Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/13719 E. 2023/10565 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/13719
KARAR NO : 2023/10565
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine tehdit suçundan kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 08.12.2010 tarihli, 2010/5065 Soruşturma Nolu iddianamesiyle sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86/2,106/1-1.,125/1 ve 53. maddeleriyle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. … Sulh Ceza Mahkemesinin, 17.02.2011 tarihli ve 2010/1253 Esas, 2011/122 Karar sayılı kararı ile sanığın yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 62, 52 nci maddesi uyarınca 24 eşit taksitler halinde ödenmek üzere 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106/1, 62, 52 nci maddesi uyarınca 24 eşit taksitler halinde ödenmek üzere 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 125/1, 62, 52 nci maddesi uyarınca 24 eşit taksitler halinde ödenmek üzere 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. … Sulh Ceza Mahkemesinin, 17.02.2011 tarihli ve 2010/1253 Esas, 2011/122 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 10.06.2015 tarihli ve 2013/16956 Esas, 2015/30798 Karar sayılı İlamı ile;
“Sanığın aşamalardaki istikrarlı beyanlarında, kendisinin kömür bayisi olduğunu ve kendisi gibi bayi olan katılanın, kömür aldıkları yere baskı yapması sonucu, kamyonlarına kömür verilmediğini, mağdur olduğunu, bu hususu konuşmak için katılanın işyerine gittiğini savunması karşısında, soruşturma aşamasında ifadesi alınan müşteki, mahkeme tarafından dinlenilip, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek, tehdit ve yaralama suçları yönünden, 5237 sayılı Kanunun 29/1, hakaret suçu yönünden ise aynı Kanunun 129/1. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma üzerine, … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.10.2015 tarihli ve 2015/449 Esas, 2015/607 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 129/1, 5271 sayılı Kanun’un 223/4-c maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 29, 62, 52 nci maddesi uyarınca 6 eşit taksitler halinde ödenmek üzere 500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106/1,29, 62, 52 nci maddesi uyarınca 6 eşit taksitler halinde ödenmek üzere 740,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

5. … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.10.2015 tarihli ve 2015/449 Esas, 2015/607 Karar sayılı kararının katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 12.05.2022 tarihli ve 2022/6575 Esas, 2022/12155 Karar sayılı İlâmı ile;
“1-Katılan … vekilinin yüzüne karşı 27/10/2015 tarihinde tefhim olunan hükmü, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 310. maddesinde belirtilen bir haftalık yasal süreden sonra 12/11/2015 günü temyiz eden katılan vekilinin vaki temyiz isteminin tebliğnameye uygun olarak CMUK’nın 317. maddesi gereğince reddine,
2-Sanık … müdafisinin temyiz başvurusunun incelenmesinde ise;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanık müdafisinin temyiz başvurusunun kasten yaralama ve tehdit eyleminden verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İddianame anlatımında sanığın katılanı önce yaraladığı sonra da tehdit sözü söylediğinin ileri sürülmesi, katılanın aşamalarda, sanığın önce tehdit sözü söylediği devamında ise kendisine vurduğunu beyan etmesi, tanık …’nun ise sanığın katılana önce tehdit sözü söylediği sonra da vurduğunu beyan etmesi ve iddianame anlatımında sanığın katılana ” buradan gitmezseniz, burası sizin mezarınız olur” şeklinde tehdit sözü söylediğine dair bir anlatımın bulunmaması karşısında, mahkemece hangi beyana ne şekilde üstünlük tanındığı ve sanığın iddianame anlatımında açıklanan eyleminin TCK’nın 106/1.2.cümlede düzenlenen tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığı ayrıca sanığın eyleminin ne şekilde ayrı ayrı hem kasten yaralama hem de tehdit suçunu oluşturduğu yeterince açıklanıp tartışılmaksızın yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
2-6545 sayılı Kanun’un 72. maddesiyle, CMK’nın 231/8. maddesinde yapılan değişikliğin suç tarihi itibariyle yürürlükte olmaması, suçtan doğan maddi bir zararın bulunmaması, manevi zararın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun koşullarının somut olayda oluşup oluşmadığı tartışılmaksızın, ”CMK 231 maddesi gereğince sanık hakkında daha öncesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlediği anlaşıldığından sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine yer olmadığı,” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle, adli para cezasından daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, kasten yaralama suçu yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
4-Yukarıdaki madde uyarınca uzlaşmanın sağlanamaması durumunda; 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Bozma üzerine, … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.10.2022 tarihli ve 2022/515 Esas, 2022/653 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin Temyiz İsteği;
Zamanaşımı süresinin dolmadığına,
Vesaire
İlişkindir.

III. GEREKÇE
İlk derece Mahkemesince, sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan davada, sanık lehine olan uzamış olağanüstü dava zaman aşımı süresinin 12 yıl olduğu, bu hali ile suç tarihi olan 11.10.2010 tarihi itibariyle sanık hakkında yapılan yargılamada dava zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında açılan davanın düşürülmesine karar verilmiştir. Uzlaştırma işlemleri nedeniyle duran süre de eklendiğinde İlk Derece Mahkemesince tehdit suçundan verilen düşme kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Ancak;
1. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince hakaret ve tehdit suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmişse de Hukuki Süreç bölümünde anlatıldığı üzere, … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.10.2015 tarihli ve 2015/449 Esas, 2015/607 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 129/1, 5271 sayılı Kanun’un 223/4-c maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 12.05.2022 tarihli ve 2022/6575 Esas, 2022/12155 Karar sayılı İlâmı ile katılan vekilinin temyizinin süreden reddine karar verilmesi sebebiyle kararın kesinleştiği, bu itibarla hakaret suçu yönünden verilen düşme kararının yok hükmünde olduğu anlaşılmıştır.

2. Tehdit suçunun incelenmesinde, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 12.05.2022 tarihli, 2022/6575 Esas, 2022/12155 Karar sayılı İlamı ile ” sanığın iddianame anlatımında açıklanan eyleminin TCK’nın 106/1.2.cümlede düzenlenen tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığı ayrıca sanığın eyleminin ne şekilde ayrı ayrı hem kasten yaralama hem de tehdit suçunu oluşturduğu yeterince açıklanıp tartışılmaksızın yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,” nedeniyle bozulmasına karşın bozma ilamının gereği yerine getirilmeden zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi zamanaşımı süresi dolduğundan bozma sebebi yapılmamıştır.

3. Yaralama suçunun ise; Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 12.05.2022 tarihli, 2022/6575 Esas, 2022/12155 Karar sayılı İlamı ile bozma konusu yapıldığı bu itibarla bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesi gerekirken 04.08.2022 tarihli ek kararla infazın devamına karar verilmesi mahallinde giderilebilir yanlışlık olarak kabul edilmiştir.

IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.10.2022 tarihli ve 2022/515 Esas, 2022/653 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

09.05.2023 tarihinde karar verildi.