Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2021/25372 E. 2023/11235 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25372
KARAR NO : 2023/11235
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

İSTİNAF SONRASI TEMYİZ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1474 E., 2018/1821 K.
KATILAN SANIKLAR : …, …
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin reddi, onama

Katılan sanıklar …, … yönünden kasten yaralama suçuna ilişkin olarak İlk Derece Mahkemesince hükmolunan cezaların tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı nazara alınarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk Derece Mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye kasten yaralama suçunun, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, katılan sanıklar … … … ve … müdafiinin bu yöndeki temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği ve temyiz isteminin suç vasfına yönelik olduğu, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Muş Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.01.2016 tarihli ve 2016/79 Esas sayılı İddianamesi ile sanıklar …, … ve … hakkında nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d) bentleri, 37 nci, 35 inci, 53 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.02.2018 tarihli ve 2016/18 Esas, 2018/47 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlerine karar verimiştir.

3. … Bölge Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.10.2018 tarihli ve 2018/1474 Esas, 2018/1821 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan (sanık) … ve … müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan (Sanıklar) … ve … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanıklara yüklenen yağma suçunun sübuta erdiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanıklar …, …, … ve Uğur’un araçla katılan (sanık) … … ve …’ın bulunduğu aracın önüne kestikleri, sanık … ile katılan (sanık) … arasında tartışma çıktığı, bu sırada olaya katılan (sanık) …’nin de dahil olduğu ve tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine sanık …’ın katılan …’ı yaraladığı, katılan (sanıklar) … … ve …’ın sanık …’ı yaraladıkları olayın ardından sanıkların yaralanan …’ı Bitlis Devlet Hastanesine götürdükleri ve sanık …’ın şikâyetçi olduğu, katılan (sanık) … … ve …’ın ise sanık …’ın katılan(sanık) …’a silah dayayıp “… Tapusun aldığın arazileri bana devredeceksin yoksa seni öldürürüm, bu senet defterini imzalayacaksın, benim deli raporum var kafana şarjör boşaltırım ve bir günde hapishaneden çıkarım…” diyerek nitelikli yağma suçunu işlediği ileri sürülen olayda mahkeme “… Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘in dubio pro reo’ yani ‘kuşkudan sanık yararlanır’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamayacağı, ceza mahkûmiyetinin yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, bütün veriler doğrultusunda; her ne kadar sanıklar …, … ve …’nun üzerlerine yüklenen “Nitelikli Yağma” suçunu işlediklerinden bahisle mahkememize kamu davası açılmış ise de sanıkların atılı suçu işledikleri sabit görülmediği…” nedeniyle beraat kararı verilmiştir.

2. Sanıkların olayın en başından itibaren istikrarlı savunmalarda bulundukları anlaşılmıştır.

3. Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklar, tanık beyanları, adli muayene raporları dosya içerisinde mevcuttur.

4. Katılan (sanık) …’ın 28.11.2014 tarihinde müracaatta bulunduğu anlaşılmıştır.

5. Sanık … tarafından söylendiği ileri sürülen “…Tapusunu aldığın arazileri bana devredeceksin yoksa seni öldürürüm, bu senet defterini imzalayacaksın, benim deli raporum var kafana şarjör boşaltırım ve bir günde hapishaneden çıkarım…” biçimindeki sözlere tanıkların doğrudan şahit olmadıkları saptanmıştınr.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Sanık … Hakkında Değişen Suç Vasfına Göre Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Mahkûmiyet; Sanıklar …, … ve … Hakkında Nitelikli Yağma Suçundan Verilen Beraat Hükümleri Yönünden
1. Sanık … hakkında kasten yaralama suçu yönünden İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. UYAP’tan alınan nüfus kaydına göre, sanık …’nun İlk Derece Mahkemesi kararından sonra 02.09.2019 tarihinde öldüğü anlaşıldığından Lekelenmeme Hakkı açısından yapılan değerlendirmede 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin âmir hükmü uyarınca; adı geçen sanık ölmeseydi, davanın esasına girip, işbu kararı onamamız gerekirdi diyorsak artık; sırf sanık yargılama aşamasında öldü diye davayı düşüremeyiz, yani şüpheli ya da sanığı lekelenmiş durumda bırakamayız bu düşünceden hareketle öne sürülen temyiz sebebi yönünden yapılan incelemede sanıkların aşamalarda değişmeyen tutarlı ve istikrarlı savunmaları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre kurulan hükümlerde hukuka aykılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Katılan Sanıklar …, … Hakkında Yarama Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle katılan sanıklar … ve … müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle, REDDİNE,

B. Sanık … Hakkında Değişen Suç Vasfına Göre Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Mahkûmiyet; Sanıklar …, … ve … Hakkında Nitelikli Yağma Suçundan Verilen Beraat Hükümleri Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 16.10.2018 tarihli ve 2018/1474 Esas, 2018/1821 Karar sayılı kararında katılan sanıklar …, … müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden 5271 sayılı Kanun’un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oybirliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

05.06.2023 tarihinde karar verildi.