Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2021/14897 E. 2021/12523 K. 29.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14897
KARAR NO : 2021/12523
KARAR TARİHİ : 29.06.2021

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma, hakaret
HÜKÜMLER : Nitelikli yağma suçu için istinaf başvurusunun esastan reddi, hakaret suçu için düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık müdafii duruşmalı inceleme isteminde bulunmuş ise de; 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 299. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız olarak yapılan incelemede,
I-Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hakaret suçunun türü ve bu suç için kanunda öngörülen cezanın üst sınırı gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK’nın 286/2-g maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, katılan vekilinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık müdafiinin temyiz isteminin suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın yağma kastının bulunmadığına, katılan vekilinin temyiz isteminin alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğine, etkin pişmanlık hükümlerinin ve TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasının hatalı olduğuna ilişkin olduğu belirlenerek, anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;

Oluş ve dosya içeriğine göre, Sanık … ile katılan …’nın olay tarihinde resmi nikahlı eş oldukları, 14.09.2020 günü saat 11:00 sıralarında ortak ikametlerinde bulundukları sırada aralarında tartışma çıktığı, sanığın katılandan habersiz katılana ait kullanmakta olduğu altın tuğralı ucu aldığı, katılanın yatak odasına gittiğinde altın tuğralı kolye ucunun yerinde olmadığını fark ettiği ve sanıktan istediği, sanığın tuğrayı vermeyi kabul etmeyip olay esnasında katılanın boynunda takılı olan zincir şeklinde altın kolyeyi de istediği, katılanın kolyeyi vermeyi kabul etmemesi üzerine sanığın katılanı basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaraladığı, arbede esnasında sanığın katılanın saçını çekerken parmağının zincir kolyeye takılması nedeniyle kolyenin koptuğu, sanığın altın kolye ve tuğra ucu ile birlikte evden ayrıldığı ve bu eşyaları bozdurduğu, sanık müdafiinin özellikleri belirtilen zincir ve tuğranın soruşturma aşamasında katılana teslim edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına ibraz ettiği, kovuşturma aşamasında söz konusu eşya katılana gösterildiğinde ayarı düşük ve kendisine ait ziynet eşyasından daha ince olduğunu, arada fiyat farkı bulunduğunu bildirdiği, aynı zamanda kuyumcu tarafından düzenlenen üzerinde tarih, fiyat ve ayar bilgileri bulunan kartı ibraz ettiği, oluşan fiyat farkının 3.350 TL olup kovuşturma aşamasında karşılandığı, sanığın söz konusu eşyayı 2.750 TL karşılığında bozdurduğunu belirtmesi, sanık müdafii tarafından söz konusu eşyanın fotoğraftan benzeri temin edilerek, sanık yakınlarınca alınıp ibraz edilmesinin istendiği, sanığın ceza infaz kurumunda bulunması safhasında gerçekleşen bu olaylarla ilgili olarak, zararı karşılama niyet ve iradesi bir arada değerlendirildiğinde, her ne kadar katılan kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakatı bulunmadığını bildirmişse de, sanık ve katılanın iadesi gereken eşyanın nitelikleri ile ilgili olarak hataya düşmüş olması karşısında kanunun düzenleniş amacı da gözetilerek, sanık lehine TCK 168/3-1. cümlesinin uygulandığı, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, kastın yoğunluğu gözetilerek takdiren alt sınırdan ceza tayin edildiği, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası olumsuz etkileri ile mağdurun zararını gidermiş olması lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek, TCK’nın 62 maddesinin uygulandığı, bu itibarla sanık hakkında kurulan hükümde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca dosyada CMK’nın 289. maddesinde sayılan hukuka kesin aykırılık hâllerinin herhangi birinin varlığı da tespit edilememiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükümde ileri sürülen temyiz sebebi yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca, sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN ONANMASINA, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 29.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.