YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25307
KARAR NO : 2023/11158
KARAR TARİHİ : 01.06.2023
İ S T İ N A F S O N R A S I T E M Y İ Z
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/693 E. 2018/1867 K.
SUÇ : Nitelikli yağmaya teşebbüs
HÜKÜMLER : Reddi, İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafii, katılan vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Reddi – Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması
Katılan Vekilinin temyiz istemi yönünden; sanığın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 291 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen kanunî süre içerisinde 09.05.2018 tarihli, temyiz sebebi içermeyen dilekçe ile temyiz isteminde bulunduğu; ancak aynı Kanun’un 295 inci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen 7 günlük kanunî süre içerisinde temyiz nedenlerini içeren gerekçeli temyiz dilekçesini sunmadığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 03.06.2015 tarihli ve 2015/24085 soruşturma sayılı iddianamesi ile sanıklar … ve … hakkında katılan …’a yönelik nitelikli yağma suçundan ayrı ayrı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149/1-a, c ve 53 üncü maddeleri uyarınca kamu davası açılmıştır.
2. … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.10.2017 tarihli ve 2015/263 Esas, 2017/317 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan ayrı ayrı 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri, 62 inci maddesi, 53 üncü maddesi ve 54 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 9 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, mahsuplarına ve emanette bulunan suçta kullanılan eşyaların müsaderesine karar verilmiştir.
3. … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 17.10.2018 tarihli ve 2018/693 Esas, 2018/1867 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanıklar müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanıklar hakkında nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan ayrı ayrı 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri, 35 inci maddesi, 62 inci maddesi, 53 üncü maddesi ve 54 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, mahsuplarına ve emanette bulunan suçta kullanılan eşyaların müsaderesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1.Sanık …’ın atılı suça iştirak iradesinin olmadığı ve hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2.Sanıkların yağma kastının olmadığı, hukuki ilişkiden kaynaklanan ihtilaf sebebiyle eylemin gerçekleştiği haklarında 5237 sayılı Kanun’un 150/1. maddesinin uygulanması gerektiğine,
3. Senedin teslim edilmesi sebebiyle 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesinin uygulanması gerektiğine,
4. Asgari hadden ceza tayini, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Katılan … ile sanık … arasında önceye dayalı arazi anlaşmazlığı nedeniyle husumetin olduğu, katılanın, sanık …’in dayısının oğlu ve aynı zamanda vefat eden ablasının eşi olduğu, olay tarihi olan 24.04.2015 tarihinde sanık … yanına oğlu olan sanık …’ı da alarak katılanın ikamet etmekte olduğu … Şahinbey İlçesi … köyüne geldikleri, katılanın cuma namazı çıkışında köyün dışında bulunan evine gideceğini bildikleri için köy dışında katılanı beklemeye başladıkları, katılanın saat 13.00 sıralarında evine doğru kendi aracı ile tek başına giderken sanıkların katılanın aracını durdurdukları, ilk önce katılanın sanıkları tanımadığı ancak durunca sanıkları tanıdığı, sanık …’in katılanın yanına gelerek ”ben açım bana 500.000,00 TL vereceksin” dediği ve katılanın aracının sağ ön koltuğuna otruduğu, sanık …’in de aracın arka koltuğuna oturduğu, sanık …’in müştekiye hitaben ”bir adet bono senedi çıkartarak adını yaz ve imzala yoksa ölürsün” diyerek tehdit ettiği, katılanın da korkarak senedi imzaladığı, sanık … cebinden emanette kayıtlı olan tabancasını çıkartarak katılana ateş etmek istediği sırada araç içerisinde aralarında itiş-kakış olduğu, sanık …’nun da katılanın kollarını tutarak zaptetmeye çalıştığı, sanık …’in katılılanın sol bacağına bir el ateş ettiği, sanıkların birlikte olay yerinden uzaklaştıkları, katılanın telefonla yakınlarına ulaşması ile olay yerine gelen yakınları tarafından hastaneye kaldırıldığı, katılanın olay sırasında hayati tehlikeye geçirmeyecek, basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde hafif ölçüde olmayacak şekilde yaralandığı, sanık …’in kendi rızasıyla suçta kullandığı silahı ve bonoyu emniyete teslim ettiği, sanıktan ele geçirilen silahın alınan kriminal rapor sonucuna göre ruhsatsız taşınması yasak silah kapsamında olduğu, bu şekilde sanıkların katılanı tehdit ve cebir kullanmak suretiyle yağmaladıkları ilk derece mahkemesi tarafından maddi vakıa olarak kabul edilmiştir.
2.Olay yeri tespit tutanağı, teslim tesellüm tutanakları dosya arasında mevcuttur.
3. Muhafaza altına alma tutanağında ; sanık …’ta ele geçirilen ve olayda kullanılan 1 adet 8697477280268 seri numaralı senet, 1 adet seri numarasız Gold STAR – 2002 Call MM Magnum Tabanca, 1 Adet Şarjör, 3 adet 7.65 fişek olduğu tespit edilmiştir.
4. 14.07.2015 tarihli Jandarma Genel Komutanlığı’nın uzmanlık raporunda; …’a ait sağ ve sol el svapları üzrinde atış artıkları tespit edildiği, …’a ait şalvarın sol ön üst bölgesinden yaklaşık (1×1) cm ebatlı bir adet delinme olduğu tespit edildiği, Atış Artıklarının dağılımı ve yoğunluğu itibariyle yapılan atışın “YAKIN ATIŞ” olduğu tespit edilmiştir.
