Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/2857 E. 2023/11836 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2857
KARAR NO : 2023/11836
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/139 E., 2021/254 K.
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : …
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Bozmanın sirayeti sebebiyle mahkemesince kurulan hükmün suça sürüklenen çocuk … tarafından temyiz edilip edilemeyeceği ön sorun olarak incelenmiştir.
Adil yargılanma hakkının en önemli başlıklarından birini oluşturan savunma hakkı, temel bir insanlık hakkı olarak İHAS 6. ve 2709 sayılı Anayasamızın 36. maddeleriyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) çeşitli hükümlerinde güvence altına alınmıştır.
Kanun yoluna başvurma hakkı da, savunma hakkının en önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır.
Kanun yoluna başvurma hakkı, aynı zamanda hak arama özgürlüğü ile erişim hakkının da önemli alt başlıklarından birisidir.
Öte yandan; 7 No’lu Ek Protokolün “Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı” başlıklı 2. maddesi uyarınca; kural olarak herkes aleyhine verilen mahkumiyet hükmünü yüksek bir mahkemede yeniden inceletebilme hakkına sahiptir.
5271 sayılı Kanun’un 267. maddesi uyarınca, hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir.
Aynı Kanun’un 272 nci ve devamı maddeleri uyarınca, (Suçluların iadesi ile 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8. maddesinde belirtilen istisnalar dışında) ilk derece mahkemesinden verilen bütün nihai kararlar yâni hükümler, kural olarak istinaf kanunyolu denetimine tâbidir.
(5271 sayılı Kanun’un 272/3 maddesinde belirtilen istisna kapsamında kalan hükümler ise; kesindir.)
5271 sayılı Kanun’un 286/1. maddesi uyarınca, istinaf mahkemesinin verdiği bozma dışındaki kararlar ile aynı maddenin 2. ve 3. fıkrası kapsamında belirtilen istisnalar dışındaki bütün istinaf mahkemesi kararları temyiz kanun yolu denetimine tabidirler.
5271 sayılı Kanun’un 306. (1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 325) maddesi uyarınca, hüküm sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşcasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 21.05.2019 ve 171-453 sayılı kararında da belirtildiği üzere; önceki hükmü temyiz etmeyen sanığın sirayet üzerine verilen kararı temyiz edilemeyeceği görüşündedir.
Dairemiz ise; yukarıda açıklanan gerekçeler ile Any. m. 36, AİHS m. 6, (7) No.’lu Ek Protokol m. 2/1, 5320 SK m. 8/1 ve 5271 sayılı Kanun’un m. 306, 260 ve devamı hükümleri uyarınca önceki hükmü temyiz etmeyen sanığın sonradan verilen hükmü temyiz edebileceğini kabul etmektedir.
Nihayet Anayasa’mız ve AİHS hükümlerine göre hak ve özgürlükler asıl, kısıtlamalar ise istisnadır. Sınırlama ve kısıtlamalar ise; belli koşularda ve ancak kanunla yapılabilir. Hak arama özgürlüğü ve erişim hakkı kapsamında olduğu tartışmasız olan kanun yoluna başvurma hakkının içtihat yoluyla daraltılması, somut olayda olduğu gibi temyiz hakkının kullanılmasının engellenmesi, 5271 sayılı Kanun’un 289 (1)-h maddesi bağlamında hukuka kesin aykırılık hâlidir.
Bu itibarla önceki hükmü temyiz etmeyen suça sürüklenen çocuk … müdafiinin bozma sonrası kurulan hükmü temyiz edebileceği değerlendirilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimler kurulunun takdirine göre suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

21.06.2023 tarihinde karar verildi.