Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2021/21759 E. 2021/15738 K. 18.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/21759
KARAR NO : 2021/15738
KARAR TARİHİ : 18.10.2021

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : Esastan red

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Şüpheli ya da sanık ceza muhakemesinin en başta gelen sujesidir. Kural olarak sanık mahkemede hazır edilmeden duruşma yapılamaz ve sanıksız ceza yargılaması olmaz.
Yüzyüzelik ve silahların eşitliği ilkeleri adil yargılanma hakkının önemli başlıklarından olup, sanığın yargılandığı mahkemede bizzat hazır bulunup ifade vermesi savunma hakkının önemli bir parçasıdır. CMK 196/4 maddesiyle bu ilkeye istisna olacak şekilde SEGBİS ile ifade alma imkanı getirilmiştir. “Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir”. Fakat savunma hakkının gereği olarak sanık yargılandığı mahkemenin huzurunda bizzat savunma yapmak istiyorsa buna imkân verilmeli, SEGBİS ile savunma yapmaya zorlanmamalıdır.
Hiçbir mikrofonun teknik özellikleri veya kameranın çözünürlüğü, insanın gözünden, kulağından daha duyarlı olamaz. Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun SEGBİS’te mekân farklılığından dolayı kamera ve mikrofon aracılığıyla iletişim kurulması nedeniyle, bırakalım sanığı, hâkim dahi tam olarak duruşmaya hakim değildir. Zira, diğer mekânda kameranın görüş açısı dışında neler olup bittiğini, hâkim, savcı, katip, mübaşir, sanık, mağdur, tanık ve bilirkişi dahil hiç kimsenin tam olarak bilmesine imkân yoktur.
Elbette yargılamada teknoloji kullanımı son derece doğal ve faydalıdır. Bu itibarla, söz gelimi yol tutuklaması ile yakalanan kişi 24 saat içinde yetkili mahkeme huzuruna çıkarılamıyorsa, yetkili mahkeme veya hakim tarafından SEGBİS yoluyla dinlenilip bu kişinin serbest bırakılması ya da mahkeme huzuruna gelemeyecek derecede hasta olan bir tanık veya sanığın aynı yöntemle dinlenilmesinde kişi hak ve özgürlüğüne veya ceza muhakemesi ilkelerine ters düşen bir durum yoktur.
Aynı şekilde, sanığın istemesi ve/veya zorunluluk bulunması hâlinde, müdafiinin hukuki yardımı başta olmak üzere, çelişmeli yargı, silahların eşitliği ilkelerine uygun bir tarzda hareket edilmesi koşuluyla sanığın SEGBİS yardımıyla savunmasının alınması veya duruşmalara katılmasıyla yetinilmesinde bir sakınca olmadığı düşünülmektedir.

Buna karşılık, sanık SEGBİS aracılığıyla savunma yaparken müdafii yardımından mahrum bırakılmışsa, yokluğunda tanık dinlenmişse veya tanığa doğrudan soru sorma imkanı verilmemişse savunma hakkının kısıtlandığı kabul edilmelidir. Bilindiği üzere, 2020 yılı başından itibaren bütün dünyayı etkisi altına alan Covit 19 salgını dolayısıyla 16.03.2020 tarihinde ülkemizde pandemi ilan edilmiş ve kapanma tedbirlerine başvurulmuştur. Hükümet, Sağlık Bakanlığı ve HSK’nın kararları doğrultusunda 15.06.2020 tarihine kadar adliyelerde istisnalar haricinde duruşmalara ara verilmiş, bu süre zarfında işbu dosyada da duruşma yapılamamıştır. Salgın hâlen devam etmekte ve salgının seyrine göre alınan tedbirler, zaman zaman sıkılaştırılıp gevşetilmektedir. Ancak, uzunca bir süredir maske, mesafe ve hijyen kurallarına riayet edilerek ve yüzyüzelik ilkesine uygun bir biçimde duruşmaların yapıldığı da bir vakıadır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, sanığın tensip ara kararıyla duruşmada hazır olması cezaevinden talep edilmesine ve yargılandığı mahkeme ile sanığın bulunduğu cezaevinin İzmir’de olmasına rağmen, sanığın ifadesinin SEGBİS ile alınmasını gerektiren zorunlu hallerin neler olduğu belirtilmeden ve sanığa mahkemede ifade vermek isteyip istemediği hatırlatılmadan yazılı şekilde yargılama yapılarak, tek celsede mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması, 5271 sayılı CMK’nın 289/1-h maddesi uyarınca resen dikkate alınması gereken hukuka kesin aykırılık hali olup sözü edilen kurala aykırı hareket edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 196/4, 289/1-h ve 302/2. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanun’un 304/2-a maddesi uyarınca gereğinin takdir ve ifası için dosyanın … Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 18/10/2021 tarihinde tebliğnameye uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.