Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/156 E. 2023/11849 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/156
KARAR NO : 2023/11849
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

İSTİNAF SONRASI TEMYİZ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/471 Esas, 2019/197 Karar
ŞİKÂYETÇİ : …
KATILANLAR : 1-… 2- …
SUÇLAR : Nitelikli yağma, nitelikli yağmaya teşebbüs
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi,
Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.03.2012 tarihli 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149/1-b, 149/1-b, 35/2, 149/1-b, 35/2, 149/1-b, 35/2, 53/1 inci maddeleri uyarınca kamu davası açılmıştır.
2. … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.12.2016 tarihli ve 2012/128 Esas, 2016/366 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında, şikâyetçi …’e yönelik nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149/1-c-d-h maddeleri gereğince 12 yıl hapis, mağdur … ile katılanlar … ve …’e yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan aynı Kanun’un 149/1-c-d-h, 35 inci maddeleri gereğince (üç kez) 6 yıl hapis, cezası ile cezalandırılmalarına ve mükerrir olduğu kabulü ile hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. Hükme yönelik sanık müdafii tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 02.06.2017 tarihli ve 2017/772 Esas,2017/855 Karar sayılı kararı ile;
“…Ceza Muhakemesi Kanununda savunma hakkı konusunda oldukça hassas davranıldığı, bunun bir sonucu olarak da isteğe bağlı müdafiliğin yanında bazı hallerde zorunlu müdafiliğin benimsendiği açıktır. Ceza Muhakemesi Kanununun “müdafiin görevlendirilmesi” başlıklı 150. maddesinde ikinci bendindeki “Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir” ve üçüncü bendindeki “Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır, şeklindeki düzenleme karşısında incelenen dosya içeriğine göre; İddianamede anlatılan TCKnin149/1-c.d.h maddesinde hüküm altına alınan yağma suçu için “on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası” öngörüldüğü ve alt sınırı itibarı ile istem aranmaksızın müdafi görevlendirilmesi gereken suçlardan olduğu, 22/12/2016 tarihli oturumda sanık … ve sanık hazır olmadığı halde yargılamaya devam edilerek CMK’nın 150/3 ve 188/1 maddelerine aykırı davranılmak sureti ile, savunma hakkının kısıtlanması..”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararı sonrası … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli ve 2017/212 Esas,2017/341 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında, şikâyetçi …’e yönelik nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149/1-c-d-h maddeleri gereğince 12 yıl hapis, mağdur … ile katılanlar … ve …’e yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan aynı Kanun’un 149/1-c-d-h,35 maddeleri gereğince (üç kez) 6 yıl hapis, cezası ile cezalandırılmalarına ve mükerrir olduğu kabulü ile hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.12.2017 tarihli ve 2017/212 Esas, 2017/341 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesince duruşma açmadan kurulan 31.01.2019 tarihli 2019/471 Esas, 2019/197 Karar sayılı karar ile;
Sanık hakkında mağdur …’e yönelik eylemi nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine,

