YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/23819
KARAR NO : 2023/9737
KARAR TARİHİ : 03.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi –
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
Sanık … hakkında 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik yapılan itirazın Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.10.2017 tarihli ve 2017/349 Değişik İş sayılı kararı ile reddine karar verildiği ve itiraz üzerine verilen kararların 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 271 inci maddesinin dördüncü fırkası gereğince kesin olduğu anlaşıldığından; adı geçen sanık müdafiinin bu konudaki vaki talebi inceleme dışı bırakılmıştır.
Sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümler yönünden 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanıklar hakkında bu suç yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafiinin temyiz istemlerinin, aynı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
Sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığının, 16.01.2017 tarihli ve 2016/7584 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.09.2017 tarihli ve 2017/27 Esas, 2017/233 Karar sayılı kararı ile sanıklar … ve … hakkında nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına; sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci madde uyarınca 5 yıl 15 hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanıklar … ve … hakkında hükmedilen hapis cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
3. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 25.12.2017 tarihli ve 2017/2019 Esas, 2017/2007 Karar sayılı kararı ile “…Sanıklar hakkında yağma suçundan hükmedilen sonuç cezanın 6 yıl 3 ay yerine, 5 yıl 15 ay hapis cezası olarak eksik tayini, yine yağma suçunun, TCK’nın 149/1. maddesinin (h) bentine aykırı biçimde, gece vakti işlenmesine karşın, “h” bendinin de değerlendirmeye esas alınmaması ve aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca, temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması aleyhe istinaf talebi olmadığından davanın yeniden görülmesi nedeni yapılmamıştır” eleştirisi yapılarak sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
IV. GEREKÇE
Sanıklar Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1. Mahkûmiyet için yeterli delilin bulunmadığına,
2. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
İişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Katılanın daha önceye dayalı bir kavga meselesinden dolayı sanık … ile arasında husumet bulunduğu, olay tarihinde katılanın sanık … ile bu konuyu facebook üzerinden konuşmaya başladıkları, saat 22.30 sularında sanık …’ın telefonla arayarak yüz yüze konuşma teklifinde bulunduğu, katılanın bunu kabul edip arkadaşından aldığı araçla buluşma noktasına giderek beklemeye başladığı, saat 00.30 sularında sanıkların başka bir araçla gelip katılan aracına doğru yöneldikleri, katılanın elindeki cep telefonunu ile aracın kontak anahtarını zorla aldıktan sonra katılanı araçtan indirip montunun cebindeki 100,00 TL parayı da aldıkları devamında katılanı darp etmeye başladıkları, sanık …’ın katılanın başına silah dayayıp “…bizimle geleceksin…” şeklinde sözler sarf ettiği, ardından katılanı darp etmeye devam ederek kendilerine ait aracın yanına götürüp bagajın içine koymaya çalıştıkları, katılanın direnip “…beni kurtarın…” diyerek bağırmaya başladığı sırada yolda geçmekte olan tanık E.K.’nın olayı görüp sanıklara engel olmaya çalışarak polisi aradığı, kısa bir müddet sonra olay yerine gelen kolluk güçlerininin müdahalesi ile sanıkların yakalandığı anlaşılmıştır.
2. Katılanın alınan 04.12.2016 tarihli genel adli muayene raporuna göre olayla uyumlu olacak şekilde basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaraladığının tespit edildiği ve buna ilişkin raporun dosya içerisinde mevcut olduğu görülmüştür.
3. Tanık E.K. ve S.K’nın olaya ilişkin ifadeleri dosyada mevcuttur.
4. Dosya içerisinde bulunan 04.12.2016 tarihli tutanak içeriğine göre olayda kullanılan silahın çevrede yapılan araştırmada bulunduğu, yakalanarak polis merkezine götürülen sanık …”ın üst aramasında ise katılanın, cep telefonu ile olay yerine geldiği aracın kontak anahtarının ele geçtiği anlaşılmıştır.
