YARGITAY KARARI
DAİRE : 6. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10183
KARAR NO : 2021/12489
KARAR TARİHİ : 29.06.2021
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma suçuna teşebbüs
HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık … ile sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz istemlerinin sanıklar hakkında yağmaya teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet kararlarına yönelik olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık …’ün temyiz isteminin; hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini; sanık … müdafiinin temyiz isteminin; kararın gerekçesiz olduğunu, şüpheden sanık yararlanır ilkesine uyulmadığını, gönüllü vazgeçmeye ilişkin hükümlerin uygulanmadığını, sanığın tehdit suçundan cezalandırılması gerekirken, yağmaya teşebbüs suçundan cezalandırıldığını, sanık … müdafinin temyiz isteminin; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, deliller ve savunmaların yeterince irdelenmediğini, yağma suçunun oluşmadığına yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulaması yönünden, 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 10. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler kurulunun takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
T.C. Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK’nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın
13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıktan, yargılandığı suç nedeniyle baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretinin alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretlerinin sanıklardan alınmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ile sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 303/1-h. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün yargılama giderleri ile ilgili fıkrasından “sanıklar için atanan zorunlu savunman ücretinin” çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmesine, 29.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.