Sanığın mağdur … ile katılanlar … ve …’e yönelik eylemi yönünden ise;
“.. TCK 53.madde uygulamasında ne zamana kadar belli hakları kullanmaktan yoksun bırakıldığı karar da gösterilmemiş ise de , bu durumun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle yapılan değerlendirmede; Dosya ve duruşma tutakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer istinaf itirazları yerinde görülmemiş, Ancak; Olay günü akşam 22:00 sıralarında katılanlar … ve … ile mağdur … ‘in yanına gelen tanımadıkları bir şahsın kadın isteyip istemediklerini sorduğu, onların da istediklerini söylemeleri üzerine takiben meçhul şahısla birlikte İstiklal Caddesindeki … adlı gece kulübüne geldikleri, içeride bekledikleri esnada masalarına konsamatris olarak çalışan 2 bayanın geldiği, akabinde talepleri olmadan içki servisi yapılınca kalkmak istediklerini söyleyerek hesap istediklerinde 440 TL hesap getirildiği, getirilen hesabın fahiş olması nedeniyle itiraz ettiklerinde de sanık … ile kovuşturma aşamasında vefatı nedeniyle hakkında davanın düşmesi kararı verilen …’ın tehdit içeren söz ve davranışları ile söz konusu parayı almaya çalıştıkları sırada polislerin mekana gelmesi ile eylemlerini tamamlayamadıkları şeklinde gerçekleştiği iddia ve kabul edilen geceleyin birden fazla kişi ile birlikte yağmaya teşebbüs suçunda sanıkların baştan itibaren adı geçen üç mağdurdan 440 TL para almaya özgülemiş olmaları, bu doğrultuda her üç mağdur yönelik sarf ettikleri tehditvari söz ve davranışların da amaçlanan tek bir yağma suçuna yönelik olduğu gözetilmeden olayın gelişimi ve sanıkların kasıtları dikkate alınmadan eylemin birden fazla kişiye karşı işlendiğinden bahisle mağdur sayısınca üç kez cezalandırmaya yoluna gidilmesi, Hukuka aykırı, bu bakımdan sanık müdafiinin itirazı yerinde görülmüş isede; bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanık hakkında mağdur … ile katılanlar … ve …’e yönelik eylemi nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmünden; Temel cezanın belirlenmesine yönelik TCK 149/1-c-d-h maddeleri uyarınca ( 3 kez oniki yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına) , devamında eylemin teşebbüs aşamasınad kalması nedeniyle TCK 35. maddesi uyarınca (3 kez altı yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına) ilişkin bölümler çıkartılarak yerlerine;” Sanık …’ün üzerine atılı mağdurlar …, …, …’e yönelik gerçekleştirmiş olduğu yağma suçundan eylemine uyan TCK 149/1-c-d-h maddeleri uyarınca suçun işleniş şekli ve özelliği, aynı kanun hükmünün birden fazla bendinin ihlal edilmiş hususu da dikkate alınarak takdiren ve teşdiden oniki yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, Eylemin teşebbüs aşamasında kalmış olması, sanığın yağma eyleminin gerçekleştirilmesine ilişkin icrai hareketlere başladıktan sonra durumun kolluğa bildirilmesi nedeniyle kolluğun olayın gerçekleştirdiği bara gelmesinden dolayı amaçlanan yağma suçunun işlenememesi nedeniyle geçirilen safahat de dikkate alınarak hakkında TCK 35/2 maddesinin tatbiki ile verilen cezadan takdiren 1/2 oranında indirim yapılarak altı yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibareleri yazılarak..” 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Suçun işlenmediğine mahkûmiyeti gerektirir yeterli delil bulunmadığına, hükmün bozulması gerektiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.”Olay günü akşam saat 22.00 sıralarında … Semtinde gezinen şikâyetçi …’in yanına gelen tanımadığı bir şahsın kadın isteyip istemediğini sorduğu, onun da istemesi üzerine beraber yürüyerek …-İstiklal Caddesinde bulunan … isimli gece kulübüne gittikleri, şikâyetçi …’in kulübe girip oturduğu, hemen ardından … ve … isimli konsamatris olarak çalışan bayanların gelip şikâyetçinin masasına oturdukları, her birine şarap ve 3 paket sigara getirdiği ancak şikâyetçi …’in beklediği ortamı bulamayıp rahatsız olması üzerine kalkmak istediği sırada 350,00 TL hesap getirildiği, buna itiraz etmesi üzerine mekan çalışanları olan sanıklar … ile …’ın şikâyetçiyi “Bu parayı ödeyeceksin aksi takdirde buradan çıkamazsın” diye tehdit ettikleri ve söz konusu parayı aldıkları; Aynı gün aynı saatte Karaköy Genelev önünde bulunan diğer mağdur … ile katılanlar … ve …’in yanına gelen tanımadıkları bir şahsın kadın isteyip istemediklerini sorduğu, onların da istediklerini söylemeleri üzerine meçhul şahsın onları da aynı mekana getirdiği, mekanda oturdukları sırada yine masalarına konsamatris olarak çalışan iki bayanın geldiği, masaya içki servisi yapıldığı ancak onların da bekledikleri ortamı bulamayıp kalkmak istedikleri sırada 440,00 TL hesap getirildiği, itiraz etmeleri üzerine yine sanıklar … ile …’ın tehdit içeren söz ve davranışları ile söz konusu parayı almaya çalıştıkları ancak o sırada mekana polis ekibinin gelmesi üzerine eylemlerini tamamlayamadıklarının”, kabul edildiği anlaşılmıştır.