5. Olay yerini gösteren mobese kayıtlarının CD inceleme tutanağı ile çözümünün yapıldığı anlaşılmıştır.
6. Sanıklar yağma suçunu işlemediklerini savunmuşlardır.
7. Sanıkların adli sicil kayıtları dosya içerisinde mevcuttur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Delil Yetersizliği Yönünden
Katılanın aşamalarda özde değişmeyen tutarlı ve istikrarlı anlatımları ve bunu doğrulayan tanık anlatımı, tutanak içeriği, sanık savunmaları ve hukuka elverişli tüm kanıtlara göre sanıkların suçu sabit görülmüş ve kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır
B. Suçun Unsuru Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 148 inci ve 149 uncu maddelerinde düzenlemeye göre; bir başkasının kendisinin veya yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden yada mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir. Cebir ve tehdit karşısında katılanın başka bir seçeneği kalmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında sanıkların tehdit ve darp eyleminde bulunarak suça konu eşyaları katılandan zorla almaları şeklindeki eylemlerinin yağma suçu kapsamında kaldığını kabul eden mahkeme kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Olay ve Olgular başlığının 1 numaralı maddesinde açıklanan şekilde, yağma eylemini silahla, birden fazla kişi ile birlikte ve gece vakti işleyen sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin yanında (a) ve (h) bentlerinin uygulanması ve aynı Kanun’un 61 inci maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken bu hususların değerlendirilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi; aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
D. 5271 sayılı Kanun’un 272 nci maddesinin son fıkrasına 7242 sayılı yasanın 17 nci maddesi ile yapılan düzenleme ile sonuç olarak doğrudan belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezalarına ilişkin mahkûmiyet hükümlerinin tekerrüre esas alınamayacağının belirtilmiş olması nedeniyle Sanık …’ın tekerrüre esas alınan … 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/303 Esas, 2014/400 Karar sayılı ilamı ile kasten yaralama suçundan mahkumiyetine dair doğrudan verilen 2000 TL adli para cezasının kesin nitelikte olduğu ve sanığın tekerrüre esas başkaca ilamın olmaması nedeniyle koşulları oluşmadığı halde sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması suretiyle tespit edilen hukuka aykırılığın Yargıtay tarafından giderilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
E. Sanıklara zorunlu müdafiinin görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiiye ödenen avukatlık ücretinin sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretlerinin sanıklardan alınmasına hükmedilmesi suretiyle tespit edilen hukuka aykırılığın Yargıtay tarafından giderilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
A. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden
Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle sanıklar müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
B. Nitelikli Yağma Suçu Yönünden
Gerekçe bölümünün (D) ve (E) başlıklı bölümlerinde açıklanan nedenlerle sanıklar müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 25.12.2017 tarihli ve 2017/2019 Esas, 2017/2007 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin hüküm fıkralarından sanık …’a ait tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısım ile sanıklara yüklenen yargılama giderleri ile ilgili bölümlerden zorunlu müdafii gideri ücretinin çıkarılması suretiyle, Tebliğname’ye aykırı olarak oy çokluğuyla TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Erzincan 1 Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
03.04.2023 tarihinde karar verildi.
(Karşı oy)
(Karşı oy)
KA R Ş I O Y
Yağma suçunun tamamlanabilmesi için kullanılan, cebir veye tehdidin etkisiyle mağdurun malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılmasıdır.
Somut olayda sanıkların araç içinde bekleyen katılanın cep telefonunu ve aracının anahtarını zorla alıp darp etmeye başladıkları, bu sırada üzerinde bulunan bir miktar parayı da aldıktan sonra katılanın başına silah dayadıkları ve bu şekilde katılanın suça konu eşyalar üzerindeki tasarruf olanağını ortadan kaldırdıkları anlaşılmaktadır.
Sanıkların suça konu eşyaları alıp katılanın tüm tasarruf olanağını ortadan kaldırdıktan sonra bununla yetinmeyip katılanın hürriyetini alıkoymaya yönelen suçu teşkil eden davranışlar gerçekleştirmeye başladıkları, bu aşamadan sonra ihbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri müdahalede bulunarak sanıkları yakaladığı, ardından katılanın hastaneye sevkinin sağlandığı, sanık …’ın polis merkezinde yapılan üst aramasında suça konu eşyaların ele geçtiği anlaşılmaktadır.
Olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında sanıkların yağma suçunu tamamladıkları halde ikinci suç olan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri sırada polis tarafından yakalanmaları nedeniyle yağma suçunun da teşebbüs aşamasında kaldığının kabul edilmesi sonucuna varılamaz.
Bu itibarla yağma suçunun tamamlandığı halde, sayın çoğunluğun eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı yönündeki görüşüne iştirak etmiyorum.