Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2021/25690 E. 2023/10533 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25690
KARAR NO : 2023/10533
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 148 inci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca kamu davası açılmıştır.

2. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2017 tarihli ve 2017/153 Esas, 2017/286 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 148 inci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2017 tarihli ve 2017/153 Esas, 2017/286 Karar sayılı kararının sanık … müdafi tarafından temyizi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 13.11.2017 tarihli ve 2017/10 Esas, 2017/94 Karar sayılı kararıyla hükmün,
“…1- Olayın mağduru, aynı zamanda tek görgü tanığı durumundaki … oğlu 07.10.2000 doğumlu …’ün mahkemenin 15.06.2017 tarihli 1. celsesinde Adli Görüşme Odasında uzman huzurunda canlı ve görüntülü olarak beyanlarının kayda alındığı belirtilmiş ise de; Mağdur …’ün beyanlarını içerir kayıtların dosya içerisinde ve UYAP sisteminde bulunmadığı, Dairemiz katibinin … 10. Ağır Ceza Mahkemesi personeli ile yaptığı telefon görüşmesinde bu kayıtların mahkeme bilgisayarında D’de kayıtlı olduğu belirtildiğinden, bu eksikliğin ikmal edilebileceği düşünülerek, dairemizce … 10. Ağır Ceza Mahkemesine 13.10.2017 tarihinde yazı yazılarak “Mağdur …’ün beyanlarını içerir kayıtların CD içerisinde dairemize gönderilmesi, Adli Görüşme Odasında beyanı alınan mağdur …’ün beyanlarını içerir sesli ve görüntülü adli görüşme kaydının Adli Görüşme Odaları Yönetmeliğinin 21/2-e md. uyarınca Uyap sistemine kaydedilmesi, Adli Görüşme Odaları Yönetmeliğinin 21/2-f maddesi uyarınca Zabıt Katibi tarafından tutanağa geçirilmesi ile söz konusu tutanağın da dairemize gönderilmesi,” hususlarının istendiği, 24.10.2017 tarihinde aynı hususda tekid yazısı yazıldığı, dairemiz zabıt katibinin eksikliğin ikmali için mahkeme personeli ile tekrar telefon görüşmesi yaptığı, fakat bu güne kadar yazımıza bir cevap verilmediği,
2- Mağdur … poliste müdafi huzurunda verdiği 10.03.2017 tarihli ifadelerinde; “…….Benden telefonumu istedi. arkadaşımı arayacağım dedi.Ben de telefonumu verdim, biri ile konuştu……….tekrar konuştuğu arkadaşını aramamı söyledi.ben aradım.telefonla konuşarak inşaatın içine doğru gitti……” şeklinde beyanda bulunmuş olmasına ve sanık …’ün de poliste verdiği 10.03.2017 tarihli ifadelerinde “……. Olay günü 09.03.2017 günü saat 20.45 sıralarında ben Sarıhamzalı mahallesinde değildim. Ben Şakirpaşa mahallesinde bulunuyordum.” şeklinde beyanda bulunmuş olmasına rağmen, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı’na yazı yazılarak mağdur …’ün kullanmakta olduğu babası … adına kayıtlı 0…….28 83 nolu telefon hattına ait suç tarihi olan 09.03.2017 tarihine ait ayrıntılı görüşme kayıtları ile baz istasyonu bilgilerinin ve sanık …’ün kullanmakta olduğu 0…….61 67 nolu telefon hattına ait suç tarihi olan 09.03.2017 tarihine ait ayrıntılı görüşme kayıtları ile baz istasyonu bilgilerinin istenip, gelen kayıtlar dosyaya eklendikten sonra mağdurun ve sanığın beyanlarındaki telefon görüşmeleri ile ilgili hususların doğru olup olmadığının denetlenmediği,
3- Mahkemenin 14.09.2017 tarihli hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı son celsesinde, aynı yargı çevresi içerisindeki cezaevinde başka suçtan hükümlü olarak bulunan, kendiliğinden duruşmaya gelme olanağı bulunmayan ve duruşmalardan bağışık tutulma talebi de olmayan sanığın bizzat hazır bulundurulması gerektiği gözetilmeden, CMK’nin 196/4inci maddesine yanlış anlam verilerek SEGBİS yoluyla hazır edilip, cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle, CMK’nin 193/1 inci ve 196/4 üncü maddeleri hükümlerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlandığı, Kanunun ayrık tuttuğu istisnai haller (CMK 193/2, 194, 195, 196/1-5, 200, 204 üncü maddeleri) saklı kalmak kaydıyla, mahkemede hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı, duruşmada hazır bulunmanın sanık açısında bir yükümlülük olmakla birlikte, öncelikle kendisi açısından bir hak olduğu gözetilerek; ilk ve son savunmanın yapıldığı, esasa ilişkin delillerin toplandığı oturumlara sanığın SEGBİS yolu ile katılması “Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda” mümkün olabileceğinden; Başka bir suçtan dolayı, aynı mahkemenin yargı çevresi içinde hükümlü bulunan, duruşmalardan bağışık tutulmayı açıkça talep etmeyen ve bağışık tutulmasına dair zorunlu görülen nedenler gerekçelendirilerek alınmış bir karar da olmayan sanığın, Ceza Genel Kurulu’nun 12.11.2013 gün ve 1442-451 sayılı, 10.06.2008 gün, 148/169 sayılı kararlarında açıklandığı üzere duruşmada bizzat hazır bulundurulması ve savunma imkanı sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmediği,
4- Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı Kanunun 20/2 nci maddesinde öngörülen “Bakanlık, gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her türlü davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.” hükmü gereğince; mağdur çocuğa karşı işlendiği iddia edilen suçdan dolayı verilen kararla ilgili olarak 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 2 ve 20/2 inci maddesi gereğince davanın …’na ihbar edilmediği ve gerekçeli kararın dahi tebliğ edilmemiş olduğu, 6284 sayılı Yasanın 2/1-d ve 20/2 inci maddeleri uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nun 233 üncü ve 234 üncü maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMK’nn mağdur … katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulduğu, bu durumun CMK’nun 289/1-e maddesinde öngörülen mutlak hukuka aykırılık halini oluşturduğu…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bozma kararı üzerine … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 2017/431 Esas, 2018/551 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 148 inci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 2017/431 Esas, 2018/551 Karar sayılı kararının sanık … müdafi tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 27.03.2019 tarihli ve 2019/486 Esas, 2019/798 Karar sayıl kararında “…Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca istinaf nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa rastlanılmamıştır.
Ancak;
Sanığın suça konu cep telefonu ile mağdurun 50,00 TL parasını yağmaladıktan sonra kendiliğinden mağduru yanına çağırarak yağmaladığı 50,00 TL paranın 10,00 TL sini mağdura geri verdiği, mağdurun kovuşturma aşamasında alınan şikayet beyanına göre de sanık hakkında kısmi ödeme nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına … gösterdiği halde sanığın cezasından 5237 sayılı TCK’nın 168/3 üncü maddesine göre indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a ve 303 üncü maddeleri gereğince, bozma veya duruşma açılması nedeni yapılmamış olup düzeltilebilir nitelikte bir hukuki yanılgı olduğundan;
Yerel mahkemece sanık hakkında yağma suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün 2. parağrafında yer alan “ve 168” ibaresinin hüküm fıkrasından ÇIKARTILMASINA,
Yağma suçundan tesis edilen mahkûmiyet hükmünün 2. parağrafından sonra gelmek üzere;
“Sanığın soruşturma aşamasında etkin pişmanlık gösterip 50,00 TL’nin 10,00 TL’sini mağdura iade ettiğinden cezasından 5237 sayılı TCK’nın 168/3 üncü maddesine göre takdiren 1/2 oranında indirim yapılarak sanığın 3 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALINDIRILMASINA,”
Parağrafının EKLENMESİNE,
Düzeltilen bu husus dışında, duruşmaların kanuna uygun biçimde yürütüldüğü, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde ileri sürülen iddia ve savunmalar ile ikame edilen delillerin denetimi sağlayacak biçimde ve eksiksiz olarak sergilenerek tespit edildiği, yargılama sonucunda dosyaya yansıyan tüm bilgi ve delillerin gerekçeli kararda usulünce tartışılarak oluşan vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı ve bu suretle kabul edilen eylemin kanunda öngörülen suç tipine uygun olarak nitelendirildiği ve cezanın kanunda düzenlenen kurallara uygun şekilde belirlenerek bireyselleştirildiği,
Anlaşıldığından istinaf başvurusunda bulunan sanık … sanık müdafiilerinin istinaf başvurularının hükmün bu şekilde DÜZELTİLMEK SURETİYLE AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,…” karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi;
1. Eksik inceleme ile karar verildiğine,
2. Mahkumiyete yeter her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığına,
ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanığın daha önceden tanıdığı ve kuryelik yapan mağdurun motosikletine binerek kendisini bir yere bırakmasını istediği, ıssız bir bölgeye geldikten sonra mağdurdan cep telefonu ve 50,00 TL parasını istediği, mağdurun telefonunu ve 20,00 TL para verdiği, bunun üzerine sanığın mağdurun üzerini arayarak ilaveten 30,00 TL para bularak 10,00 TL parayı mağdura geri verdiği, mağdurun cep telefonunu geri istemesi üzerine “Peşimden gelme, yoksa seni döverim” diyerek tehdit ettiği kabul edilmiştir.