2. Şikâyetçi …, mağdur … ile katılanlar … ve …’in aşamalardaki ifadelerinde olay bölümünün (1) nolu bendindeki gibi beyan etmiş, katılan … kovuşturma aşamasındaki ifadesinde, “..gezdiğimiz sırada yanımıza daha önceden tanımadığım bir şahıs geldi. “Bayan lazım mı” diye sordu. Ve mağdur …’te evet lazım dedi. Bunun üzerine bu şahıs bizi olayın meydana geldiği … isimli bara götürdü. Bizi götüren şahısta bizimle birlikte masaya oturdu. Biz sipariş vermeden masaya meyve suyu, meyve ve şarap geldi biz itiraz ettik. Sipariş vermediğimizi söyledik. Ancak bu şahıs bunlar ikram dedi ve aynı masaya tanımadığımız iki tane bayan gelip oturdu. Biz dolandırıldığımızı anlayınca masadan kalkmak istedik. Bu defa 440,00 TL bize hesap getirdiler. Biz hesaba itiraz ettik. Bunun üzerine şu anda huzurda bulunan sanık … geldi. Bizim yanımıza oturdu. “bu parayı ödeyeceksiniz, bu parayı ödemeden buradan çıkmanız mümkün değildir” deyip bizi tehdit etti. Ancak bizden önce aynı barda aynı muameleye maruz kalan … isimli bir kişi sanıkları polise şikâyet etmişler ve biz tartıştığımız sırada bara polisler geldiler. Bizde şikâyetçi olduk..” katılan … ise kovuşturma aşamasındaki ifadesinde, “..biz bir şey yiyip içmediğimiz ve sipariş vermediğimiz halde bizden tehditle 440,00 TL para almaya çalıştılar. Ancak polislerin gelmesi nedeniyle bizden bir para tahsil edemediler..” şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.

3. Sanık …’nin 23.02.2012 tarihli kolluk ifadesinde, “..iki gün önce şef garson olarak işe girdim şahıslar 4 kişi olarak mekana geldiler meyve suyu ve içki içtiler kadınlara içki ısmarladılar 440,00 TL hesap çıktı garson hesabı götürünce itiraz edince ben gittim daha konuşmamıza fırsat olmadan polisler geldiler masaya yöneldiler şikayetçimisiniz dediler onlarda evet dediler kimseyi zorlamadım müşteri getiren tercüman görmedim..mağdur … iş yerine iki kişi olarak geldiler içki içtiler bayanlara içki ısmarladılar 350,00 TL hesap çıktı garson hesabı almış ben masasına gitmedim birinci olayla ilgim olduğu için bu olayla bağlantı kuruldu” kovuşturma aşamasındaki ifadelerinde ise, “.. ben servis yapmadım tahminime göre 10-15 dakika barda oturdular. Masalarına bayan oturup oturmadığını bilmiyorum ama muhakkak gitmiştir. Bunların masası ile ben ilgilenmedim. Ancak gelen hesaba itiraz olunca ben olaya müdahale ettim. Tam bu sırada bara polisler girdiler. Polisler olaya el koydular. İddia edildiği gibi ben bu kişileri tehdit etmedim. Zorla para almadım benzer bir olay nedeni ile daha önce yargılandım ve hakkımda bir çok soruşturma yapıldı” şeklinde beyan etmiştir.

4. Kolluk tarafından düzenlenen 23.02.2012 tarihli olay/yer gösterme ve yüz yüze teşhis tutanağında, “…..’in şikayeti üzerine gidilen … isimli diskoteğe gidildiğinde işyeri sorumlu … ile görüşüldüğü sırada ekibin yanına gelen …, … ve … isimli şahıslarında benzer şekilde mekana getirildiklerini sipariş vermeden kendilerine içecek getirildiğini ve çıkarılan 440,00 TL hesabı kabul etmeyince parayı tehdit ederek zorla almaya çalıştıklarını beyan etmeleri üzerine, orada bulunan çalışanların yakalandığı mağdur …’in masasına … ve … isimli kadınların oturduğunu ve zorla tehdit ederek 425 TL parasını alan şahsın ise … olduğunu teşhis ettiği; diğer mağdurlar …, … ve …’in ise masalarına istekleri dışında oturan kadınların … ve … olduğunu, kendilerini tehdit ederek 440,00 TL para isteyen şahsın ise … olduğunu kesin olarak teşhis ettiği, servis yapan garson ile kendilerini mekana getiren şahısların olay yerinde olmadıklarını beyan ettikleri” belirtildiği anlaşılmıştır.

5. Vefat eden sanık … ile hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen …, …, … …, … …’nun ifadeleri dava dosyası içindedir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından “Hukuki Süreç” başlığının (5) nolu paragrafında belirtildiği şekilde karar verildiği, anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Suçun İşlenmediğine Mahkumiyeti Gerektirir Yeterli Delil Bulunmadığına Hükmün Bozulması Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Katılanlar, mağdur ve şikâyetçinin aşamalardaki kararlı, değişmeyen ve birleriyle uyumlu beyanları, kolluk tarafından düzenlenen tutanaklar dikkate alındığında, sanığın inkara savunmalarının yerinde olmadığı anlaşılmakla, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı ve eksik veya araştırılacak bir delil kalmadığı, suçun kesin delillerle sanık tarafından işlendiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, temyiz sebepleri yönünden hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 31.01.2019 tarihli ve 2019/471 Esas, 2019/197 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden 5271 sayılı Kanun’un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 6.Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

22.06.2023 tarihinde karar verildi.