Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/3756 E. 2023/14741 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3756
KARAR NO : 2023/14741
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/420 E., 2020/272 K.
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08.01.2019 tarihli ve 2018/362 Esas, 2019/5 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149/1-d, 168/3, 62, 53/1-2-3, 63. maddeleri uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak ve yoksunluklarına mahsuba karar verilmiştir.

2. … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi’nin 04.02.2020 tarihli ve 2019/420 Esas, 2020/272 Karar sayılı karar ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. Beraat etmesi gerektiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Suç tarihinde sanığın öz annesi olan mağdurdan, konutunda bulundukları esnada iş kurmak için kolunda bulunan 24 ayar altın bileziği istediği, mağdurun buna … göstermemesi üzerine sanığın sinirlenerek mağdura hitaben “seni keserim, kafanı koparırım vereceksin” şeklinde tehdit ederek elleri ile vurmak suretiyle mağdurun sol kolundan tutup altın bileziğini zorla aldığı, olay sonrası mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, devamında sanığın mağdurun parmağında bulunan altın yüzüğü istediği, mağdurun yine … göstermemesi üzerine mağdura hitaben “bıçak alır, parmağını keser yine alırım” şeklinde tehdit ederek hamle yaptığı sırada mağdurun bağırması üzerine sanığın mağdurun kolunda bulunandan almış olduğu 24 ayar altın bilezikle konuttan kaçtığı, sanığın bu şekilde öz annesi olan mağdurdan konutunda bulunduğu esnada kolundan altın bileziği zorla alarak ve elinde bulunan altın yüzüğünü alma girişiminde bulunarak 5237 sayılı Kanunun 149/1-d maddesinde yer alan “Konutta ve Eklentilerinde Yağma” suçunu işlediği hukuki sonuç ve vicdani kanaate ulaşılmıştır.

2. Sanık … Savunmasında “Üzerime atılı suçlamayı anladım, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, önceki savunmalarımı tekrar ederim, müşteki benim annemdir, iddianamede anlatılan şekilde söz konusu bilezikleri annemin kolundan zorla almadım, annem bu bilezikleri dolapta saklıyordu oradan aldım, kesinlikle annemi darp etmedim, onu tehdit etmedim, yine tehdit ederek parmağında bulunan yüzüğü istemedim, almış olduğum altınları bozdurdum, ticaret yapmak istiyordum, ancak yapamadım, paranın bir kısmını harcadım, kalan kısmının ne yaptığımı hatırlamıyorum, altınları bozdurduğumda 4.000,00 TL tutmuştu, suçsuzum, öncelikle beraatimi ve tahliyemi istiyorum, mahkeme aksi kanaatte ise lehe olan hükümlerin uygulanması ile hakkımda verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ediyorum, çelişki üzerine savunmasında: benim şu anki ifadem doğrudur, ilk ifademi verdiğimde bilincim yerinde değildi, bu nedenle annemin kolundaki bileziği zorla aldığımı söyledim, şu andaki ifadem daha doğrudur,” demiştir.

3. Mağdur … Beyanında: “Biraz önceki oğlumun beyanlarına aynen katılıyorum, olay onun anlattığı şekilde olmuştur, olay günü kendisi alkollüydü bilinci yerinde değildi, bu nedenle dolapta gizlediğim bileziklerimi aldı ancak bana vurmadı beni tehdit etmedi, bıçakla benim üzerime yürümedi. Şu anda kendisinden şikâyetçi değilim, çelişki üzerine alınan beyanında: Benim şu anki ifadem doğrudur, ilk ifadem sırasında benimde bilincim yerinde değildi, ne dediğimin farkında değildim,” şeklinde beyanda bulunmuştur.

4. Mağdur … soruşturma aşamasındaki beyanında: “… benim öz oğlumdur, kendisi çalışmaz bugün yani 16.09.2018 günü saat 07.30 sıralarında evde bulunduğumuz bir sırada oğlum benden kolumda bulunan 24 ayar gramını bilmediğim kalın altın bileziği iş kurmak için benden istedi. Bende baban kızar dedim, oda sinirlendi bana seni keserim kafanı kopartırım, vereeceksin dedi ve beni kafam kısmından tutarak itekledi, aynı tehditlerde bulunarak zorla kolumda bulunan altını aldı ben direndim, ancak baş edemedim ve sol kolumdaki bileziği kolumdan aldı sol işaret parmağımdaki yüzüğüde istedi ben veremem dedim oda bıçak alır parmağını keser yine alırım, ben bağırmaya başladım, bu sırada oğlum kapıyı açarak kaçıp gitti bu olaya diğer oğlum … şahittir, beni tehdit ederek zorla kolumdan bileziğimi alan oğlumdan davacı ve şikayetçiyim, oğlum daha önceleri aynı şekilde telefonlarımı da alarak satmıştır. Ancak müracaatçı olmamıştır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
5. Tanık M.Ü. Beyanında : “Bana sormuş olduğunuz konuyu anladım, sanık benim abimdir, olay günü abim annemin kolundaki bilezikleri almıştır, fakat anneme vurmadı, ona haraket etmedi, ona küfür etmedi, abim önce annemden bilezikleri istedi, annem vermek istemeyince bilezikleri aldı,” şeklinde beyanda bulunmuştur.

6. Dosya arasında 16.09.2018 tarihli Genel Adli Muayne raporuna göre mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un 148 inci ve 149 uncu maddelerinde düzenlemeye göre; bir başkasının kendisinin veya yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden yada mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamaktadır.

Yağma suçu ekonomik nitelikteki suçlar arasında yer alıp işin niteliği gereği faydalanma amacını taşıması gerekir.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tüm dosya kapsamı, savunma, mağdurun ve tanığın beyanları dosya arasında mevcut olan tutanaklar bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
eylemin sabit olduğu belirlendiğinden, araştırılacak başkaca bir hususun bulunmadığı yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi’nin 04.02.2020 tarihli ve 2019/420 Esas, 2020/272 Karar kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden ve 5271 sayılı Kanun’un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

29.11.2023 tarihinde karar verildi.