YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2239
KARAR NO : 2023/10250
KARAR TARİHİ : 27.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hukuki Alacağın Tahsili Amacıyla Tehdit
HÜKÜMLER : Beraat, Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1 … Cumhuriyet Başsavcılığının 08.01.2016 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106/1-1.cümlesi uyarınca kamu davası açılmıştır.
2. … 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.01.2016 tarihli ve 2016/50 Esas, 2016/24 Karar sayılı kararı ile sanıkların eylemin yağma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ve yargılama görevinin Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek, yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149/1-c,150/1 maddeleri gereğince yargılama yapılmak üzere dava dosyası … Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
3…. 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.06.2016 tarihli ve 2016/78 Esas, 2016/236 Karar sayılı kararı ile hukuki alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan sanık …’in beraatine, sanık …’in ise 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1.cümle, 62, 50/1-a, 52/1-2 maddelerine göre hapis cezasından çevrilerek 3.000,00 TL’sı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık Müdafiinin Temyiz Sebebi
Taraflar arasındaki hukuki ihtilafın cezai yönünün bulunmadığına orantılılık ilkesi gereğine TCK’nın 51 maddesinin uygulanması gerektiğine,
2.O yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebebi
Sanık …’e atılı suçun sübut bulduğu ve mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine,
3. Vesaire
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Oluş ve dosya kapsamına göre; mağdurun aşamalardaki ifadelerinde, olaydan 15 gün önce komşusu olan sanıklara 39.000,00 TL hesabına gönderilmek 12.000,00 TL elden verilmek ve araçlarını takas yapmak suretiyle dairesini ipotekli şekilde sattığını, dairenin 8 yıl ödemeli 64.000,00 TL’sı kredi borcu olduğunu, peşin ödenmesi halinde ise 45.000,00 TL’sına borcun kapatılacağının banka görevlisi tarafından söylendiğini, kalan taksitleri sanıkların ödemesi hususunda anlaştıklarını, ancak sanıkların 24.11.2015 tarihinde kendisini arayıp evin borcunu 45.000,00 TL’sı olarak bildiklerini oysa dairenin borcunun 64.000,00 TL’sı olduğunu sonradan öğrendiklerini belirterek aradaki 19.000,00 TL’sı farkı ödemeyeceklerini söyledikleri ve “bu parayı ödemezsen evine geliriz evini basarız 19.000,00 TL için ben adam vururum” diyerek tehdit ettiklerini, bu görüşmeyi hoparlör açık olduğundan kardeşi M.İ. ve tanık İ.T.’nin duyduğunu, ayrıca sanık …’in cep telefonuna “akıllı ol başımızı belaya sokma” şeklinde mesaj gönderdiğini, sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan ettiği, anlaşılmıştır.
2.Sanık … ifadelerinde özetle, mağdurdan daire satın aldıklarını ipotek borcunun 64.000,00 TL olduğunu sonradan öğrendiklerini, aradaki farkı ödemesini kendisinden istediklerini kabul etmediğini daha sonraki aramalarına cevap vermediğini bu nedenle sözkonusu mesajı gönderdiğini belirterek suçlamayı kabul etmemiştir.
3.Sanık … ise ifadelerinde özetle, mağdurdan daire satın aldıklarını ipotek borcu nedeniyle aralarında ihtilaf olduğunu aradaki farkı ödemesini istediklerini ancak tehdit etmediklerini savunmuştur.
4.Kolluk tarafından düzenlenen 25.11.2015 tarihli mesaj tespit tutanağında “Üzeyir’in cep telefonu numarasına …’in cep telefonundan 25.11.2015 tarihi saat 17.58 de “akıllı ol bizim başımızı belaya sokma” içeriğindeki mesajın gönderildiği tespit edildiği görülmüştür.
