YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/20401
KARAR NO : 2022/9554
KARAR TARİHİ : 21.06.2022
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin temyiz isteminin yağma suçuna yönelik olduğu tespit edilerek bu suça hasren yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık müdafiinin temyiz isteminin bu kapsamda olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yağma suçu, hırsızlığın zor kullanılmak suretiyle gerçekleştirilme halidir. Yağma, başkasının zilyetliğindeki taşınabilir bir malın zilyedin rızası olmaksızın faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınmasıdır. Yağma icrai kuvvetle işlenebilen bir suç tipidir. Kullanılan cebir ve tehdidin kişinin malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya yöneltmeye elverişli olmalıdır. Cebir–şiddet, mağduru men ederek ve zorlayarak failin istediği davranışa sokacak fiillerdir. Başka bir anlatımla yağma suçunun oluşumu için mağdurun direnç göstermesi, bu direncin kırılması için cebir uygulanması ya da en baştan mağdurun direnebileceği öngörülerek direnmesini engellemek amacıyla zor kullanılması şarttır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
1-Mağdur ve tanığın beyanlarında suça konu telefonu sanığın mağdurun elinden zorla aldığını beyan ettikleri anlaşılmakla mağdurdan ve tanıktan suçun faili tarafından gerçekleştirilen fiil içerisinde ”zorla alma” olarak neyi kastettiği açıklattırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Mağdurun 17.09.2021 havale tarihli dilekçesinde, soruşturma aşamasında şikayetinden vazgeçtiği gün sanığın tüm zararını karşıladığını ifade etmesi karşısında, yeniden duruşma açılarak mağdurun bu husustaki beyanı tespit edilip sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nın 304/2. maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın … 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine, 21.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.