Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2021/24516 E. 2023/11595 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/24516
KARAR NO : 2023/11595
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

İSTİNAF SONRASI TEMYİZ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/684 E., 2018/1039 K.
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle ve hükmedilen ceza süresine göre sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince reddine karar verilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.09.2016 tarihli ve 2016/124964 Soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında iki kez nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 37 nci maddesi, 148 inci maddesinin birinci fıkrası, 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri, 148 nci maddesinin ikinci fıkrası, 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmıştır.

2. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.12.2017 tarihli ve 2016/386 Esas, 2017/457 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesi, 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri, 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 11 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına, inceleme dışı diğer suça sürüklenen çocuklar hakkında ise nitelik yağma suçlarından mahkûmiyet kararları verilmiştir.

3. … 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.12.2017 tarihli ve 2016/386 Esas, 2017/457 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve inceleme dışı suça sürüklenen çocuklar müdafiileri tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 25.05.2018 tarihli ve 2018/684 Esas, 2018/1038 Karar sayılı kararıyla;
“… Suçun, mağdurun sanık ve müştekilerin çalıştığı işyerinde bulunduğu sırada işlendiğinin anlaşılması karşısında; temel ceza belirlenirken 5237 sayılı TCK’nın 149. maddesinin (d) bendinin değerlendirilmeye esas alınmaması, aleyhe istinaf bulunmadığından, Suça sürüklenen çocukların 18 yaşını tamamlamadığı gözetilerek duruşmanın kapalı yapılması yerine 11/07/2017 tarihli celse açık yapılarak 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı davranılması telafisi mümkün olmadığından davanın yeniden görülme sebebi olarak kabul edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonucunda oluşan takdirine, suçun sübut ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, cezayı belirleme gerekçelerinin nitelik ve derecesine göre verilen hükümlerde eleştiriler bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafii ve suça sürüklenen çocuklar müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, “
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. Sanığın diğer suça sürüklenen çocuklar ile birlikte hareket ettiğine dair maddi delil, tanık ve mağdur beyanı bulunmadığına,
3. Suça sürüklenen çocukların suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına dayanılarak suçun işlendiğinin kabul edildiğine,
4. Müvekkilin savunmasında internetteki ilanı görmesi ile işe müracaat ettiğini, iki günlük deneme süresi içerisinde çay, kahve işlerine baktığını, işi beğenmediği için işi bıraktığını, ancak olay günü iki günlük ücetini almak için işyeri sahibinin çağrısı üzerine işyerine gittiğini, sadece mağdura kapıyı açtığını, masaj ücreti olan 120,00 TL parayı alıp masa üzerine bıraktığını, suça sürüklenen çocukların parayı aldıklarını, sonra meydana gelen olaylarda korkusundan dolayı bürodan ayrılamadığını belirttiğine,
5. Üniversite öğrencisi olan ve varlıklı bir ailenin kızı olan müvekkilin yağmaya azmettiren biri olarak düşünülemeyeceğine,
6. Mağdurun tüm zararının 145,00 TL oluşu zararın değerinin azlığı, tüm zararın müvekkil tarafından karşılanmış olması karşısında 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerektiğine, bu hususun kararda tartışılmadığına,