5.Tanık M.İ. İfadelerinde özetle, ” .. olaydan bir gün önce ağabeyim Üzeyir bana … ve Agit beni tehdit ediyorlar ne yapalım diye söylemişti. olay tarihinde … “ağabeyimin evine gittim, oturduğumuz sırada sanık … telefonla ağabeyimi aradı ağabeyim telefonun mikrofonunu açtı “18.000 TL zararımız var onu istiyoruz” dedi. Ağabeyimde anlaştık tekrar anlaşma olmaz dedi. O da bunun üzerine “biz doğuluyuz, biz bu para için adamda kaldırırız adamda vururuz” diye söyledi. Bu sözleri söyleyen … idi. Her ne kadar telefonda arayanın … olduğunu söylemiş isem de, … telefonda sürekli beni arıyordu. Tehditi yapan … idi. Ben kendilerini tanıyorum. Bu sebeple seslerini ayırt edebiliyorum ayrıca telefonda da isimleri kayıtlıydı..” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6. Tanık İ.T. soruşturma aşamasında alınan ifadesinde özetle, “mağdurun ev sattığı şahıslar arayarak telefonda “19.000,00 TL’yi ödemezsen evine geliriz evini basarız 19.000,00 TL için ben adam vururum “ şeklinde tehditte bulundular hoparlör açık olduğu için duydum” şeklinde; duruşma ifadesinde ise özetle, olay günü tesadüfen mağdurun evine gittiğini mağdurun telefon görüşmesine kulak misafiri olduğunu telefondan gelen sesleri net olarak duyamadığını görüşme sonrası mağdurun “evi sattım parayı vermiyorlar beni tehdit ediyorlar para istiyorlar, biz kalabalığız istediğimiz parayı vereceksin’ diye söylediğini” beyan etmiştir.
III. GEREKÇE
A.Sanık … Hakkında Kurulan Hükme Yönelik, Taraflar Arasındaki Hukuki İhtilafın Cezai Yönünün Bulunmadığına Orantılılık İlkesi Gereğine TCK’nın 51 Maddesinin Uygulanması Gerektiğine, İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden,
1.Mağdurun aşamalardaki değişmeyen kararlı beyanları, tanıkların mağduru doğrulayan beyanları, sanığın kısmen tevil yollu ikrarı, kolluk tespit tutanağı dikkate alındığında, sanık hakkında sonuç olarak adli para cezası verildiği 5237 sayılı Kanun’un 51. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eksik veya araştırılacak bir delil kalmadığı anlaşıldığından, belirtilen nedenlerle sanık müdafiin temyiz sebeplerine yönelik hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Ancak,
2.Oluş ve dosya kapsamına göre mağdura yönelik tehdit eyleminin birden fazla kişiyle birlikte gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 106/2-c maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi
3.Kabule göre de,
a.Hükümden sonra 16.03.2021 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 14/01/2021 gün ve 2020/81 esas; 2021/4 karar sayılı kararı ile, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan “…hükme bağlanmış…’’ibaresinin aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü …” yönünden Anayasaya aykırı görülerek iptaline karar verilmiş olması karşısında, 7188 sayılı Kanunun 24. maddesiyle başlığı ile birlikte yeniden düzenlemeye konu edilen CMK’nın 251. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b.Mağdura yönelik eylemi nedeniyle sanığa yüklenen 5237 sayılı Yasanın 106/1.maddesi 1.cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, 24.11.2016 tarihinde kabul edilen 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi gereğince uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilerek, taraflara usulünce uzlaşma önerisinde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumun değerlendirilmesi gerekliliği,
B.Sanık … Hakkında Kurulan Hükme Yönelik, Suçun Sübut Bulduğu ve Mahkûmiyetine Karar Verilmesi Gerektiğine, İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden,
Mağdurun aşamalardaki değişmeyen kararlı beyanları ile tanık M.İ.’nin anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 150/1 maddesi delaletiyle 106/2-c maddeleri kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şeklide karar verilmesi,
Nedenleriyle hükümde hukuka aykırılıklar bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.06.2016 tarihli ve 2016/78 Esas, 2016/236 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri, gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanık …’in kazanılmış hakkının korunmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
27.04.2023 tarihinde karar verildi.