Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/15154 E. 2023/9637 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15154
KARAR NO : 2023/9637
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı, mahkumiyet

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine, katılan …’e yönelik nitelikli yağma suçuna ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı;

Katılan …’e yönelik nitelikli yağma suçuna ilişkin olarak ise İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince hükmolunan cezaların tür ve miktarı nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer verilen ”ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını arttırmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının” nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, reddine karar verilmesi gerektiği belirlenerek yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 05.10.2021 tarih 2021/805 No.lu iddianamesi ile sanık hakkında katılan …’e yönelik nitelikli yağma suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (h,d) bentleri ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemli kamu davası açılmıştır.

2. … 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.07.2022 tarihli ve 2021/341 Esas, 2022/188 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan beraat kararı verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesinin, 22.09.2022 tarihli ve 2022/2698 Esas, 2022/1565 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin ve Katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekilinin Temyiz İstemleri Özetle;
Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanğın, katılanların olduğu ve aynı evde yaşadıkları, sanığın sürekli olarak tehdit ve darp yolu ile katılanlardan para istediği, katılanların da karşı koyamayacak durumda yaşlı insanlar olduğundan dolayı sanığa bu şekilde para verdikleri, suç tarihinde 20.00 sıralarında sanığın babaannesi olan katılan …’ten yine bu şekilde zorla para istediği, katılanın da karşı koyamayarak bu parayı sanığa verdiği, sanığın marketten eve döndüğünde katılanlara hitaben “siz şerefsizsiniz, öldüreceğim sizi, orospu” şeklinde söylemlerde bulunduğu, katılanların evden çıkıp komşularına sığınarak polise başvurdukları ve yapılan soruşturma neticesi sanığın her iki katılana yönelik ayrı ayrı nitelikli yağma suçunu işlediği iddiası ile hakkında kamu davası açılmıştır.

2. Katılan … kovuşturma aşamasındaki 20.12.2021 tarihli duruşmadaki beyanında; “Sanık benim torunumdur. Olay tarihinden bir sene kadar önce annesi ve babası boşandığı için sanık bizim evimizde kalmaya başlamıştır. Sanık madde bağımlısıydı. Sürekli eşime ve bana kötü davranıyordu. Bana sürekli sin kaflı sözlerle küfür ediyordu. Benden daha önceleri de para istemişti. Ben de kendisine para vermeyeceğimi söylemiştim. Bu yüzden benden para istemiyordu. Genellikle eşimden para istiyordu. Olay tarihinde de benden para istemedi. Eşimden 50 TL para istedi. Eşim vermeyince de ona “senin gözünü patlatırım, seni keserim” biçiminde tehdit içerikli sözler söyledi. Sonrasında eşim 50 TL parayı sanığa verdi. Ben bu sırada sanığa sözlü olarak müdahale ettim, ancak sanık beni dinlemedi. Ben kendimi biraz geride tuttum. Ben de tartışmaya katılsam iş büyüyecekti. Sanık sonrasında eve geldi. Ben sanığın lahmacun getirdiğini görmedim. Zaten altın getirse ben ondan bir şey almam. Eve geldikten sonra sanık daha da taşkın hareketlerde bulunmaya başladı. Bize karşı hakaret ve tehdit içerikli sözler söylüyordu. Biz de korktuk. Eşimle beraber komşuya kaçtık. Sanıkla aynı evde yaşamak istemiyorum. Kendisinin eylemlerinden dolayı korkuyoruz. Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.

3. Katılan … kovuşturma aşamasındaki 20.12.2021 tarihli duruşmadaki beyanında; “Sanık benim torunumdur. Olay tarihinden bir sene kadar önce annesi ve babası boşandığı için sanık bizim evimizde kalmaya başlamıştır. Sanık sürekli eşim ve bana hakaret ve tehdit içerikli sözler söylüyordu. Olay tarihinde sanık benden 50 TL para istedi. Daha sonra kapıya vurdu bağırıp çağırmaya başladı. Bana “seni keserim, gözünü patlatırım” biçiminde sözler söyledi. Ben de kendisinden korkup istediği 50 TL parayı verdim. Daha sonra sanık dışarı gitti. Sonrasında eve geldi. Eşimle bana lahmacun almıştı. Kendisine de balık almıştı. Yemeği yedikten sonra sanığın taşkınlığı daha da arttı bağırıp çağırmaya başladı. Bize hakaret içerikli sözler söyledi. Siz şerefsizsiniz, öldüreceğim biçiminde sözler de söyledi. Biz bunun üzerine korktuk. Eşimle beraber komşularımıza kaçtık. Onlar da polisi aradılar.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.

4. İlk derece mahkemesi sanığın katılan …’e yönelik nitelikli yağma eyleminden ötürü sanık hakkında mahkumiyet kararı vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Katılanların kovuşturma aşamasındaki anlatımlarının içeriğine göre; sanığın katılan …’ye yönelik yağma suçunu oluşturacak bir eylemi bulunmadığı anlaşılmıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında istikrarla vurgulandığı üzere; “Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.”
Ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak şekilde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 38/4. maddesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 6/2. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 11. maddesi) de nazara alınarak, sanığın üzerine atılı eylemi gerçekleştirdiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunamadığından yerel mahkemece 5271 sayılı Yasanın 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Sanık Hakkında katılan …’e Yönelik Nitelikli Yağma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle katılanlar vekili, sanık müdafii, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının temyiz istemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oybirliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Hakkında katılan … Günyer’e Yönelik Nitelikli Yağma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin, 28.06.2018 tarihli ve 2022/2698 Esas, 2022/1565 Karar sayılı kararında katılanlar vekilince ve katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden CMK’nın 288 ve 289. maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 29. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

29.03.2023 tarihinde karar verildi.