7. Eksik inceleme ile karar verildiğine, talep edilmiş olmasına karşın işyeri sahibi …, işyeri sahibinin kardeşi … ve …’ın tanık olarak dinlenmediğine,
8. İşyerinde kimlerin çalışan olduğuna yönelik araştırma, keşif yapılmadığına,
9. Müvekkilin işyerinin işletmecisi olduğuna dair tek bir tanık, kayıt, delil bulunmadığına, suça sürüklenen çocukların suçtan kurtulmaya yönelik beyanda bulunduklarına, işyerinde daimi çalışanların suça sürüklenen çocuklar olduğuna,
10. Tanık B.A’nın da işyeri işletmecisinin suça sürüklenen çocuk … olduğunu belirttiğine,
11. Sundukları delil fotoğrafında da suça sürüklenen çocuk …’in suç tarihinde ve önceki yıllarda da çalıştığının sabit olduğuna,
12. Müvekkilin mağdurun bulunduğu odaya girmediğine,
13. Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanması gerektiğine,
14. Tanıklar H.T. ve B.A.’ beyanlarından müvekkilin işyerinde sadece iki gün çalıştığının anlaşıldığına, yine … beyin olmadığı zamanlarda da işyeri yetkilisinin suça sürüklenen çocuk … olduğuna,
15. Tanık B.A.’ya dosya içerisindeki fotoğrafların kim olduğu gösterilmeden soru sorulduğuna, bu sebeple tanığın … beyin yerine gelen … dediğine,
16. Suça sürüklenen çocuk …’in müvekkiline atfı cürümde bulunmaya yönelik, çelişkili beyanlarda bulunduğuna, suç eşyasının suça sürüklenen çocuk …’de ele geçtiğine, silaha yönelik çelişkili savunma yaptığına,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Mağdur …’in davaya konu olayın gerçekleştiği masaj salonu olarak da kullanılan işyerinin internette bulunan telefon numarasını arayarak sanık … ile yaptığı görüşme sonucu kendisine verilen adrese gittiği, bu adreste kapıyı açarak mağduru karşılayan sanık …’in 120,00 TL masaj ücretini aldığı, katılanı bir odada beklemesini söyleyerek eliyle işareti üzerine mağdurun sanık …’in gösterdiği odaya giderek beklemeye başladığı, bir müddet sonra sanık …’in mağdurun yanına giderek oda parası almaları konusunda yönlendirdiği suça sürüklenen çocuklar … ile …’in de mağdurun bulunduğu odaya gittikleri, suça sürüklenen çocuk …’in diğer suça sürüklenen çocuk …’e “ben dışarıdayım” diyerek odadan ayrıldığı, mağdurla aynı odada yalnız kalan suça sürüklenen çocuk …’in mağdurdan oda parası olarak 150,00 TL para vermesini istediği, mağdurun da bu parayı vermeyeceğini söylemesiyle, suça sürüklenen çocuk …’in mağduru korkutarak istediği parayı vermesini sağlamak amacıyla gümüş renkli bir tabancayı çıkarıp dizine koymak suretiyle “o zaman telefonunu ver” diyerek mağdurun telefonunu istediği, silahın etkisiyle korkan mağdurun cep telefonunu suça sürüklenen çocuk …’e verdiği, bunu müteakip suça sürüklenen çocuk …’in mağdurla beraber odadan ayrılarak işyerinin salon bölümüne geçtikleri, suça sürüklenen çocuk …’in mağduru buradaki bir masaya oturtmak suretiyle verdiği kalemle söylediklerini yazmasını ve altını da imzalamasını istediği için mağdurun masadaki not defterine “P. G. Salonuna 150,00 TL borcum var” şeklindeki taahhüt sözünü yazdığı ve altını imzaladığı, akabinde suça sürüklenen çocuk …’in mağdura oda parası olarak istediği “150,00 TL getirirsen telefonunu veririm, şimdi gidebilirsin” dediği, bunun üzerine olay yerinden ayrılan mağdurun bankadan çektiği 150,00 TL parayla tekrar söz konusu işyerine geldiği, 150,00 TL yi vererek telefonunu almak isteyen mağdura, kapıyı açan suça sürüklenen çocuk …’in o sırada işyerinde bulunmasına rağmen suça sürüklenen çocuk …’in orada bulunmadığını, yarın gelmesi gerektiğini söyleyerek kapıyı kapatmasıyla, mağdurun olay nedeniyle şikayetçi olduğu, mağdurun telefonunun polise haber verilmesi ve sonrasında yapılan tahkikat sırasında suça sürüklenen çocuk …’den alınarak mağdura teslim edildiği, anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.

2. Sanığın savunmasında suçu inkar ettiği anlaşılmıştır.

3. Mağdurun oluşa uygun beyanda bulunduğu belirlenmiştir.

4. Kolluk görevlilerince düzenlenen yakalama tutanağı ile suça konu telefona ait teslim tutanağının dosyada mevcut olduğu belirlenmiştir.

