YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/22466
KARAR NO : 2022/14069
KARAR TARİHİ : 19.10.2022
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
… Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 09/06/2017 tarihli karar başlığında, heyet üyelerinin kurum siciline yer verilip, ad ve soyadlarının gösterilmemesi 5271 sayılı CMK’nın 232/2-b maddesindeki açık düzenlemeye aykırı ise de; anılan hususun mahallinde eklenmesi olanaklı görülmüştür.
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin “Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usûle ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede;
31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın suç tarihinde gece vakti yolda yürümekte olan aralarında önceye dayalı husumet bulunan müştekinin yanına gelerek “seninle konuşmak istiyorum, araca bin seni istediğin yere bırakılım” dediği, müştekinin binmek istememesi üzerine müştekiden cep telefonunu istediği, müştekinin elinde bulunan kuzenine ait cep telefonu olduğu ve bu telefonu almak istediği sırada telefonun yere düştüğü ve üzerinden araç geçmesi nedeniyle hasar gördüğü, bu sırada araç içerisinde bulunan sanığın aracın camından müştekinin elinde bulunan kendisine ait cep telefonunu hızla alarak olay yerinden uzaklaştığının dosya kapsamından anlaşıldığı buna karşılık her ne kadar müşteki kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında sanığın içerisinde bulunduğu, açık kimlik bilgilerini bilmediği şahsın kullandığı aracı üzerine sürerek kendisini iki araç arasında sıkıştırarak dizlerinin iki araç arasında kalarak yaralandığını belirtmiş ise de müştekinin olayın sıcağı sıcağına alınan kolluk beyanının belirtilen ifadesi ile çelişmesi ve belirtilen eylemler yönünden doğrudan görgüye dayalı tanık beyanı ya da doktor raporunun bulunmaması, müşteki ve tanık …’ın beyanlarının da birbirleriyle çelişen hususlar içerdiği gözetildiğinde sanığın sabit görülen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-b, 143/1, 168/2. maddelerinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasfında ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde yağma suçundan hüküm kurulması;
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, CMK‘nın 7165 sayılı Kanun ile değişik 304. maddesi gereğince, yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 19/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.