Yargıtay Kararı 6. Ceza Dairesi 2020/557 E. 2020/1950 K. 16.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/557
KARAR NO : 2020/1950
KARAR TARİHİ : 16.06.2020

Mala zarar verme ve yağma suçlarından şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/10/2019 gün ve 2019/69864 soruşturma, 2019/47012 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı, müşteki …’in 31.10.2019 havale tarihli dilekçesi ile vaki itirazının reddine ilişkin Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25.11.2019 tarihli ve 2019/6125 değişik iş sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığının 25/02/2020 gün ve 94660652-105-34-2066-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2020 gün ve 2020/26864 sayılı ihbar yazısı ile dava dosyası 28.02.2020 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi;
Anılan Yazıda;
“Dosya kapsamına göre, şüphelinin 01/10/2018 tarihinde öldüğünden bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 64. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişse de evvelce vaki 01/04/2019 tarihli ve 94660652-105-34-2590- 2019-Kyb sayılı yazımızla müştekinin aralarındaki alacak-verecek ilişkisi nedeniyle şüpheliye senet verdiği ve söz konusu senetleri ödediği ancak şüphelinin yanında bulunan diğer kişiler …, … ve Avukat … ile birlikte müştekinin iş yerine giderek borcun bitmediğinden bahisle önceki senetleri iade etmeksizin müştekiden zor kullanmak suretiyle protokol yapıp yeniden senet aldığı ve anılan senetleri icra takibine konu ettiğinin iddia edildiği somut olayda, şüphelinin yanında … ve …’ün de isim ve imzalarının bulunduğu, yine dosya içerisinde suretleri bulunan 20/06/2014 tanzim tarihli senetlerin lehtarının … olduğu, müştekinin ise … ve … ile arasında hukukî ilişkinin bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunmadığının anlaşılması karşısında, 12/06/2014 tarihli borç tasfiye protokolünde alacaklı olarak isim ve imzası bulunan … ve … ile anılan protokolün imzalandığı esnada iş yerinde bulunduğu iddia olunan Avukat …’in ifadelerine başvurulması sonrasında hukukî durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ve değerlendirmeye dayalı verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle kanun yararına bozma talep edildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 14/05/2019 tarihli ve 2019/1375 esas, 2019/3117 sayılı ilâmı ile şüphelinin 07/11/2018 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmeden önce vefat ettiği hususu da dikkate alınıp, ileri sürülen iddiaların tamamına göre bir değerlendirme yapılması gerektiğinden bahisle kararın kanun yararına bozulduğu, Yargıtay’ın anılan ilâmında iddia edilen bütün hususların değerlendirilmesi gerektiğine işaret ettiği gözetilmeden eksik soruşturma ve değerlendirmeye dayalı verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” gerekçesi ile,
“5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması” Dairemizden istenilmiştir.

TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A

Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının gönderme yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden, kabulü ile Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25.11.2019 gün ve 2019/6125 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nin 309/4-a maddesi gereğince BOZULMASINA, sonraki işlemlerin yerinde tamamlanmasına, 16/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.