5. Tanıklar H.T. Ve B.A.’nın doğrudan görgüye dayalı olmayan beyanlarının alındığı belirlenmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İnceleme konusu suç bakımından, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin sanık hakkında uygulanmamış olması eleştirisi dışında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Suçun Sanık Tarafından İştirak Halinde İşlenmediğine, Eksik Araştırma Yapıldığına, Yeterli Delil Bulunmadığına İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Yağma suçları 5237 sayılı Kanun’ un 148, 149 ile 150 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Yağma başkasının zilliyetliğindeki taşınabilir malı zilliyetin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir ve tehdit ile yarar sağlamak maksadıyla alınmasıdır.
5237 sayılı Kanun’ un 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yağma suçu temel şekli, ikinci fıkrasında senet yağması, üçüncü fıkrasında cebir karinesine yer verilmiştir. 5237 sayılı Kanun’ un 149 uncu maddesinde yağma suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir.

Cebir veya tehdit, ”yaşam hakkı, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı hakkı” şeklindeki hukuki değerlere yönelik olmalıdır.
Yağma icrai kuvvetle işlenebilen bir suç tipidir. Kullanılan cebir ve tehditin kişinin malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya elverişli olmalıdır.
Cebir-şiddet, mağduru, men ederek ve zorlayarak, failin istediği davranışa sokacak fiillerdir.

Anılan açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince; sanık ile evvelce husumet iddiası bulunmayan mağdurun aşamalarda alınan beyanları, bu beyanlar ile örtüşen ve özellikle sanığın temyiz istemine de konu edilen diğer suça sürüklenen çocuklar ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmediği savunması ile örtüşemeyecek şekilde kolluk görevlilerince diğer suça sürüklenen çocuk … ile birlikte işyeri yakınında yakalanmış ve bu yakalama işlemi sırasında diğer suça sürüklenen çocuk …’in üzerinde suça konu mağdura ait cep telefonunun ele geçirilmiş olduğunu belirten yakalama tutanağı, bahsedilen mağdur beyanı ve yakalama tutanağı içeriği ile uyumlu diğer suça sürüklenen çocukların sanığın da eyleme iştirak ettiğine dair ikrar içeren savunmaları tüm dosya kapsamı ile hep birlikte gözetildiğinde, ayrıntıları olay ve olgular kısmında belirtildiği şekilde sanığın inceleme dışı diğer suça sürüklenen çocuklar ile fikir ve eylem birliği içerisinde işyeri içerisinde mağdurdan suça konu sim kartlı cep telefonu ile 120,00 TL parayı silah kullanmak suretiyle zorla aldıkları, işyeri dışında mağdurdan suça konu cep telefonunun değiştirilerek alınmasının ise suç vasfı ile kabule tesir etmeyeceği de dikkate alındığında, temyiz sebepleri kısmında ayrıntılı belirtilen tüm temyiz sebeplerinin yeniden yargılamayı gerektirir, sonuca etki edebilecek bozma sebepleri olarak görülmediğinden eylemin iştirak halinde sanık tarafından işlendiği ve suç vasfının da yazılı şekilde birden fazla kişi ile birlikte silah kullanmak suretiyle işyeri içerisinde nitelikli yağma suçu oluşturduğu kabulü içeren Bölge Adliye Mahkemesi hükmünde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır

2. 5237 sayılı Kanun’un 150 nci Maddesinin İkinci Fıkrasının Uygulanması Gerektiği Yönünden
Mağdurdan 120,00 TL para ve 25 TL harcanmak suretiyle yenisi alındığı anlaşılan sim kart dışında, suça konu cep telefonunun da zorla alınmış olması ve bahse konu cep telefonunun bilinebilen değeri dikkate alındığında nitelikli yağma suçuna konu eşya ve para miktarının toplam değerinin az olarak kabulü mümkün görülmediğinden 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin ikinci fıkrası uygulanmasına yer verilmeyen hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin, 25.05.2018 tarihli ve 2018/684 Esas, 2018/1038 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden 5271 sayılı Kanun’un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,

15.06.2023 tarihinde karar verildi.