5. 03.11.2016 tarihli Katılan … hakkında Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesince düzenlenen raporunda; ”…ateşli silah yaralanması” nedeniyle oluştuğu bildirilen “sol uyluk anteromedial orta 1/3’te 1×0,6cm.’lik ve posterior orta 1/3’te 1x1cm’lik iyileşmiş yara tamir dokuları” arızalarının Duyu veya organlarından birisinin işlevinin sürekli zayıflamasına veya yitirilmesine neden olmadığı tespit edilmiştir.
6.Tanık beyanları dosya arasında mevcuttur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda; Katılan’ın kendisine verilen boş bono senedine yalnızca adını yazdığı, senedin imza içermediği, bu haliyle borç doğurucu nitelikte olmadığı dolayısıyla eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden sanıkların tamamlanmış suçtan cezalandırılmaları hukuka aykırı ve istinaf itirazları bu nedenle yerinde görülmüştür. Buna göre duruşma açılarak sanıklar hakkında silahla ve birden fazla kişi ile yağmaya teşebbüs suçundan aşağıdaki hüküm verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Suçun Sübutuna, Vasfına ve Etkin Pişmanlık İndiriminin Uygulanması Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Yağma suçları 5237 sayılı Kanun’un 148, 149 ile 150 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Yağma başkasının zilliyetliğindeki taşınabilir malı zilliyetin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir ve tehdit ile yarar sağlamak maksadıyla alınmasıdır. 5237 sayılı Kanun’ un 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yağma suçu temel şekli, ikinci fıkrasında senet yağması, üçüncü fıkrasında cebir karinesine yer verilmiştir. 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinde yağma suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. 5237 sayılı Kanun’ un 150 nci maddesinde hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amaçlı yağma ile değer azlığı yaptırıma bağlanmıştır. 5237 sayılı Kanun’ un 150 nci maddesinin birinci fıkrasında; yağma suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenmesi halinde faile yalnızca tehdit ve/veya yaralama suçundan ceza verileceği öngörülmüştür. Bu şekilde de daha az cezayı gerektirir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin birinci fıkrasında, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla denildiğinde bu nitelikli hal uygulanabilmesi için; öncelikle ortada failin mağdura yönelik bir alacak hakkı bulunması, alacağın hukuken korunan ve geçerli hukuki ilişkiye dayanması, yağma eyleminin de hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi gerekir. Bu hak hukuki ilişki kurulunca; kurulan hukuki ilişkinin tarafı olan kimseleri kapsar ve onlar yararlanabilir, bunun dışındaki kimseleri kapsamamaktadır.
Anılan açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince sanık …’in 19 yıl önce vefat eden babası ve dedelerinin arazisinin köyde bulunmadığı için katılanın kendi üzerine aldığından bahisle aralarında husumet olduğunu ve bir çok kez bu durumu görüştüklerini ancak katılanın hakkını vermediği iddiası karşısında; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde de bahsetmiş olduğu gibi hakkın doğduğu iddia edilen tarih ile suç tarihi arasında geçen zaman, bu süreçte sanığın herhangi bir hukuki başvuruda bulunmaması, hak iddiasına ilişkin herhangi bir delil bildirememesi, alacak iddiasının likit, belirlenebilir olmaması, sanığın katılandan alacaklı olduğunu düşünmesini gerektiren objektif, hatta subjektif kanaat verebilecek somut olguların bulunmaması karşısında; katılan beyanı, sanıklar savunmaları ve tanık beyanları ile olaya ilişkin tutanaklar ve adli raporlardan Olay ve Olgular bölümünün 1 numaralı paragrafında açıklandığı üzere gerçekleşen eylemde sanıkların ikrarıyla da tespit olunduğu üzere katılana senet imzalatmaya çalıştığı sırada korkutmak için silah çekerek atılı eylemi işledikleri, sanık …’in babasının eylemine başından beri iştirak ettiği katılan beyanı ile de tespit olunduğu anlaşılmakla; sanıkların yağmaya teşebbüs suçundan cezalandırılmalarının yerinde olduğu, senedin imzasız olmasından dolayı henüz borç niteliği taşımadığından eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı ve yağma eylemi henüz tamamlanmadığı için TCK’nın 168/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının da mümkün olmadığı, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşılmakla kararın usul ve kanuna uygun olduğu kabul edilen hükümde, sanıklar müdafinin temyiz istemleri yönünden hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.Lehe Hükümleri Uygulanmasına Yönelik Temyiz Sebebi
Sanıklar hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiri indirim sebebi uygulandığı, sanıklar hakkında hükmedilen netice ceza miktarının 5 yıl hapis cezası olduğu, diğer lehe hükümlerin (5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevirme, aynı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca, sanığın suç tarihindeki yaşı da gözetilerek erteleme ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması) uygulanmasında, sonuç ceza miktarı itibarıyla kanunî engel bulunduğu anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
A. Katılan Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Sanığın temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanıklar Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 17.10.2018 tarihli ve 2018/693 Esas, 2018/1867 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden CMK’nın 288 ve 289. maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
01.06.2023 tarihinde karar verildi.