkların aşamalarda hayatın olağan akışına uygun olmayan çelişkili beyanları, kolluk tarafından düzenlenen arama, yakalama ve mülakat tutanakları, adli raporlar ile “Hukuki Süreç” paragrafının (3) ve (5) nolu bentlerinde gösterilen bozma ilamları dikkate alındığında, suçun kesin delillerle sanıklar tarafından işlendiğinin saptandığı anlaşıldığından, sanık … ve bütün sanıkların müdafiilerinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

C. Vesaire Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, bozmaya uyulduğu, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … ve bütün sanıkların müdafiilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.12.2022 tarihli ve 2022/225 Esas, 2022/429 Karar sayılı kararında sanık … ve bütün sanıkların müdafiileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … ve bütün sanıkların müdafiileri temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

30.03.2023 tarihinde karar verildi.