Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/12633 E. 2023/12101 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12633
KARAR NO : 2023/12101
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/107 E., 2022/130 K.
SUÇ : Nitelikli Yağmaya Teşebbüs
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık … ve müdafii, sanık … müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 04.05.2011 tarihli ve 2011/469 Nolu iddianamesi ile sanıklar hakkında nitelikli tehdit suçunu işlediği iddiası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemli kamu davası açılmıştır.

2. Yapılan yargılama sonucu Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.12.2012 tarihli ve 2011/303 Esas, 2012/567 Karar sayılı kararı ile sanıkların nitelikli tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.12.2012 tarihli ve 2011/303 Esas, 2012/567 Karar sayılı kararının sanıklar müdafileri tarafından temyizi üzerine Yagıtay 4. Ceza Dairesinin, 15.05.2018 tarihli ve 2014/19540 Esas, 2018/9455 Karar sayılı ilâmıyla;
”Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Katılandan herhangi bir alacakları olmadığı gibi asıl alacaklı adına hareket ettikleri dahi dosya içeriğinden net bir şekilde anlaşılamayan sanıkların tehdit içerikli sözlerle başka birisinin alacağını tahsil girişiminde bulunduklarının iddia edilip ileri sürülmüş olması karşısında; eylemin TCK’nın 149/1-c-d, 35. maddelerinde düzenlenen yağmaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışma görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesi, 02.08.2018 tarihli ve 2018/653 Esas, 2021/716 Karar sayılı kararı ile sanıklara atılı suçun nitelikli yağma suçunu oluşturma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.

5. Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 13.04.2021 tarihli ve 2018/301 Esas, 2021/123 Karar sayılı kararı ile sanıkların nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 149 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c), (d) bentleri, 35 inci maddesi, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, ancak kazanılmış hakları gözetilerek sabıkların sonuç cezalarının 1 yıl 8 ay hapis cezası olarak belirlenmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

6. Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 13.04.2021 tarihli ve 2018/301 Esas, 2021/123 Karar sayılı kararının sanıklar müdafileri tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 05.04.2022 tarihli ve 2021/24958 Esas, 2022/5003 Karar sayılı ilâmıyla;
”Başka suçtan aynı yargı çevresindeki Nazilli Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü olduğu anlaşılan sanıklardan …’ye duruşmadan vareste tutulma hakkının hatırlatılmadığı ve vareste tutulma talebi de bulunmadığı halde hükmün açıklandığı 13.04.2021 tarihli son oturumda hazır bulundurulmadan hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 193/1, 196/5 ve 289/1-h maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

7. Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu; Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 02.06.2022 tarihli ve 2022/107 Esas, 2022/130 Karar sayılı kararı ile sanıkların nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 149 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c), (d) bentleri, 35 inci maddesi, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, ancak kazanılmış hakları gözetilerek sanıkların sonuç cezalarının 1 yıl 8 ay hapis cezası olarak belirlenmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … ve Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Delil Bulunmadığına,
2.Tanık N.Y.’nin beyanlarının sanık savunmasını desteklediğine,
3.Sanık hakkında 150 nci maddesnin birinci fıkrasının uygulanması gerektiğine,
4.Vesaire,
İlişkindir.

B. Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Suçun yasal unsurlarının oluşmadığına,
2.Zamanaşımı süresinin dolduğuna,
3.Vesaire,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Suç tarihinde hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşen sanık N.Y.’nin azmettirmesi üzerine sanıklar … ve …’nın birlikte, sanık …’nin annesi adına kayıtlı olup kendisinin kullandığı 09 .. … plaka sayılı araçla katılanın .. Kuaför isimli işyerine gittikleri, işyerinde katılana “Biz Hacı’nın yeğenleriyiz, sizin Hacı’ya borcunuz varmış, onun için geldik” dedikleri, katılanın Hacı’ya borcunun olmadığını söylemesi üzerine sanıkların bu kez katılana “Umarız haklısınızdır,ancak hacı doğru söylüyorsa sen bayansın sana nasıl zarar veririz bilemeyiz, ancak bir şekilde zarar veririz, abla tekrar geleceğiz” diyerek onu tehdit ettikleri, daha sonra işyerinden ayrıldıkları anlaşılmıştır.

