YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17592
KARAR NO : 2022/9237
KARAR TARİHİ : 15.06.2022
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık ve müdafiinin temyiz istemlerinin bu kapsamda olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Zilyedin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla olduğu yerden alınması hırsızlık suçunu oluşturur.
Hırsızlık suçunun basit hali TCK’nın 141. maddesinde, hırsızlık suçunun nitelikli halleri ise aynı Kanunun 142. maddesinde, fıkralar ve bentler halinde sınırlı olarak sayılıp gösterilmiştir.
Suçun niteliklerinden ”elde veya üstte taşınan eşyayı, çekilip almak suretiyle ya da özel beceriyle” olanı da, aynı Kanunun 142.maddesinin 2.bendinde yerini bulmuştur.
Yağma suçu, hırsızlığın zor kullanılmak suretiyle gerçekleştirilme halidir.
Yağma, başkasının zilyetliğindeki taşınabilir bir malı, zilyedin rızası olmaksızın faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınmasıdır.
Cebir veya tehdit, ”yaşam hakkı, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı hakkı” şeklindeki hukuki değerlere yönelik olmalıdır.
Cebir veya tehdit unsuru her zaman açık veya net olmayabilir. Bu gibi durumlarda zor ögesinin, yağma boyutuna ulaşıp, ulaşmadığı olay bazında incelenir.
Yağma icrai kuvvetle işlenebilen bir suç tipidir. Kullanılan cebir ve tehditin kişinin malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya elverişli olmalıdır.
Cebir-şiddet, mağduru, men ederek ve zorlayarak, failin istediği davranışa sokacak fiillerdir.
Tehdit ise; muhatabın üzerindeki zorlama etkisini halihazırda bedensel tesir eden zorlama ile değil gelecekte belirtilen manevi bir zorlama, korkutmayla gösterir. Bu nedenle tehdit, zilyedin şahsının veya malının büyük bir tehlikeye düşürülebileceğinin bildirilmesi ve/veya bu tür algılanabilecek objektif olarak ciddi bir görünüm uyandırması ve tehdit edilenin de bunu ciddiye alması gerekir. Yağma suçunda tehdit, şahıs veya malvarlığına ilişkin ve kişiyi büyük bir tehlikeye düşürecek ağırlıkta bulunmasıdır. Hafif bir tehdit yağma suçunun oluşması için yeterli değildir. Toplumda yaşayan kişilerin içinde bulundukları psikolojik koşullar yaşamlarının her alanında oransız endişe duymalarına neden olmaktadır. Çevresel bazı faktörler insanı modellemekte suç korkusu bundan nasibini almaktadır. Toplumdaki şiddet eylemlerinin genel güvensizlik duygusunu etkilediği de bir gerçektir. Ceza adalet sisteminde amacın; suç korkusunun ekonomik ve sosyal maliyetini azaltma, suçluyu cezalandırma, suçlu olan kişideki insani yapıyı da kazanmak olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Anılan açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince; olay günü mağdurun, arkadaşları ile gezdiği sırada sanığın olay yerine gelip mağdurla konuşmak istediğini belirterek, mağdurun arkadaşlarını olay yerinden uzaklaştırdığı, sanık mağdurun yeğenlerini rahatsız ettiğini bahene ederek, ailesini tanıdığını, kendisini karakola götüreceğini, kendisine yazık olacağını söyleyip cep telefonunu istediği, mağdurun bu teklifi kabul etmemesi üzerine ”ver lan telefonunu” diye ses ve söylemini güçlendirip mağdurun elindeki cep telefonunu rızası dışında çekip aldığı olayda, mağdurun cep telefonunun alınması sırasında olayın başında ve sonraki aşamalardaki sanığın söylem ve hareketleri ile mevcut ortamın fiziki koşulları ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, mevcut eylemin yağma suçunda aranan tehditteki nicelik ve cebir, şiddet ve/veya şiddet boyutuna vardığının kabulünün olanaklı olmadığı dikkate alınmadan, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-b maddesi yerine, işlenen suçun hukuki vasfında yanılgı ile yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nın 304/2. maddesi uyarına yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın … 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 15/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.