YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2804
KARAR NO : 2021/16385
KARAR TARİHİ : 27.10.2021
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanıklar … ve … haklarında nitelikli yağma suçundan kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar … ve …’nin her ikisinin de zorunlu müdafiilerinin Av. … olduğu ve usulüne uygun yetki belgesine istinaden Av. …’un hükmün verildiği 09.04.2019 tarihli son oturuma katıldığı, sanık … müdafii olarak beyanlarının da alınmış olduğu anlaşılmakla; tebliğnamede sanık … hakkında, müdafiisi hazır bulundurulmadan karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 150/2-3 ve 188/1. maddelerine aykırı davranılmasından dolayı bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 31.12.2009 yerine 04.08.2010 olarak yazılması, yerinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiş; 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar … ve … müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle, usûl ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak ONANMASINA,
II-Sanıklar …, …, …, … haklarında iş ve çalışma hürriyetini ihlâl suçundan kurulan hükümlere yönelik o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
05.08.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesi uyarınca, temyiz süresi yedi (7) günden on beş (15) güne çıkartılmıştır.
Buna mukabil, 5320 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 8. maddesi uyarınca, istinaf mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar verilen kararlar hakkında, bu kararlar kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin 4 ilâ 6 fıkraları hariç, 305 ilâ 326. maddeleri uygulanır. Diğer bir ifadeyle, 20 Temmuz 2016 öncesinde verilen kararlar, bu kararlar kesinleşinceye kadar doğrudan temyize tâbidir.
1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesi uyarınca, temyiz süresi bir haftadır.
Kanun yoluna başvurma hakkı, savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı ile erişim hakkının en önemli alt başlıklarından birini oluşturmaktadır.
Bu hakkın yaygın ve etkili bir biçimde kullanılabilmesi için herkes tarafından kolayca anlaşılabilecek basit ve yalın yöntemler belirlenmeli ve sürelerin de mümkün olduğunca yeknesak olması görüşü benimsenmelidir.
Ceza Muhakemesinde “Derhal yürürlük ilkesi” geçerlidir. 7035 sayılı Kanunla temyiz süresi yedi günden on beş güne çıkartılmıştır ve sanık lehinedir.
Kaldı ki, sonradan yürürlüğe giren kanun önceden yürürlükte olan kanunu zımnen ilga edebilir. Bir kısım kararlar yönünden yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi 7035 sayılı Kanunla zımnen ilga edilmiştir.
Bu düşüncelerden hareketle, 7035 sayılı Kanun ile eklenen geçici birinci maddesiyle; 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesinde yapılan değişiklikler, “Bu (7035) Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ve sonrasında verilen kararlara uygulanır” denilmek suretiyle, doğrudan ya da istinaf sonrası ayrımı yapmaksızın, 7035 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren verilen bütün kararların on beş (15) günlük yeni temyiz süresine tâbi olduğu açıkça vurgulanmıştır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, 09/04/2019 tarihinde yüzüne karşı açıklanan hükmü 22.04.2019 tarihinde temyiz eden o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz başvurusunun süresinde yapıldığı kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 117/1, 119/1-c maddelerinde tanımı yapılan iş ve çalışma hürriyeti ihlali suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 7188 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre de;
Sanıklar haklarında 5237 sayılı TCK’nun 117/1, 119/1-c, ve 43/2. madde ve fıkraları uyarınca tayin olunan 15 ay hapis cezasının, aynı kanunun 62. maddesi uyarınca cezasından 1/6 oranında indirim yapılırken, hesap hatası sonucunda 12 ay 15 gün hapis cezası yerine, 11 ay 7 gün hapis cezasına hükmolunarak noksan ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ile sanıklar …, …, … ve … müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 27.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.