2. Katılanın iddiasını doğrular nitelikteki tanıklar N.K. ve T.K.’nın anlatımları dosya içerisinde yer almaktadır.

3. Sanıklar savunmalarında suç tarihinde katılanın iş yerine gittiklerini kabul etmekle birlikte katılanı tehdit etmediklerini ifade etmişlerdir.

4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (6) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … ve Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden
1. Delil Bulunmadığına Yönelik;
Katılan beyanı, katılan beyanı ile uyumlu tanık beyanları ve Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmı karşısında, sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Tanık N.Y.’nin Beyanlarının Sanık Savunmasını Desteklediğine Yönelik;
Dava konusu yargılamada; hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık N.Y. bozma sonrası yargılamada Tanık sıfatı ile dinlenmiş ise de; N.Y.’nin sanıkları azmettirmiş olduğu anlaşılmakla beyanlarına itibar edilmesi mümkün görülmediğinden sanık müdafiinin bu husustaki itirazları reddedilmiştir.

3. Sanık Hakkında 150 nci Maddesinin Birinci Fıkrasının Uygulanması Gerektiğine Yönelik;
Yağma suçları 5237 sayılı Kanun’ un 148, 149 ile 150 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Yağma başkasının zilliyetliğindeki taşınabilir malı zilliyetin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir ve tehdit ile yarar sağlamak maksadıyla alınmasıdır.

5237 sayılı Kanun’ un 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yağma suçu temel şekli, ikinci fıkrasında senet yağması, üçüncü fıkrasında cebir karinesine yer verilmiştir. 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinde yağma suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir.

5237 sayılı Kanun’ un 150 nci maddesinde hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amaçlı yağma ile değer azlığı yaptırıma bağlanmıştır. 5237 sayılı Kanun’ un 150 nci maddesinin birinci fıkrasında; yağma suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenmesi halinde faile yalnızca tehdit ve/veya yaralama suçundan ceza verileceği öngörülmüştür. Bu şekilde de daha az cezayı gerektirir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

5237 sayılı Kanun’ un 150 nci maddesinin birinci fıkrasında, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla denildiğinde bu nitelikli hal uygulanabilmesi için; öncelikle ortada failin mağdura yönelik bir alacak hakkı bulunması, alacağın hukuken korunan ve geçerli hukuki ilişkiye dayanması, yağma eyleminin de hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi gerekir.

Bu hak hukuki ilişki kurulunca; kurulan hukuki ilişkinin tarafı olan kimseleri kapsar ve onlar yararlanabilir, bunun dışındaki kimseleri kapsamamaktadır.

Anılan açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince; sanıkların katılandan hukuki bir ilişkiye dayanan alacaklarının bulunmadığı gerek katılanın beyanları gerekse sanık savunmaları ile sabit olduğu anlaşılmakla sanığın eyleminin nitelikli yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğunu kabul eden ilk derece mahkemesinin suç vasfının tayininde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden
1. Suçun Yasal Unsurlarının Oluşmadığına Yönelik;
5237 sayılı Kanun’un 148 inci ve 149 uncu maddelerinde düzenlemeye göre; bir başkasının kendisinin veya yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden yada mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamaktadır.
Yağma suçu ekonomik nitelikteki suçlar arasında yer alıp işin niteliği gereği faydalanma amacını taşıması gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; katılanın beyanı, tanık beyanı ve sanıkların kısmî ikrarları karşısında, sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Zamanaşımı Süresinin Dolduğuna Yönelik;
Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 149 ncu maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentleri uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 67 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 22 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü ve bu sürenin dolmadığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Vesaire Yönünden
Yargılama sürecindeki islemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … ve sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz istekleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 02.06.2022 tarihli ve 2022/107 Esas, 2022/130 Karar sayılı kararında sanık … ve müdafii ile sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … ve müdafii ile sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

06.07.2023 tarihinde karar verildi.