Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/5422 E. 2022/15425 K. 08.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5422
KARAR NO : 2022/15425
KARAR TARİHİ : 08.11.2022

Nitelikli hırsızlık suçundan sanık …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 35 ve 62. maddeleri gereğince 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2007 tarihli ve 2006/67 esas, 2007/318 sayılı kararının, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 15/11/2012 tarihli ve 2011/20568 esas, 2012/24135 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, sanık tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2020 tarihli ve 2006/67 esas, 2007/318 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/10/2020 tarihli ve 2020/974 değişik iş sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı’nın 23/11/2021 gün ve 94660652-105-26-20230-2021-Kyb sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31/12/2021 gün ve 2021/144824 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,

MEZKUR İHBARNAMEDE;

… 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/10/2020 tarihli ve 2020/974 değişik iş sayılı kararını müteakip, aynı gerekçeye dayalı yeninden yargılanma taleplerinin reddine ilişkin verilen kararların, anılan kararın kanun yararına bozulması halinde hukuki değerden yoksun kalacağı gözetilerek yapılan incelemede;
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21/12/2020 tarihli ve 2020/24371 esas, 2020/19540 karar sayılı ilamında yer alan, “hükümlünün yargılama sırasında “antisosyal kişilik bozukluğu” olduğuna ilişkin beyanda bulunulmadığı gibi bu konuda dosyada herhangi bir bilgi ve belge de bulunmaması, … suç tarihinden önce düzenlenen, hükümlüde “antisosyal kişilik bozukluğu (kronik nitelik kazanmış)” olduğu ve askerliğe elverişli olmadığına dair sağlık kurulu raporunun hükmün kesinleşmesinden sonra ibraz edilmesi karşısında; anılan raporun, 5271 sayılı CMK’nin 311/1-e maddesi kapsamında yeni delil ortaya konulması olarak değerlendirilerek, 5237 sayılı TCK’nin 32. maddesine göre hükümlünün suç tarihinde akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca düzenlenecek rapor ile tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair karara itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
… 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2007 tarihli kararının kesinleşmesini müteakip, yargılamanın yenilenmesine dair dilekçesine ek olarak ibraz edilen Çorlu Asker Hastanesinin 18/08/2004 tarihli ve 1698 sayılı raporunda hükümlünün “Kronik nitelik kazanmış antisosyal kişilik bozukluğu” tanısıyla askerliğe elverişsiz olduğunun belirtilmesi ve mahkemesince yapılan yargılama aşamasında da anılan hususun ileri sürülmediğinin anlaşılması karşısında, hüküm tarihinde mahkemesince bilinmeyen ve sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle, hükümlünün 5237 sayılı Kanun’un 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması gerektiğinden bahisle, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen gerekçe ile itirazın kabulü yerine, … şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2012/3-909 esas, 2014/121 sayılı kararında yer alan, “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de “yeni” sayılmaktadır.” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
Dosya kapsamına göre; hükümlünün kararın kesinleşmesinden sonra mahkemeye ibraz ettiği Çorlu Askeri Hastanesi Baştabipliği’nin 18/08/2004 tarihli raporu ile hükümlüde “kronik nitelik kazanmış antisosyal kişilik bozukluğu” bulunduğundan askere elverişli olmadığının belirtilmesi karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 32. maddesi gereğince akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alınması gerekirken, itirazın kabulü yerine … şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/10/2020 tarihli ve 2020/974 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.