Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/4493 E. 2023/9529 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/4493
KARAR NO : 2023/9529
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 31.03.2016 tarihli ve 2016/4045 soruşturma numaralı iddianamesi ile sanıklar hakkında nitelikli yağmaya suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (e) ve (h) bentleri, 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli ve 2016/167 Esas, 2016/205 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (h) bentleri, 39 uncu maddesinin ikinci fıkraısnın (a) bendi, 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, sanıklar … ve … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan 5237 sayılı Kanun’un 165 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ve 1.240,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli ve 2016/167 Esas, 2016/205 Karar numaralı kararının o yer Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafileri tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 05.11.2020 tarihli ve 2018/1215 Esas, 2020/3842 Karar sayılı kararı ile,
“1-Sanıkların suç tarihinde sanık …’ın yönetimindeki araçla geceleyin seyir halinde oldukları sırada alkollü olup yol kenarında sızmış olan mağdur …’ı görüp aracı durdurarak cebindeki parasını mağduru darp etmek suretiyle yağmaladıkları ve olay yerinden aynı araçla birlikte kaçtıkları, fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurdukları ve eyleme böylece asli olarak iştirak ettikleri ve TCK.nın 37/1 inci maddesi kapsamında TCK.nın 149/1-c-h, 168/3-1 inci cümle maddeleri gereğince cezalandırılmaları gerekirken mahkemece sanık …’ın eyleminin suça yardım etmek, sanıklar … ve Yavuz’un eylemlerinin suç eşyasının kabul edilmesi olarak kabul edilmek suretiyle suç vasfında yanılgıya düşülerek ve bu suretle sanıklar hakkında yazılı şekilde eksik ceza tayin edilmesi,
Kabule göre de;
2-5271 sayılı CMK’nın 225/1 inci maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilebileceği; oluş, dosya kapsamı, iddianamedeki anlatım ve nitelendirmeye göre, sanıklar … ve … hakkında nitelikli yağma suçundan kamu davası açıldığı ayrıca bu suçtan bağımsız olarak suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan 5271 sayılı CMK’nın 165 inci maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı, bir suçun işlenmesi anlatılırken başka bir suçtan bahsedilmesinin o suçtan açılmış bir davanın bulunduğunu göstermeyeceği, yağma suçunun sabit olduğu olayda, eylemin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçuna dönüşmeyeceği dikkate alınmadan, açılan kamu davasının sınırları dışına çıkılıp, yazılı şekilde karar verilmesi,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma üzerine … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.11.2021 tarihli ve 2020/443 Esas, 2021/481 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (h) bentleri, 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 4 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
Sanığın suç konusu eylemlere katılmadığından hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,

C. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
Sanık hakkında lehe yasa hükümlerinin uygulanmadığına, cezanın takdiren ve teşdiden artırılmasına ilişkin yasal gereklerin dikkate alınmadığına,

D. Vesaire,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü arkadaş olan sanıkların alkollü bir şekilde sanık …’ın kullandığı araca bindikleri, saat 00.30 sıralarında köprüden geçerlerken sürücü …’ın köprü korkuluklarının yanında sızmış vaziyette mağdur …’ı gördüğü ve arkada oturan temyiz dışı sanık …’a dönüp “ayıkla bu adamı” dedikten sonra arabayı durdurduğu, sanık …’ın da araçtan inip mağdurun yanına geldiği ve mağdurun ceplerini karıştırmaya başladığı, bu sırada mağdurun kendisine gelerek cebinden parasını alan sanık …’ı tuttuğu, sanık …’ın kendisini kurtarmak için mağduru ittirdiği ancak mağdurun ısrarcı davranıp onu bırakmaması üzerine arabanın sağ ön koltuğunda oturan temyiz dışı sanık …’ın araçtan inip mağdurun yanına gelerek mağduru darp ettiği, bunun üzerine mağdurun sanık …’ı bırakmak zorunda kaldığı, sanık …’ın mağdurun cebinden aldığı 3.500,00 TL’nin bir kısmını aracın içine atarak araca binmeden olay yerinden koşarak uzaklaştı, sanık …’ın ise arabaya tekrar bindiği ve bu şekilde sanıkların, olay yerinden uzaklaştıkları anlaşılmıştır.

2. Mağdurun aşamalarda tutarlı beyanlarda bulunduğu görülmüştür.

3. Mağdurun bu olay nedeniyle, … İlçe Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 14.03.2016 tarihli basit tıbbı müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığına ilişkin adli muayene raporu dosya içerisinde mevcuttur.

4. Sanıkların tevil yollu ikrarda bulundukları görülmüştür.

5. Dosya içerisinde 14.03.2016 tarihli CD çözüm tutanağı mevcuttur.

6. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği ve gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanıkların Beraat Etmesi Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Mağdurun aşamalarda değişmeyen birbiri ile uyumlu beyanları, sanıkların tevil yollu ikrarı, mağdura ait adli muayene raporu ile Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı karşısında, sanıkların eylemlerinin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Lehe Yasa Hükümlerinin Uygulanmadığına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Sanıklar hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiri indirim sebebi uygulandığı, Seçenek yaptırımlar yönünden; 5237 sayıl Kanun’un “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50 nci maddesinin birinci fıkrasına göre “..suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre..” Erteleme yönünden; 5237 sayılı Kanun’un “Hapis cezasının ertelenmesi” başlıklı 51 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde: “Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, yine “hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kurumu yönünden ise; 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin altıncı fıkrasının (b) bendinde ” Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir. Somut olayda, sanık hakkında önceki hükümde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın kesinleşmesinden sonra denetim süresi içerisinde yeniden suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verildiği. Bu karar sonrasında temyiz incelemesi yapılarak sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak bozma kararı verilmesi üzerine inceleme konusu hükmün kurulduğu anlaşıldığından, Mahkemece “Sanığın kişiliği, geçmişteki hali, daha önce HAGB verilmiş oluşu birlikte değerlendirildiğinde 5237 s.TCK 50, 51 ve CMK 231 inci maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanuni gerekçeler ile lehe hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Cezanın Takdiren ve Teşdiden Artırılmasına İlişkin Yasal Gereklerin Dikkkate Alınmadığına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (h) bentlerini ihlal edecek şekilde nitelikli yağma suçunu işleyen sanıklar hakkında temel ceza belirlenirken gösterilen teşdit gerekçesinin 5237 sayılı Kanun’un 3 ncü ve 61 inci maddelerine göre ölçülü olduğu anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Vesaire Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.11.2021 tarihli ve 2020/443 Esas, 2021/481 Karar sayılı kararında sanıklar müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

23.03.2023 tarihinde karar verildi.