Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/14269 E. 2023/10442 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/14269
KARAR NO : 2023/10442
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Birden fazla kişi ile tehdit, kasten yaralama, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Düşme

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/20880 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar …, … hakkında tehdit, mala zarar verme ve yaralama suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 151 inci maddesinin birinci fıkrası, 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 54 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca kamu davası açılmıştır.

2. … 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.12.2011 tarihli ve 2010/235 Esas, 2011/1001 Karar sayılı kararıyla sanıklar …, … hakkında tehdit, mala zarar verme ve yaralama suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesi uyarınca 2 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına aynı Kanun’un 151 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına aynı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmiştir.

3. … 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.12.2011 tarihli ve 2010/235 Esas, 2011/1001 Karar sayılı kararının sanık … ve sanık … müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 18.04.2016 tarihli ve 2017/4442 Esas, 2017/28652 Karar sayılı kararı ile;
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Anayasanın 141/3, CMK’nın 34 üncü ve 230 uncu maddelerine göre Yargıtay’ın gerekçelerle tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddianamenin, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak kurulacak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin yapılması gerekirken, iddianame anlatımında, sanıkların ne dedikleri açıkça yazılmadan “örgüt adına tehdit ettiği” iddiasına yer verildiği halde uygulanması istenilen madde olarak TCK’nın 106/2-d maddesine değil, 106/2-c maddesine yer verildiği de gözetilerek sanığa yüklenen ve sabit olduğu kabul edilen tehdit suçunun ne şekilde oluştuğu, unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği açıklanmadan, CMK’nın 34, 230. maddelerine aykırı şekilde gerekçesiz hüküm kurulması,
2) Olayın tek tanığı …’in, soruşturma aşamasındaki ifadesinde “Yaklaşık 40 kişilik bir grup içinden 4-5 kişinin, katılanı tekme tokat atarak aşırı şekilde, linç eder gibi dövdüğünü, bazılarının ise katılanın büfesinin camlarına zarar verdiğini, bırakın diye bağırdığını, kalabalık grubun “fuhşa son, uyuşturucuya son” diye slogan atıp dağıldığını, katılanı döven 4-5 kişiden 2-3 tanesinin yüzlerinin kapalı olduğunu, yüzleri açık olanları görse tanıyabileceğini, camlarını kıranları ise olay aniden geliştiği için görse de tanıyamayacağını beyan ettiği, duruşmada ise katılanı ve sanıkları tanıdığını beyan etmesine rağmen, tehdit eyleminden bahsetmediği ve teşhis işleminin de yaptırılmadığı anlaşılmakla; tanıktan, katılana vuran ve malına zarar veren kişilerin sanıklar olup olmadığı açıkça sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile hükümler kurulması,
3) Emanete alınan ve olay tarih ve saatindeki mobese görüntülerini içeren CD’ye ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4) Sanık …’in sabıka kaydında yer alana eski mahkumiyet kararlarının niteliği ve infaz tarihlerine göre ve sanık …’nin ise TCK’nın 58/5. maddesi hükmüne göre mükerrir olmadığı ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilemeyeceği gözetilmeden, TCK’nın 58/6. maddesinin uygulanması,
5) Katılanın, eylemin tarihinin 29.10.2009 olduğunu beyan etmesi karşısında, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 05.11.2009 olarak yazılması,
6) Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile TCK’nın 53 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. … 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.02.2022 tarihli ve 2016/328 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararıyla sanıklar …, … hakkında tehdit, mala zarar verme ve yaralama suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, aynı Kanun’un 151 inci maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesi, 50 nci maddesi uyarınca uyarınca 500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına aynı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesi, 50 nci maddesi uyarınca uyarınca 500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

5. … 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.02.2022 tarihli ve 2016/328 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararının sanıklar müdafii ve katılan tarafından temyizleri üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 10.02.2021 tarihli ve 2020/3168 Esas, 2021/4272 Karar sayılı kararı ile sanık …’ye yükletilen kasten yaralama suçu dışında diğer hükümler yönünden;
” Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a- Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara uyulmayarak tehdit suçunun hangi sözlerle ve ne şekilde işlendiği açıklanıp tartışılmadan gerekçesiz hüküm kurulması,
b- Dairemizin 18.04.2016 tarihli bozma ilamına uyulmasına karşın (2) nolu bozma sebebinde belirtildiği şekilde, olayın tek tanığı olan …’e katılanı tehdit edip malına zarar veren kişilerin sanıklar olup olmadığı ayrıca sanık …’in katılana yönelik kasten yaralama eylemini gerçekleştirip gerçekleştirmediği hususları açıkça sorularak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
c- Dairemizin 18.04.2016 tarihli bozma ilamının (3) numaralı bendinde belirtildiği şekilde olay tarih ve saatindeki mobese görüntülerini içeren adli emanette kayıtlı CD üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ile sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
d- Katılan hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan herhangi bir soruşturma veya kovuşturma olup olmadığı hususu araştırılıp tartışılmadan; sanıklar hakkında katılanın uyuşturucu satmasından duydukları haksız tahrik biçimindeki, eksik kovuşturmaya dayalı gerekçe ile tahrik hükümlerinin uygulanmması,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. … 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2022 tarihli ve 2021/225 Esas, 2022/417 Karar sayılı kararıyla sanıklar hakkında tehdit, yaralama, mala zarar verme suçlarından açılan kamu davalarının 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesi uyarınca düşmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın Temyiz Sebepleri
1. Davanın zamanaşımına uğramadığına,
2. Vesaire,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıkların katılanın işlettiği büfeye zarar verdikleri, katılanı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladıkları ve uyuşturu madde sattığı iddiası ile “bu işi bırak yoksa pişman olursun” diyerek tehdit ettikleri anlaşılmıştır.

2. Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığının tespit edildiği 16.12.2009 tarihli rapor dava dosyasında bulunmaktadır.

3. Tanık O.S.’nin katılanın iddialarını destekler nitelikteki beyanları dava dosyasında bulunmaktadır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan vekilinin Zamanaşımına Uğramadığına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden Yapılan İncelemede;
Sanık … hakkında yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 151 inci maddesinin birinci fıkrası, sanık … hakkında yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 151 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezaların türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve aynı Kanun’un 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır. Suç tarihi olan 29.10.2009 tarihinden itibaren karar tarihine kadar 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresi gerçekleşmiş olduğundan bu yöndeki temyiz sebebi yönünden hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Vesaireye İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden Yapılan İncelemede;
Sanık … hakkında basit yaralama suçundan … 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.02.2022 tarihli ve 2016/328 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararı ile kurulan mahkûmiyet hükmünün temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 10.02.2021 tarihli ve 2020/3168 Esas, 2021/4272 Kararı ile onandığı ve kesinleştiği anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken hakkında düşme kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Tehdit ve Mala Zarar Verme Suçlarından, Sanık … Hakkında Tehdit, Yaralama ve Mala Zarar Verme Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle … 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2022 tarihli ve 2021/225 Esas, 2022/417 Karar sayılı kararında katılan tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanın temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Sanık … Hakkında Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle … 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2022 tarihli ve 2021/225 Esas, 2022/417 Karar sayılı kararına yönelik katılanın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

04.05.2023 tarihinde karar verildi.