YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/12186
KARAR NO : 2023/9583
KARAR TARİHİ : 27.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 inci maddesi uyarınca temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Develi Cumhuriyet Başsavcılığının, 24.05.2011 tarihli ve 2011/225 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi ve aynı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası uyarınca cezalandırılma istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Develi Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.12.2011 tarihli ve 2011/90 Esas, 2011/123 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından verilen 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile aynı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası, dördüncü fıkrası ve 62 nci maddeleri uyarınca 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarıca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 0.03.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Develi Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.01.2013 tarihli ve 2013/146 Esas, 2013/411 Karar sayılı dava dosyasından yapılan ihbar üzerine sanığın deneme süresi içerisinde silahla tehdit suçunu işlediği anlaşılıp Develi 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.07.2015 tarihli ve 2015/321 Esas, 2015/629 Karar sayılı kararı ile dava dosyasının yeninden ele alınarak sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümlerin 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; aynı Kanun’un 125 inci maddesinin birinci fıkrası, dördüncü fıkrası ve 62 nci maddeleri uyarınca 2 ay 27 gün hapis cezası ve hak yoksunluklarına karar verilmesi şeklinde açıklandığı anlaşılmıştır.
4. Develi Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.07.2015 tarihli ve 2015/321 Esas, 2015/629 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 07.09.2021 tarihli ve 2019/560 Esas, 2021/21151 Karar sayılı kararı ile;
“…Sanığın, katılana sarf ettiği sözlerin bir bütün halinde tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca hakaret suçundan da mahkumiyet kararı verilmesi…”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Bozma kararı üzerine Develi Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.05.2022 tarihli ve 2021/1143 Esas, 2022/648 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1. Sanığın beraat etmesi gerektiğine,
2. Haksız tahrik hükülerinin uygulanması gerektiğine,
3. Uzlaştırma hükümlerinin uygulanmadığına,
4. Suçun zamanaşımına uğradığına,
5. Vesaire,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık ve suç arkadaşının, katılanın eşi ile kavga ettikten sonra balkona çıkarak katılana hitaben “…kocanı öldüreceğiz, oğlunu askere değil, mezara göndereceğiz, gelini de seni de geneleve göndereceğiz…” şeklinde tehdit içerikli sözler sarf ettiği anlaşılmıştır.
2. Katılanın aşamalarda özde değişmeyen beyanlarda bulunduğu görülmüştür.
3. Tanılar B.Y., S.D. ve Z.Ç’nın katılanın iddialarını doğruladıkları anlaşılmıştır.
4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği ve gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Beraat Yönünden
Katılanın aşamalarda özde değişmeyen tutarlı ve istikrarlı anlatımları ve bunu doğrulayan tanıklar B.Y., S.D ve Z.Ç’nin beyanları ile hukuken elverişli tüm kanıtlara göre sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Haksız Tahrik Yönünden
Olay ve Olgular bölümünün 1 numaralı paragrafında açılanıp kabul edilen olayda, katılandan kaynaklı haksız tahrik oluşturabilecek bir fiilin dosya kapsamından tespit edilemediğinden sanık müdafiiinin haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
C. Uzlaştırma Yönünden
Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinden tanımlı birden fazla kişi ile birlikte tehdit suçunun 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinde uzlaştırma kapsamında sayılan suçlar arasında gösterilmediğinden sanık müdafiinin uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünden temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
D. Zamanaşımı Yönünden
Sanığa yüklenen 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde tanımlı birden fazla kişi ile birlikte tehdit suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinde öngörülen düzenlemelere göre zamanaşımı sürelerinin dolmadığı anlaşıldığından sanık müdafiinin suçun zamanaşımına uğradığı yönündeki temyiz istemi hukuka uygun bulunmamıştır.
E. Vesaire Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Develi Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.05.2022 tarihli ve 2021/1143 Esas, 2022/648 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
27.03.2023 tarihinde karar verildi.