Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/13836 E. 2023/11416 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/13836
KARAR NO : 2023/11416
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/202 E., 2022/466 K.
SUÇLAR : Tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Katılan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Vekili, sanık
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Red

1. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10/2-3. maddesinde; Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz ve çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz hükmüne yer verilmiş yine 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un (6284 sayılı Kanun) 2/d maddesinde yer alan şiddet tanımında ise; “Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade ettiğini” aynı Kanun’un 20. maddesinin 2. fıkrasında da davaya katılma konusuyla ilgili olarak “Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir” hükmüne yer verilmiştir.

6284 sayılı Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 13.12.2019 gün, 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile özetle 6284 sayılı Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak açılan ceza davalarında, kovuşturma evresinde mahkemesince; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Somut olayda pozitif ayrımcılığa tabi tutulan mağdurun 6284 sayılı Kanun kapsamında şiddet mağduru olması nedeniyle Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aynı Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılmasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu husustaki temyiz isteminin reddine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.

2. Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, Anayasanın 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 232 inci maddesinin altıncı fıkrası ve 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile kararda başvurulacak Kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, başka suçtan cezaevinde hükümlü bulunan sanığın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yolu ile yüzüne karşı verilen kararı, cezaevi idaresi aracılığıyla da temyiz edebileceğinin Kanun yolu açıklamasında bildirilmemesi suretiyle yanılgı oluşturulduğu, bu haliyle tefhimin yukarıda anılan kanun maddelerinde öngörülen yöntemlere uygun olarak yapılmadığı anlaşıldığından, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği, sanığın temyizinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2011 tarihli ve 2011/3664 soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında tehdit ve kasten yaralama suçlarından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. … 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 04.04.2012 tarihli ve 2011/570 Esas, 2012/476 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’ un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan netice cezanın, aynı Kanun’ un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2 ay 15 gün süreyle kamuya yararlı temizlik hizmetleri sektöründe bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’ un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan netice cezanın, aynı Kanun’ un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2 ay 15 gün süreyle kamuya yararlı temizlik hizmetleri sektöründe bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, karar verilmiştir.

3. … 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 04.04.2012 tarihli ve 2011/570 Esas, 2012/476 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19.04.2016 tarihli ve 2014/2140 Esas, 2016/7661 Karar sayılı kararı ile, “Sanığa gönüllü olup olmadığı sorulmadan, kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilerek TCK’nın 50/1-f maddesine aykırı davranılması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma üzerine … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.11.2018 tarihli ve 2016/573 Esas, 2018/891 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan netice cezanın, aynı Kanun’ un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2 ay 15 gün süreyle kamuya yararlı temizlik hizmetleri sektöründe bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’ un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan netice cezanın, aynı Kanun’ un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2 ay 15 gün süreyle kamuya yararlı temizlik hizmetleri sektöründe bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, karar verilmiştir.

5. … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.11.2018 tarihli ve 2016/573 Esas, 2018/891 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14.10.2021 tarihli ve 2019/2574 Esas, 2021/24435 Karar sayılı kararı ile;
“1- TCK’nın 50/1-f maddesi uyarınca, kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek tedbirine hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infaz aşamasında değerlendirilecek olan hizmet kolunun da belirlenmesi,
2- 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Bozma üzerine, … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli ve 2021/624 Esas, 2022/151 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan netice cezanın, aynı Kanun’ un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2 ay 15 gün süreyle kamuya yararlı temizlik hizmetleri sektöründe bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’ un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi , 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan netice cezanın, aynı Kanun’ un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 1 ay 26 gün süreyle kamuya yararlı temizlik hizmetleri sektöründe bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, karar verilmiştir.

7. … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli ve 2021/624 Esas, 2022/151 Karar sayılı kararına sanık tarafından itiraz edilmesi üzerine, … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.07.2022 tarihli ve 2022/202 Esas, 2022/466 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’ un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan netice cezanın, aynı Kanun’ un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2 ay 15 gün süreyle kamuya yararlı temizlik hizmetleri sektöründe bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’ un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmolunan netice cezanın, aynı Kanun’ un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2 ay 15 gün süreyle kamuya yararlı temizlik hizmetleri sektöründe bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Vekilinin Temyiz Sebepleri
1.Sanık hakkında üst hadden ceza verilmesi gerektiğine,
2.Takdiri indirim ve seçenek yaptırımları uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna,
3.Vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine,
4.Vesaire,
İlişkindir.

B. Sanık …’in Temyiz Sebepleri
1. Hükmü temyiz etme iradesine,
2. Vesaire,
İlişkindir.

III. GEREKÇE
Sanığın, mağdurun öz oğlu olduğu, olay tarihinde sanığın eve alkollü bir şekilde geldiği, bu sırada taraflar arasında tartışma çıktığı, tartışmanın kavgaya dönüşmesi ile sanığın mağduru basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde darp ettiği, sonrasında evden ayrılırken mağduru “bir silah getirip seni vuracağım” şeklinde sözlerle tehdit ettiği olayda;

Sanığa yüklenen 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde tanımlanan tehdit ve 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde tanımlanan kasten yaralama suçlarının gerektirdiği cezaların türü ve üst sınırına göre; aynı Kanun’un 66/1-e, 67/4 üncü maddelerinde öngörülen 12 yıllık uzayan dava zamanaşımı süresinin suç tarihi olan 19.05.2011 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş olduğu anlaşılmıştır.

IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.07.2022 tarihli ve 2022/202 Esas, 2022/466 Karar sayılı kararına yönelik sanık ve katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davalarının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

08.06.2023 tarihinde karar verildi.