Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2021/11298 E. 2021/7436 K. 20.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11298
KARAR NO : 2021/7436
KARAR TARİHİ : 20.04.2021

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : İstinaf isteminin esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin 24/11/2020 tarihli istinaf dilekçesinde duruşma talep ettiği ancak 04/01/2021 tarihli temyiz dilekçesinde duruşma talebi bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık müdafiinin temyiz isteminin, yağma suçunun maddi ve manevi unsurunun oluşmadığı, sanığın TCK’nın 150/1, 150/2 ve 62. maddelerinin uygulanması gerektiği ve ikinci kez tekerrürün oluşmadığı sebeplerine yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdiri ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya içeriğine göre, suç tarihinde anne ve babasının yaşadığı eve giden sanığın, silahı anne ve babasına doğrultarak babası olan mağdur …’den para istediği ve vermezsen hepinize sıkarım tehditi üzerine mağdur tarafından kendisine toplam 120 TL para verilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; özgülediği kastına göre sanığın, mağdura yönelik eyleminin bir bütün halinde TCK’nın 149/1.a-d maddesindeki konutta silahla yağma suçunu oluşturduğu ve TCK’nın 150/2 maddesi gereği değer azlığı indiriminin uygulanmadığı anlaşılmıştır.
TCK’nın “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlıklı 150/2. maddesinde; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar inidirilebilir.” denilmektedir.
Maddenin gerekçesinde ise; “Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
TCK’nın 145. maddesiyle daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hâl olarak “Değer azlığı”, hırsızlık suçu bakımından da suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” ibaresi ilâvesiyle- hüküm altına alınmış bir husustur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nın 145. (veya 150/2) maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
TCK’nın 145 veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
Hakim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
TCK’nın 145 ve 150/2. maddelerinin uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, TC Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK’nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
Öte yandan hâkim, TCK’nın 145 veya 150/2. maddeleriyle kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.
Bu açıklamalardan değer az ise, verilecek cezadan mutlaka indirim yapılmalıdır gibi bir anlam da çıkartılmamalıdır. Diğer bir anlatımla indirim yapıp yapmama hususu her somut olayda özenle değerlendirilmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai vb.’de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihi, 06.05.2020, suç konusu 120 Türk lirasıdır. Mağdurlar, sanığın annesi ve babasıdır, şikayetlerinden vazgeçmişlerdir. Bütün bu hususlar paranın satın alma gücü ve ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında verilen cezada TCK’nın 150/2 maddesi uyarınca değer azlığı indiriminin yapılmaması ,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nın 304/2. maddesi uyarına yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine, 20/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.