Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/6308 E. 2023/11441 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6308
KARAR NO : 2023/11441
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/118 E., 2021/115 K.
SUÇ : Nitelikli yağmaya teşebbüs
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık haklarında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 16.10.2015 tarihli ve 2015/10527 Soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık … hakkında kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.03.2016 tarihli ve 2015/719 Esas ve 2016/135 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 53 üncü maddesi ve 58 inci maddesi uyarınca 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve hükmedilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

3. … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.03.2016 tarihli ve 2015/719 Esas ve 2016/135 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/16398 Esas, 2019/22671 Karar sayılı kararı ile;
“…sanık ile müştekinin kardeş oldukları, sanığın madde bağımlısı olduğu, olay günü madde almak için müştekiden para istediği, vermeyince müştekinin boğazını sıkarak yaraladığı olayda; yağma suçunun unsurları bulunduğu, bu suçtan yargılama yaparak delilleri takdir ve tayin görevinin yüksek görevli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğundan CMK’nin 5. maddesi gereğince mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması…”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma üzerine … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.01.2020 tarihli ve 2020/36 Esas, 2020/27 Karar sayılı kararı ile görevsizliğine, sanık hakkında yağmaya teşebbüs eylemi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d)bendi, 35 inci maddesi ve 58 inci maddesi gereğince yargılama yapılması için dosyanın görevli ve yetkili … 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

5. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.03.2021 tarihli ve 2020/118 Esas ve 2021/115 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 35 inci maddesi, 53 üncü, 58 inci maddesi ve 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kazanılmış hakkı korunarak 9 ay hapis cezası ilecezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve hükmedilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1. Savunma makamının ileri sürdüğü görüşlere gerekçeli kararda yer verilmediğine,
2. Yağma suçunun unsurlarının oluşmadığına, suç işleme kastı bulunmadığından beraat etmesi gerektiğine,
3. Sanık ile mağdur aynı evde yaşadıklarından 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki nitelikli halin gerçekleşmediğine,
4. Teşebbüs indirim oranının gerekçelendirilmediğine,
5. Sanık hakkında değer azlığı hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
6. Takdirimi indirim uygulanmamasının hatalı olduğuna,
7. Vesaire,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü saat 17.10 sıralarında uyuşturucu madde bağımlısı olan sanığın birlikte yaşadıkları ikamette bulundukları sırada kardeşi olan mağdur …’dan para istediği, aldığı olumsuz yanıt üzerine sanığın, mağdurun boğazını sıkmaya başladığı ancak mağdurun sanığın elinden kurtulup kolluk birimlerine telefon etmesi üzerine kolluk görevlilerince yakalanmamak için ikametten para alamadan kaçtığı anlaşılmıştır.

2. Mağdurun aşamalarda tutarlı beyanlarda bulunduğu görülmüştür.

3. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı ikrar ettiği anlaşılmıştır.

4. Dosya içerisinde bulunan 26.09.2015 tarihli mağdura ait adli muayene raporuna göre, mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı görülmüştür.

5. Kolluk güçleri tarafından tanzim olunan, 26.10.2015 tarihli Tutanak dava dosyasında mevcuttur.

6. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragraflarda bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği ve gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Beraat Etmesi Gerektiği Yönünden
Mağdurun tüm aşamalarda birbiriyle uyumlu beyanları ve bu beyanları doğrulayan adli rapor içeriği, sanığın ikrar içeren savunması ve Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı karşısında, sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Suç Vasfı Ve Suçun Unsurları Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 148 inci maddesinin birinci uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit edilerek veya cebir kullanılarak bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç, anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılmak suretiyle gerçekleşir. Aynı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasında nitelikli halleri düzenlenmiştir. Hâl böyle olunca sanığın mağdurdan para temin etmek için darp etmesi şeklindeki eyleminin nitelikli yağma suçunu oluşturduğu ve konutta yağmaya ilişkin yasal düzenlemede konutta yaşama unsuru bulunup bulunmadığına ilişkin bir ayrım yapılmamış olduğundan bu yönleriyle kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Teşebbüs İndirim Oranı Yönünden
Teşebbüs uygulamasında suçun geldiği aşama da gözetilmek suretiyle meydana gelen zarar ve tehlikelerin ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uygulanırken yapılan indirim oranında bir isabetsizlik görülmemiş olup ayrıca mahkemece bu hususa ilişkin olarak yerinde ve yeterli şekilde gerekçelendirmenin yapılmış olduğu anlaşılmakla, kurulan hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Değer Azlığı Yönünden
Mağdur ve sanık beyanları doğrultusunda, sanığın kastını herhangi bir miktara özgülemediği anlaşılmakla, kurulan hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

5. Hükmün Gerekçesiz Olduğu Yönünden
Aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

6. Takdiri İndirim Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükümde, takdiri indirim yönünden; 5237 sayılı Kanun’un “Takdiri İndirimler” başlıklı 62 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir…” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, Mahkemece “…Sanığın adli sicil kaydından anlaşılan sabıkalı geçmişi, savunmaları ve mahkememizce gözlemlenen tutum ve davranışları itibariyle bir pişmanlığının görülmemesi nedeniyle hakkında TCK’nın 62 nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına…” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeler ile lehe hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, hükümde bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmamıştır.

7.Vesaire Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragraflarda bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmının gereklerinin yerine getirildiği anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.03.2021 tarihli ve 2020/118 Esas ve 2021/115 Karar sayılı kararında öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık ve müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.