Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2023/13310 E. 2023/10409 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/13310
KARAR NO : 2023/10409
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, cinsel taciz
HÜKÜMLER : Düşme

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kars Cumhuriyet Başsavcılığının 26.05.2009 tarihli ve 2009/396 No.lu iddianamesi ile sanık hakkında tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma, suçlarını işlediği iddiası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 106 ncı maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemli kamu davası açılmıştır.

2. Yapılan yargılama sonucu Kars Sulh Ceza Mahkemesinin, 03.11.2009 tarihli ve 2009/472 Esas, 2009/735 Karar sayılı kararı ile sanığın;
a-) tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddenin birinci fıkrasının birinci, 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezasına;
b-) cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 ncı maddenin birinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezasına;
Mahkûm edilerek; hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 27.01.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Kars 1. Sulh Ceza Mahkemesinin, 05.11.2013 tarihli ve 2012/447 Esas, 2013/665 Karar sayılı kararı ile sanığın, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğine ilişkin 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca tabi tutulduğu 5 yıllık denetim süresi içinde 19.01.2011 tarihinde 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kasten yaralama suçunu işlediği ve Karabük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2012 tarihli ve 2011/85 Esas, 2012/279 Karar sayılı kararı ile neticeten 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek bu kararın, 12.06.2012 tarihinde kesinleştiği belirlenip ihbarı üzerine, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile sanık hakkında;
a-) tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddenin birinci fıkrasının birinci, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına;
b-) cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 ncı maddenin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına;
Karar verilmiştir.

4. Kars 1. Sulh Ceza Mahkemesinin,, 05.11.2013 tarihli ve 2012/447 Esas, 2013/665 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin, 22.05.2019 tarihli ve 2015/3889 Esas, 2019/9604 Karar sayılı ilâmıyla;
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232, 289/1-g (1412 sayılı CMUK’nın 308/7.) maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması, ”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu Kars 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 29.09.2019 tarihli ve 2019/481 Esas, 2019/729 Karar sayılı kararı ile sanığın;
a-) tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddenin birinci fıkrasının birinci, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına;
b-) cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 105 ncı maddenin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına;
Karar verilmiştir.

6. Kars 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 29.09.2019 tarihli ve 2019/481 Esas, 2019/729 Karar sayılı kararının, o yer Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii, katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin, 12.10.2020 tarihli ve 2020/2368 Esas, 2020/11330 Karar sayılı ilâmıyla;
”Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık tehdit suçunu, uzlaşma kapsamında olmayan cinsel taciz suçuyla birlikte işlemişse de, suç tarihinin CMK’nın 253/3-son maddesindeki değişikliğin yürürlüğe girdiği 09/07/2009 tarihinden önce olması nedeniyle tehdit suçu yönünden uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına yasal engel bulunmadığı belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir,
Ancak;
1- Oluşa, dosya kapsamı ve mahkemenin gerekçesine göre; sanığın katılana farklı tarihlerde pek çok kez arkadaşlık teklif ettiği, bu teklifin katılan tarafından kabul edilmemesi, katılanın sanık tarafından sürekli takip edildiği ve katılana bir çok defa “benimle arkadaş olacaksın, arkadaşlık yapmazsan senin arkadaşlık yaptığın şahsı darp edeceğim, benden başka kişiyle çıkamazsın, senin peşindeyim, seni kaçıracağım” şeklindeki sözleri söylediği” hususlarının kabul edilmesine rağmen sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının tartışılmaması,
2- 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3- Her iki suç bakımından; 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, ”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

7. Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu Kars 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 16.06.2022 tarihli ve 2022/428 Esas, 2022/421 Karar sayılı kararı ile;
a-) tehdit suçundan; taraflar arasında uzlaşmanın sağlanmış olması nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine,
b-) cinsel taciz suçundan; sanık hakkında açılmış olan kamu davasının şikâyetten vazgeçme sebebiyle düşürülmesine,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Tehdit suçundan 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereği uzlaştırma yapılamayacağına,
2. Cinsel taciz suçundan düşme kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna,
3. Vesaire
İlişkindir.

III. GEREKÇE
1. Sanığın, mağdura ait cep telefonunu aramak ve mağduru sürekli olarak takip etmek suretiyle rahatsız etmeye başladığı, mağdurun bu durumdan rahatsız olduğunu söylemesi üzerine sanığın mağdura hitaben “başkasıyla çıkamazsın, yanında kimi görürsem darp edeceğim, nereye gidersen peşindeyim, kendisinden başka çıkış yolu yok” şeklinde sözler söylediğinin iddia edildiği dava konusu olayda;

2. Uzlaşma için ilk teklifin yapıldığı tarihten, uzlaştırma raporunun düzenlenerek uzlaştırma bürosuna verildiği tarihe kadar geçen durma süresi de dikkate alındığında, sanığa yüklenen 5237 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 105 inci maddesinin birinci fıkrasına uyan tehdit ve cinsel taciz suçları için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 67 nci maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen 12 yıllık uzayan dava zamanaşımının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 27.01.2010 tarihi itibariyle durduğu ve sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmiş olması karşısında, denetim süresi içerisindeki suçun işlendiği 19.01.2011 günü yeniden işlemeye başladığı nazara alındığında 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihi olan 18.05.2009 gününden hüküm tarihine kadar geçmiş bulunduğu gözetilmeden, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Kars 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.06.2022 tarihli ve 2022/428 Esas, 2022/421 Karar sayılı kararına yönelik katılan kurım vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

03.05.2023 tarihinde karar verildi.