Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2022/108 E. 2023/11861 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/108
KARAR NO : 2023/11861
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

İSTİNAF SONRASI TEMYİZ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/3390 E. 2019/1195 K.
ŞİKÂYETÇİLER : …, …
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Doğubeyazıt Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/854 soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un (5237 sayılı Kanun) 149/1.d.3, 149/1-e, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. … Ağır Ceza Mahkemesinin 12.07.2018 tarihli ve 2018/125 Esas, 2018/182 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 149/1-d-e, 62, 53 üncü maddeleri uyarınca 9 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 15.05.2019 tarihli ve 2018/3390 Esas, 2019/1195 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 01.01.2022 tarihli ve 2019/73642 sayılı yazısıyla özetle; onama görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daire’ye tevdii olmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığın beyanını kamera görüntülerinin doğruladığına, yerel mahkemenin bu hususu irdelemediğine, sanığın bilekliği yerde bulduğuna,
2. Dosyanın tamamen subjektif ve aleyhe değerlendirmelere dayandığına, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
3. Suçlamayı kabul etmemekle birlikte hükmolunan ceza miktar itibariyle seçenek yaptırımlara çevrilebilecek bir ceza olduğuna, fazla ceza tayini yoluna gidildiği için bu yönden değerlendirilmesi gerektiğine,
4. Sanığın savunmalarının doğruluğu araştırılmadan yani maddi gerçek ortaya çıkarılmadan karar verildiğine, eksik inceleme ve yanlış değerlendirmeler sonucu karar verildiğine,
5. Atılı suçlamayı kabul etmemekle birlikte suça konu alındığı iddia edilen gerek maddi değerinin düşüklüğü, gerek şikâyetin olmayışı, gerekse etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasının kanuna aykırı olduğuna,
6. Dosyada üst arama tutanağının olmadığına, sanığın okuma yazması olmadığından polis memurlarının tuttuğu tutanağı idrak edemediğine, bu durumun sanık lehine yorumlanması gerektiğine,
7. Adli kontrol kararının kaldırılmasına,
8. Sanığın beraatine karar verilmesine, hükmün sanık lehine bozulmasına,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık …’nın “Konak Kafe” isimli iş yerinde bulunan oyun parkında oyun oynayan korunmaya ihtiyacı olan çocuk …’ın sağ bileğindeki altın künyeyi zorla çekip almak suretiyle üzerine atılı iş yerinde veya eklentilerinde, beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı yağma suçunu işlediği, ilk derece mahkemesi tarafından maddi vakıa olarak kabul edilmiştir.

2. Mağdur H.K.’nın aşamalarda özde değişmeyen beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır.

3. Sanığın tevil yolu ile ikrarda bulunduğu anlaşılmıştır.

4. Mağdur Y.K.’nın yaralanmasının basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunu belirten yaralanması belirten … Devlet Hastanesinin 13.02.2018 tarihli adli muayene rapor dava dosyasında mevcuttur.

5. Mağdur H.K.’nın ve tanık D.K.’nın sanığı kesin ve net olarak teşhis ettiklerini belirten Kolluğun düzenlediği 14.02.2018 tarihli video izleme ve teşhis tutanağı dava dosyasında mevcuttur.

6. 14.02.2018 tarihli yakalama, rızaen teslim ve muhafaza altına alma tutanağı, teşhis ve teslim tutanağı dava dosyasında mevcuttur.

7. Sanığın adli sicil kaydı dava dosyasına eklenmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yağma suçları 5237 sayılı Kanun’un 148, 149 ile 150 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Yağma başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malı zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir ve tehdit ile yarar sağlamak maksadıyla alınmasıdır. Mağdurun bu cebir veya tehdidin etkisiyle malı teslim etmesi veya zaten sanıkta olan malın kalmasına müsade etmelidir. Mağdurun irade ve idrak kudretinin olması bu açıdan önemlidir.

Yağma suçu seçimlik iki hareketle, cebir veya tehdit ile işlenebilir. Genellikle 4 yaşından küçük çocuklarda irade ve idrak kabiliyetinin gelişmediği, tehlikeyi farkedemeyecekleri kabul edilmektedir. Cebir veya tehdit açısından ikili bir ayrım yapmak uygun olacaktır. Yağma suçunun tehdit ile işlenmesi halinde mağdurun yaşının 4 yaşından küçük olması halinde irade ve idrak kabiliyetinin gelmemiş olması nedeniyle tehdidi algılayamayacağı ve dolayısıyla bunun etkisiyle malı teslim edemeyeceğini kabul etmek daha doğru olacaktır. Bu takdirde malın alınması halinde yağma değil hırsızlık suçu oluşacaktır. Yağma için cebir kullanılması halinde ise artık irade ve idrak kabiliyetinin önemli olmadığı mağdurun küçükte olsa hatta akıl zaafiyetide olsa uygulanan cebir ile canı acıyacağından cebrin somut sonuçları olacağından buna dayanarak malın alınması halinde ise artık yağma oluşacağını kabul etmek uygun olacaktır.

Somut olay değerlendirildiğinde; olay tarihinde sanığın üç yaşında olan mağdurun kolundan bilekliğini cebir kullanarak aldığı ve dolayısıyla yağma suçunun tamamlandığını kabul edilmiştir.

Sanık müdafiinin, diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Olay ve Olgular bölümünde açıklanan somut olay değerlendirildiğinde;
5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinde yer alan “Etkin Pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, maddede sınırlı bir şekilde sayılan suçların işlenmesi ve failin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerekmektedir. Bu açıklamaların sonucu olarak; iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, eşyanın failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu veya kaçarken yakalanan failin üzerinde ele geçirilmiş olması gibi hallerde, failin gerçek anlamda pişmanlığından söz edilemeyeceğinden, 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesinin uygulanma şartları oluşmayacaktır.

Bu açıklama ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kolluğun 14.02.2018 tarihli yakalama, rızaen teslim ve muhafaza altına alma tutanağına göre, sanığın soruşturmaya başlandıktan sonra yağma suçundan yakalandığı sırada kolluğun sanığa “Yağız” yazan künyenin nerede olduğunu sorması üzerine sanığın künyenin kendisinde olduğunu beyan ederek başındaki eşarbının uç kısmına gizlediği künyeyi görevlilere rızaen teslim ettiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinin üçüncü ve birinci fıkraları uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
… Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 15.05.2019 tarihli ve 2018/3390 Esas, 2019/1195 Karar sayılı kararının, Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, sanık müdafiince ileri sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenen konular yönünden temyiz istekleri yerinde görüldüğünden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

14.06.2023 tarihinde karar verildi.