2. Mağdur aşamalarda istikrarlı beyanlarda bulunarak, sanığın suça konu telefonu alarak iki kez bir arkadaşıyla konuştuğunu beyan etmektedir.

3. Mağdurun beyanlarını doğrulayan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı (BTK) raporuna göre, mağdura ait cep telefonuyla olay saatinde kendisine ulaşılamayan ve bu nedenle dinlenemeyen H.B. isimli kişinin arandığı görülmektedir.

4. İlk Derece Mahkemesi, sanığın mağdura ait telefonu ve 20,00 TL parayı aldıktan sonra, üzerini arayarak ve mağduru basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralayarak 30,00 TL parasını aldıktan sonra 10,00 TL’sini geri vermesi vakıasının 5237 sayılı TCK’nın 168 inci maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartlarını taşımadığını belirterek sanık hakkında ilgili maddede yer alan ceza indirimini uygulamamıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, “Sanığın suça konu cep telefonu ile mağdurun 50,00 TL parasını yağmaladıktan sonra kendiliğinden mağduru yanına çağırarak yağmaladığı 50,00 TL paranın 10,00 TL sini mağdura geri verdiği, mağdurun kovuşturma aşamasında alınan şikayet beyanına göre de sanık hakkında kısmi ödeme nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına … gösterdiği halde sanığın cezasından 5237 sayılı TCK’nın 168/3 üncü maddesine göre indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi” hukuka aykırı bulunarak sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanarak istinaf isteminin düzeltilerek esastan reddine karar vermiştir.

C. Dairemizin Kabulü
Mağdurun olayın hemen akabinde alınan ilk beyanına göre sanığın motosikletinin arkasına binerek kendisini bir yere bırakmasını istediğini, ıssız bir yere geldikten sonra arkadaşını arama bahanesi ile telefonunu istediğini, bir telefon konuşması yaptıktan sonra 50,00 TL para istediğini, mağdurun “Yok” diyerek 20,00 TL para verdiği, akabinde sanığın mağdurun üzerine aradığını ve 30,00 TL daha para bulduğu, “Neden paran olduğunu söylemedin” diyerek mağduru darp ettiği, mağdurun kaçmaya başladığı, sanığın arkasından bağırarak “Gel buraya, aldıklarımı sana geri vereceğim, beni ileri kadar bırak” dediği, mağdurun geri dönerek motosikletiyle sanığı başka bir yere götürdüğü, bir inşaatın yanına geldiklerinde tekrar konuşmak için telefonunu istediği, telefon ve mağdura ait 40,00 TL para ile inşaata girdiğini, mağdurun arkasından gitmesi üzerine “Gelme sen döverim” dediği ve mağdurun korkarak olay yerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE
Dosya ve duruşma tutanakları, mağdurun beyanı, bu beyanı doğrulayan BTK raporları karşısında, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinin birinci fıkrası olan “Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.” ve aynı maddenin üçüncü fıkrası olan “Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.” hükümlerinden de anlaşılacağı üzere maddede sayılan suçlar bakımından etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun tamamlanmış olması gerekir.
Somut olayda sanık fiili anlamda birden fazla eylemde bulunmuş ise de, hukuki anlamda tek bir yağma fiilinden bahsedilebilir. Bu eylemin tamamlanma anı ise sanığın üzerinde mağdura ait telefon ve 40,00 TL para ile inşaata girerek mağduru gelmemesi için tehdit ettiği ve mağdurun korkarak olay yerinden ayrıldığı andır. Bu ana kadar süregelen yağma eylemi içerisinde sanığın mağdurdan alıp geri verdiği mallar için, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Fakat dosyada aleyhe temyiz olmadığı için bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 2017/431 Esas, 2018/551 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden 5271 sayılı Kanun’un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 15. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

09.05.2023 tarihinde karar verildi.